HABER

Nedim Şener yazmıştı: 'Sıra sende' diyorlar!

Posta gazetesi yazarı Nedim Şener, Soner Yalçın'ın Odatv baskını ile tutuklanmasının ardından köşesinde "Beni de alabilirler" diye yazmıştı.

Nedim Şener yazmıştı: 'Sıra sende' diyorlar!

Evinde arama yapılan gazetecilerden Nedim Şener 18 Şubat'ta Posta gazetesinde 'Gazeteci hesap soran ve hesap verebilen kişidir' başlıklı yazısında' "Soner Yalçın ve arkadaşlarının işi tamam, sıra sende" diye yazıyorlar demişti.

[

****](https://www.mynet.com/gazeteci-nedim-sener-kimdir-110100558634 )

[

****](https://www.mynet.com/ahmet-sik-uyarmisti-110100558618 )

[

****](https://www.mynet.com/yalcin-kucukun-evine-polis-baskini-110100558605?utm_source=mynet&utm_medium=www&utm_campaign=home_haber_image)

Şener köşesinde şunları yazmıştı;

Soner Yalçın'ı da aldılar... Hrant Dink cinayetinde ihmali ve sorumluluğu bulunanların, Ergenekon soruşturmasını yürüten polisler olduğu anlaşıldığından beri bana yapılan uyarıların ardı arkası kesilmiyor. Şimdi de "Sıra sende. Soner'e söylüyorduk, bak, oldu. Bavulun hazır mı birader? Kalın pijaman, yün donun tamam mı kardeş?" diyorlar. Ne korkunç! Doğruları yazanın, sesini yükseltenin yeri hapishane mi? Bunu herkes biliyor ve en acısı bunu herkes kabulleniyor. Kabullenme bir yana, bunun şakası, mavrası yapılıyor. Gazeteci, okuru adına herkesten hesap sorduğu gibi herkese hesap verebilen adamdır. Gazeteci, şefine, müdürüne, meslek örgütlerine, savcıya, hakime, en önemlisi okura hesap verebilmelidir.

Ama gazetecilik günümüzde öyle bir hale getirildi ki 'geçici izinle' yapılan bir mesleğe dönüştürüldü. Tekerleğine çomak soktuğunuz bir cemaat, muhalefet ettiğiniz bir siyasi, foyasını ortaya çıkardığınız bir bürokrat, maskesini düşürdüğünüz bir polis hapse attırarak sizi meslekten alıkoyabilir. İşte bunun için 'geçici izin' benzetmesini yapıyorum.

Gazetecilik yapma izniniz her an birileri tarafından iptal edilebilir! Ne felaket, ne ürkütücü, ne utanç verici bir tablo! İnsan hakları, demokrasi, meslek ilkeleri, sansürsüz yayıncılık çoktan rafa kalkmış durumda. Artık kimse kimseden saklamıyor. Uluorta söylüyorlar: "Korkuyorum, yazamıyorum. Mustafa Balbay ile Tuncay Özkan'ı görmüyor musun? 2.5 yıldır Silivri'deler." Bense hâlâ "Gazetecilikte korkuya yer yoktur. Gazetecilik çıkar ilişkilerini, duyguların mantığın önüne geçmesini, ideolojilere esir olmayı, özel hesap ve amaçlar uğruna kalem oynatmayı affetmez" diye çırpınıyorum. Bunu görenler de bana "Soner Yalçın ve arkadaşlarının işi tamam, sıra sende" demekte ısrar ediyorlar.

BENİ DE ALABİLİRLER

Nedim Şener bir TV programında da şunları söylemişti;

'Adliyeden edindiğim bilgilere göre Soner Yalçın'a ait bir dosyada benim de adım geçiyor. İddiaya göre söz konusu listede Ergenekon örgütünün 'Kullanılacak gazeteciler' listesinde benim de adım varmış. Buradan çıkışta belki beni de alabilirler" şeklinde konuşmuştu.'

En Çok Aranan Haberler