2020'de New York'a taşınan Türk çift, Emre Uzundağ ve Yonca Çubuk, pandemi sırasında kurdukları Woodspoon adındaki yemek siparişi uygulaması sayesinde artık "küçük hayallerinin gerçekleştiğini" söylüyor.
Çubuk, "Woodspoon bize hikayemizi anlatmak için bir platform ve ses veriyor" diyor ve ekliyor: "Biz sadece kebap ve pilavdan daha fazlasıyız. En çok satan yemeklerimiz mercimek çorbası ve portakallı ıspanak yahnisi; ikisi de vejetaryen; ikincisi vegan."
Türk çift, koronavirüs nedeniyle Brooklyn'deki küçük dairelerinde sıkışıp kalmıştı.
Çift, gurbette ev hasreti çekerken, karantina stresiyle baş etmelerine yardımcı olmak için giderek daha fazla Türk yemeği pişirmeye başlamış. Yonca Çubuk, "Bu, pandemi sırasında zihinsel bir gereklilikti" diyor.
Daha sonra şehirdeki arkadaşları için yemek pişirmeye başlamışlar, ''inanılmaz derecede olumlu'' geri bildirimler almışlar.
Çubuk, arkadaşlarının bunu bir kariyere dönüştürmeleri gerektiğini söylemeye başladıklarını aktarıyor.
Daha önce profesyonel bir şef olarak çalışmamış olmalarına rağmen geçen yıl işe koyulmaya karar verdiler ve Woodspoon adlı yeni bir yemek dağıtım uygulamasını geliştirdiler.
Just Eat, Deliveroo, Uber Eats ve ABD'nin en büyük yemek sipariş uygulaması olan DoorDash gibi pazar lideri devasa dağıtım uygulamaları artık birçok büyük restoran zincirini listelese de, Woodspoon'un iş modeli bunlardan tamamen farklı.
2020'nin başında devreye giren Woodspoon uygulaması, bir zincir restorandan ziyade evde yemek yapan insanları taze, ev yemeği isteyen müşterilerle bir araya getiriyor.
Woodspoon uygulaması aracılığıyla sipariş verdiğinizde siparişinizin detayı ilgili ev şefine gönderiliyor. Daha sonra, yemek hazır olduğunda bir Woodspoon sürücüsü siparişi alıyor ve teslim ediyor.
Uygulama sadece New York'un Brooklyn semtinde kullanılabiliyor olmasına rağmen şu anda uygulmaya kayıtlı 120'den fazla aşçı var. Planları ise genişlemek.
Emre Uzundağ ve Yonca Çubuk'un BanBan Anatolian Home Cooking adlı menüleri haftanın dört günü uygulama üzerinden sunuluyor.
İkili diğer üç gün yeni tarifler üzerinde çalışıyor. Çubuk, çok meşgul olduklarını ve dördüncü evlilik yıldönümlerinde bile çalışmak zorunda kaldıklarını söylüyor.
Yine de Woodspoon sayesinde ticari bir mekan kiralama maliyetine katlanmak zorunda değiller.
Woodspoon'un kurucu ortağı Lee Reschef, pandeminin başladığı dönemde lansman yapmanın aslında avantajlı olduğunu şöyle anlatıyor: "Yeni bir gelir kaynağı bulması gereken birçok restoran çalışanına yardım edecek kadar şanslıydık."
Ev şefleri Woodspoon tarafından kabul edilmeden önce gıda güvenliği eğitimlerini tamamladıklarını ispatlamaları gerekiyor; şirket, mutfaklarını denetlemesi için birini gönderiyor.
Aşçıların ayrıca mutfaklarını ilgili yerel yönetimlere kaydettirmesi ve resmi gıda hijyen testlerine tabi tutulması gerekiyor.
Woodspoon'un şu anda önceliği ABD'de genişlemek olsa da bu konsept evden gıda satmanın yasal olduğu İngiltere'de de çalışabilir.
Restoranların pandemi nedeniyle uzun süredir kapalı kalmasıyla birlikte, son iki yıl paket servis uygulamaları büyük ilgi gördü.
İngiltere'nin en büyüğü Just Eat, 2020'de gelirlerinin 2019'a göre yüzde 42 artarak 725 milyon sterline ulaştığını paylaşırken, DoorDash'in gelirleri üç kattan fazla artarak 2,9 milyar dolara ulaştı.
Çoğumuz bu tür uygulamaları giderek daha fazla kullanıyor ancak kullanıcılar genellikle tek bir hayal kırıklığından bahsediyor: Aynı anda birden fazla restorandan sipariş veremiyorsunuz ve farklı restoranların yemeklerini bir arada teslim alamıyorsunuz.
Ancak bu durum, yemek sipariş hizmeti sunmaya başlayan küçük sayıda uygulama ile artık değişiyor. Bu uygulamaların sayısı gün geçtikçe artıyor.
Bunların başında restoran ve paket servisi sağlayan C3 grubu tarafından işletilen ve ABD'de sunulan Go By Citizens uygulaması geliyor. Uygulama, Umami Burger, Krispy Rice, Cicci di Carne, Sam's Crispy Chicken gibi birçok farklı markadan müşterilerinin aynı anda sipariş vermesini sağlıyor.
C3, yiyeceğin tümünün aynı anda pişirilip teslimata hazır olmasını sağlamak için ABD genelinde 800 "hayalet" mutfak işlettiğini söylüyor. Bu, aynı çatı altında birkaç mutfağı barındıran depo pişirme tesisleri anlamına geliyor ve bunlar sadece yemek teslimatı için çalışıyor.
C3 CEO'su Sam Nazarian, "Uygulamamız, tüketicilerin bir dizi C3 markasından en sevdikleri menü öğelerini tek seferde seçmelerine ve gruplandırmalarına olanak tanıyor" diyor ve bu özelliği "yemek siparişleri için Netflix" uygulaması olarak tanımlıyor.
C3 kendi markalarına ek olarak, California'nın Soom Soom Fresh Mediterranean ve Florida'nın Cindy Lou's Cookies'i de dahil olmak üzere diğer restoranlar ve gıda işletmelerini hayalet mutfağına ve teknoloji platformuna davet ediyor.
ABD merkezli hayalet mutfak işletmesi Kitchen United da artık Kitchen United Max uygulaması aracılığıyla müşterilerinin aynı anda birkaç farklı restoran markasından sipariş vermesini sağlıyor.
Kitchen United CEO'su Michael Montagano, "Her şey aynı anda ve tek faturada teslim ediliyor veya teslim alınabiliyor" diyor ve ekliyor: "Yani evdeki bir kişi suşi ama diğeri pizza yemek istiyorsa bu tamamen mümkün."
Kitchen United Max, şu anda ABD'de 10 lokasyonda hizmet veriyor, sekiz yeni lokasyon için hazırlıklar sürüyor.
İngiltere'de ise Deliveroo ayrıca Deliveroo Editions adında bir grup hayalet mutfağı işletiyor. Paket servis işletmeleri buradan ücretsiz mağaza kiralaması için davet ediliyor. Bir Deliveroo sözcüsü, uygulaması üzerinden sunulan yemeklerin ayrı ayrı sipariş edilmesi gerektiğini doğruladı.
İster ev aşçılarına odaklanmak, isterse müşterilerin aynı anda birden fazla restorandan sipariş vermesini sağlamak olsun, teslimat uygulamalarının sürekli büyümesi, ayakta kalmak için mücadele eden fiziksel restoranlar ve paket servisler üzerinde daha fazla baskı oluşturuyor mu?
İngiliz yemek ve restoran eleştirmeni Andy Hayler, bazı kullanıcıların bir uygulamanın aynı anda iki veya daha fazla restorandan yemek sipariş vermenize izin vermesini itici bulabileceğini düşünüyor.
Hayler, "İki ila üç farklı şey sunan bir menü görseydim, bunun endüstriyel gıdaları patlatan jenerik bir catering şirketi olduğunu düşünürdüm." diyor.
Hayler, Fransız ve Japon mutfağı gibi sunumun öne çıktığı mutfaklarda, yemeklerin plastik bir kapta taşınırken ezilmemeleri gerektiği için paket servise çok uygun olmadıklarını söylüyor ve ekliyor:
"[Fransız ve Japon restoranları için] deneyimin yarısı, tabaktaki yiyeceğe bakmaktır." diyor.