"Kimse kusura bakmasın ama 'hayırlı cumalar' da bu rejimin yeni kodlarından biri. Hayırlı cumalar, aslında cuma gününü kutsamaktan çok daha başka, daha katmanlı anlamlar içeriyor" diyen Mengü, sözlerine şöyle devam etti:
"Pek çok kişi, sosyal medyada cuma günleri, hayırlı cumayı kutlayarak, cumaya özel maniler paylaşarak, 'ben de sizdenim' mesajı veriyor. Kusura bakmayın ama, 'Hayırlı cumalar' bu yeni rejimin 'salut'udur. Hayırlı cumalar, Yugoslavya’nın , 'pozdrav radni narode'si, Chavistaların kırmızı fuları, Kuzey Kore’nin begonyalarıdır."
Nevşin Mengü'nün "Hayırlı cumalar" başlığıyla yayımlanan (3 Nisan 2018) yazısı şöyle:
Deutsche Welle Türkçe için her salı Bire Bir isimli programı hazırlayıp sunuyorum. Program Deutsche Welle Türkçe’nin YouTube kanalı üzerinden canlı yayınlanıyor, 1 saat sürüyor. Programın adından da anlaşılabileceği üzere yayında tek konuk oluyor ve konuğa ben sorular yöneltiyorum. Internet yayıncılığının televizyon yayıncılığından temel farklarından birisi; izleyici edilgen değil, tam aksi bir hayli aktif. Dolayısıyla konuğumuza izleyicilerden de pek çok soru yöneltiliyor.
İnternet yayıncılığında bir de görece bir özgürlük hissi var. İsteyen istediğini söyleyebiliyor; atmosfer ağır RTÜK denetimi ve siyasi-ekonomik menfaatlerin yönlendirdiği televizyon atmosferinden farklı.
Doğan Medya’nın satışı haberi ayyuka çıkınca, konuya ilişkin özel bir yayın yapma kararı aldık ve yayın günümüz olmayan perşembe günü BirGün yazarı da olan tecrübeli gazeteci Ayşenur Arslan’ı konuk ettik. Arslan aynı zamanda Doğan Grubu’nda da çeşitli pozisyonlarda çalışmış bir televizyoncu.
Arslan ile Türkiye’de medya, gazetecilik üzerine konuşurken, güncel siyaset ile ilgili de pek çok soru geldi. Arslan, güncele dair konuşurken, son dönemde hakikaten de bir anlamda moda olan “hayırlı cumalar” sözünü eleştirdi. Arslan bu konuyla ilgili kendi pozisyonunu da BirGün’deki köşesinde yazdı. Arslan: “Zamanın ruhu medyayı nasıl da etkiledi.. Örneğin kadın programı yapan kimi sunucular, daha yakın zaman öncesinde hiç tanık olmadığım biçimde ‘hayırlı cumalar’ demeye başladı. Bu konuda adeta yarışa girdi. Kaldı ki ‘bana göre’ cuma günü kutsal değildir. Ama öyle sanıyorlar, öyle konuşuyorlar” ifadelerini kullandı.
Yayının ardından tartışma kar topu gibi büyüdü, mesele ekranlarda tartışıldı, köşelerde yazıldı ve elbette ağır trol saldırısı başladı. Ağır küfür kıyamet artık alıştığımız kısmı; birtakım enteresan hesaplardan da bana da bol bol nispet dolu! “hayırlı cumalar” mesajı gönderildi. Arslan İslamı aşağıladı, cumayı hor gördü, Nevşin çanak tuttu, söylemi gırla gitti.
İktidar, yeni bir Cumhuriyet kurarken, alternatif bir geçmiş de yazıyor. Camilerin ahır yapıldığı, Kuran’ı Kerim’in yasaklandığı, insanların gizli namaz kılmak zorunda kaldığı gibi yalanları sıralıyor. Bu yaşanmamış geçmiş üzerine bir mağduriyet söylemi, bu söylem üzerine de bir baskı rejimi inşa ediliyor.
Kimse kusura bakmasın ama “hayırlı cumalar” da bu rejimin yeni kodlarından biri. Hayırlı cumalar, aslında cuma gününü kutsamaktan çok daha başka, daha katmanlı anlamlar içeriyor. Pek çok kişi, sosyal medyada cuma günleri, hayırlı cumayı kutlayarak, cumaya özel maniler paylaşarak, “ben de sizdenim” mesajı veriyor. Kusura bakmayın ama, “Hayırlı cumalar” bu yeni rejimin “salut”udur. Hayırlı cumalar, Yugoslavya’nın “pozdrav radni narode”si, Chavistaların kırmızı fuları, Kuzey Kore’nin begonyalarıdır.