İklim krizinin etkilerini artık günlük yaşamın içinde somut olarak hissetmeye başladık. Aşırı yağış veya kuraklık dönemleri ve kentlerdeki altyapının bu aşırılıklar karşısında yetersiz kalması en belirgin işaretlerden biri. Sel felaketleri sıklaşıyor, öte yandan yetkililer suyumuzun ne zamana kadar yeteceğine dair korkutucu istatistikler paylaşıyor. Tarım bu koşullardan en ağır şekilde etkilenirken gıda krizinin de kapıda olduğuna işaret ediliyor. Bugünün çocukları bu gerçekleri göz ardı etmekten çok uzak. İsveçli lise öğrencisi Greta Thunberg’in küresel eyleme dönüşen direnişinde bunu en net şekilde gördük. B Corp Summit ve Web Summit etkinliklerinde ise iş dünyasının ve teknoloji dünyasının konuya yaklaşımını yerinden takip ettik. Kendini “iklim ve ekolojik adalet için dünya hükümetlerine karşı şiddet içermeyen isyan” olarak tanımlayan Yokoluş İsyanı tarafından Thames Nehri’nde gerçekleştirilen yerleştirme de son dönemin en çok ses getiren işlerinden.
Yokoluş İsyanı (Extinction Rebellion), 10 Kasım’da Thames Nehri’ne bir banliyö evi bıraktı. Ev, İngiltere’nin ikonik iki katlı açılır kapanır köprüsü Tower Bridge (Kule Köprüsü) önünde nehre bırakıldı ve önce yüzdü, ardından batmaya başladı. Aktivist grup, bu batan eylemiyle yükselen deniz seviyelerine dikkat çekmeyi amaçlıyor. Ayrıca “iklim krizine karşı acil eyleme geçmesi için hükümete gönderilen bir SOS” niteliği taşıyor.
Eylem, şiddetli yağmurların ardından İngiltere genelinde yaklaşık 50 farklı sel uyarısı yapıldığı günlerde gerçekleştirildi. Yakın zamanda Derbyshire ve Yorkshire’da meydana gelen sel felaketine dikkat çeken grup, “Ailelerimiz, evlerimiz ve iş yerlerimiz çok büyük risk altında. İklim krizi kaynaklı seller burada ve dünyada insanların yaşamını mahvederken biz öylece izliyoruz.” dedi.
Batan evi inşa eden Katey Burak ve Rob Higgs, yaklaşmakta olan insan yapımı felaketin ciddiyeti hakkında farkındalık yaratmak istediklerini belirtti. Hükümeti ve uzmanları yapılması gereken değişiklikleri yapmaya davet ederken aynı zamanda insanların görsel olarak bağlantı kurabilecekleri bir şey yapmak istemişler.
Yokoluş İsyanı tarafından paylaşılan istatistiklere göre 2100 yılına kadar deniz seviyelerinde 1-5 m arasında yükselme görülecek. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) 2 metreden daha küçük bir artışa işaret etmişti ancak aktivistlere göre geçmiş değerlendirmelerde iklim değişikliğinin hızı sık sık hafife alındı. Grönland’da saniyede 140.000 ton buz – 200 Thames nehrine eşdeğer – ortadan kayboluyor ve buz tabakalarının 2070’e kadar tahmin edilemeyecek bir oranda eriyeyeceği öngörülüyor.