Neşter-2'deki beraat kararına bozma talebi
ANKARA (İHA) - Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, yargıda rüşvet iddialarını içeren 19 sanıklı Neşter-2 Operasyonu davasının temyizine ilişkin hazırladığı tebliğnağmede, çete suçundan sanıklara beraat kararı veren yerel mahkeme kararının bozulmasını istedi. Tebliğnamede, bazı davaların kazanılmasında sanıkların hakimler üzerinde baskı, telkin uygulandığı belirtilerek, yerel mahkemenin sanıklar için çete suçlamasından verdiği beraat kararının bozulması talep edildi.
Tebliğnamede, çıkar amaçlı suç örgütlerinin tanımlaması yapılarak, Neşter-2 Operasyonu davasında Turkcell A.Ş ile Telekom A.Ş arasında devam eden hukuk davalarında, özellikle sanıklardan Haldun Erdavran ve Cenk Güryel'in davaya bakan hakimlere, davanın Turkcell lehine sonuçlanmasını sağlamak için baskı ve tehdit uyguladığı, Cenk Güryel'in babası olan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkan Vekili Ergün Güryel'in üst konumunu kullanarak hakimler üzerinde kimi zaman doğrudan kimi zaman dolaylı olarak tehdit, baskı ve sindirme ortamını yaratıp sürdürülmesini sağladığı belirtildi.
- Asliye Ticaret Mahkemesi'nde Turkcell ve Telekom arasında devam eden tedbir davasında mahkeme başkanı ve üyelerine HSYK Başkanı Ergül Güryel'in telefon ederek Turkcell'in haklı olduğunu, Turkcell aleyhine karar verilmemesi gerektiğini ima ettiği kaydedilen tebliğnamede, dava sırasında sanık Haldun Erdavran'ın davaya bakan hakime Turkcell aleyhine karar vermemesi halinde önünün açık olduğunu söylediği, Yargıtay'a üye seçilebileceğini söylediği, dava Turkcell aleyhine sonuçlanınca sanık Erdavran'ın kararı veren hakim e başka bir hakim aracılığıyla tayinin çıkacağını söylediği ifade edildi.
Davanın kaybedilmesinin ardından HSYK Başkan Vekili Ergül Güryel'in duruşma hakimini telefonla arayarak, yanlış yaptıklarını söylediği ve hakim üzerinde baskı kurduğu kaydedilen tebliğnamede, davaları kaybeden Cenk Güryel ve Haldun Erddavran'ın mahkeme başkanları üzerinde tehdit, baskı uyguladığı belirtildi.
Cenk Güryel ile Haldun Erdavran'ın hakimler üzerinde tehdit kurduklarına ilişkin çok sayıda telefon görüşmesi olduğuna dikkat çekilen tebliğnamede, bunlardan bazılarına da yer verildi. Tebliğnamede, kurul üyesi Ergül Güryel'in oğlu Cenk Güryel'in sanık Haldun Erdavran'ın şirketinde çalıştığı, ortak şirket kurdukları ve sanık Erdavran'ın bu yönden de hakimler üzerinde etki ve baskı ortamı yarattığı kaydedildi.
Tebliğnamede, Anayası'nın 138. maddesinin 2. fıkrasında yer alan hiçbir organ, makam ve merciinin yargının yetkisini kullanmasında mahkeme ve hakimlere emir ve talimat veremeyeceği, genelge gönderemeyeceği telkin ve tavsiyede bulunamayacağına işaret edildi. HSYK Başkan Vekili Ergül Güryel'in iş takipçileri için hakimlerden randevu alarak görüşme yapmalarını sağlaması ve bizzat hakimleri Yüksek Kurul'daki makamına çağırması ve telefon ederek talimat şeklinde konuşmalarının hakimlere baskı olduğu belirtilen tebliğnamede şu ifadele yer verdi:
"İşgal ettikleri konum ve hakimler üzerindeki yetkileri ve bunlara dayanarak istekte bulunmalarında güdülen amaç ve hakimlere yansımaları manevi baskıdan başka bir durumla izah edilemez. Sanıklar arasındaki iletişimlerin yasal tespitine ilişkin tutanaklarında da Yüksek Kurul'un hakimler üzerindeki yetkisinin tehdit ve baskı için bilinçli olarak kullanıldığını ortaya koyan açık ve net ifadeler yer almaktadır. HSYK Başkan Vekili Ergül Güryel ve Kurul üyesi Hüseyin Demirörs tehdit ve baskı kullanmakla yetinmemiş, ayrıca bazı Yargıtay üyelerini de devreye sokarak tehdit alanını genişletmişler, karar veren mahkemenin 2 üyesinin eşini de tehdit etmişlerdir."
Tebliğnamenin sonunda, "Çıkar amaçlı suç örgütü kurmak" suçundan sanıklara verilen beraat kararının bozulması istendi.
