The Sopranos’un ilk bölümlerinden birinde dizinin esas adamı Tony Soprano, psikiyatristi Dr. Melfi ve sevgilisi için, New York’un rezervasyon yaptırması zor, fiyakalı restoranlarından birinde bir masa ayarlıyordu. Loş ortam, bembeyaz örtülü masalar ve tavanlarda Rönesans stili freskler, fonda çalan opera…
2016’nın ortalarına yaklaştığımız şu günlerde New York’un restoran devrimi tüm bunları silip atıyor; Daniel Boulud’un Daniel’i ve Mario Batali’nin Del Postos’u, ve onlar gibi mekanları saymazsak, son zamanlarda şehrin en vizyoner ve yaratıcı menülerinin, son derece basit, mütevazı, kimine göre salaş bile gelebilecek ortamlarda servis edildiğini söyleyebiliriz. İşte önümüzdeki aylarda yolunuz New York’a düştüğünde ziyaret etmeniz gereken 10 hip New York restoranı—ceket zorunluluğu yok!
Restoranın yetenekli şefleri; 25 yaşındaki Daniela Soto-Innes ve gastronomi dünyasında epey tanınan, 38 yaşındaki Enrique Olvera. İkilinin takdirle karşılanan girişimi mutfakta köklerini, Meksika’ya salmış ama yerel ve mevsimsel Kuzey Amerika malzemeleri kullanmaktan da çekinmiyorlar.
Cosme’nin mutfağında dikkat çeken bir diğer nokta da kadın-erkek eşitliği. “Bana göre bir şef, ‘kadın’ veya ‘erkek’ olarak kategorize edilmemeli. İnsanları tecrübelerine ve ahlaklı olup olmamalarına göre değerlendirip işe alıyoruz” diyor Soto-Innes. “Kadın şefler Cosme’de çalışmayı seviyorlar çünkü kimsenin onlara kadın oldukları için daha farklı veya daha nazil davranmayacaklarını biliyorlar.” Akşam yemeği için her gün 17.30-00.00 arasında servis veriyor. Hafta sonları brunch ise 11.30-14.30 arasında.
35 East 21st Street
+1 212-913-9659 cosmenyc.com
Ormanın derinlerinde bir dağ kulübesini alın, içine stil sahibi bir restoran yerleştirin, işte size Lowlife. Brooklyn’in iddialı mekanı Blanca’nın eski şefi Alex Leonard ve New York’lu girişimci Hugh Crickmore’un, Lower East Side’da açtıkları 70-kişilik restoran, Japon mutfağı esintili, “Yeni nesil Amerikan tatları” diyebileceğimiz bir menü sunuyor. Leonard’ın baharat ve yeşillik kullanımı, tabaklarda sürprizler yaratıyor. Yüzgeç, kişnişle; ıstakoz tarhunla ve deniztarağı limon otuyla servis ediliyor.
“Konukların başka yerlerde kolay kolay bulamayacakları bir lezzet deneyimi yaşamalarını istiyoruz, böyle bir mahallede kimsenin böyle bir menüyle karşılaşmayı beklediğini sanmıyorum. Bir yandan da mütevazı ve doğal olmaya çalışıyoruz” diyor şef. “Brooklyn’i yeniden Manhattan’a getirmek istiyoruz”. Sadece akşam yemeği için pazar hariç her gün 18.00-22.30 arasında servis veriyor.
178 Stanton Street
+1 212-257-0509 lowlifenyc.com
Şef George Mendes’in ilk restoranı Aldea, Portekiz mutfağına yazılmış bir aşk mektubuydu; Lupulo ise Lizbon’da harika bir tatilden gönderilmiş bir kartpostal. İkonik Manhattan yapısı Flatiron’ın içinde yer alan restoranda Mendes, Lizbon’un sakin ve yavaş atmosferi ve klasik birahaneleri ‘cervejaria’lardan ilham almış (zarif duvar seramiklerinden de anlaşılıyor).
Yemekler son derece sade ve Akdeniz’e bağlılık yemini etmiş gibi. Menünün yıldızlarından bir örnek vermek gerekirse: ‘Polvo Assado com Grãos’, yani nohut, börülce ve şalgam turşusuyla servis edilen ızgara ahtapot. Restoranın zekice oluşturulmuş bira menüsünde ise, Avrupa biraları var. “Bugünlerde yemeklerime kattığım favori ekleme balık sosu ve limon” diyor Mendes. Fermante edilmiş sos ve limon bir araya gelince balık, tahıl ve sebze ailesindeki üyelerin tatlarını derinleştiriyorlar. Ayrıca insanları son zamanlarda spesiyalitemiz olan kan sosisi, mercimek ve yumurtalı işkembeyi denerken izlemeye bayılıyorum!
Kulağınıza küpe: 18.00 civarında gitmeye çalışın ki işten yeni çıkmış yorgun kalabalıkların gürültüsüne maruz kalmayın. Sadece akşam yemeği için her gün 17.30-00.00 arasında servis veriyor.
835 Avenue of Americas
+1 212-290-7600 lupulonyc.com
The New York Times’ın yeme-içme yazarı Pete Wells, bu restoran hakkında müthiş bir makale yazalı henüz birkaç ay oldu... Wells yazısında, Wildair hakkında “Büyük abisinin boyunu geçen oğlan” yazmıştı. Bahsi geçen büyük abi, Jeremiah Stone ve Fabian von Hauske ikilisinin, aynı sokakta iki yan apartmandaki ilk restoranları Contra. Yüksek komünal masalar sayesinde mekanda atmosfer rahat. Mürekkep balıklı ve sarımsak soslu kalamar ve fıstık yağlı, çikolatalı ve deniz tuzlu tart gibi kalemler sayesinde ise menü oyuncu.
Şef Jeremiah Stone, New York’un ‘fine dining’ sahnesindeki yenilikler hakkında “Şu an, sıkı çalışıp yaratıcı lezzetler çıkarmaya baş koymuş, idealist şeflerin jenerasyonu” diyor. “Bir önceki jenerasyonun kendini ciddiye alan ciddi şeflerine reaksiyon olarak doğan ve önce Paris’te başlayan bu akım dalga dalga büyüyor.” Sadece akşam yemeği için salı-perşembe 18.00-23.00; cuma ve cumartesi ise 18.00-23.30 arasında servis veriyor.
142 Orchard Street
+1 646-964-5624 wildair.nyc
David Chang’ın Chelsea’deki restoranı Nishi, ocak ayında açılır açılmaz muazzam bir hava estirdi. Chang’ın bu şehirdeki 12. restoranı (Şaka değil), İtalyan dokunuşlu Kore mutfağı servis ediyor. Evet, kulağa zorlama geliyor, anlatması da pek kolay değil, ancak yemeklerin lezzeti konusunda herkes hemfikir: Olağanüstü. “Momofuku’da şimdiye kadar yapmadığımız bir şey yapmaya çalıştık. İtalyan mutfak tekniklerinden ilham aldık ancak İtalyan malzemelerini almadık” diyor Chang. “İtalya’nın yaptıklarını hem örnek aldık, hem de bir anlamda aynılarını tekrar etmekten kaçındık.” İşin komiği: ‘Nishi’, Japonca ‘batı’ anlamına geliyor. Sadece akşam yemeği için her gün 17.30-23.00 arasında servis veriyor.
232 Eight Avenue
+1 646-518-1919 nishi.momofuku.com
2015 başında Brooklyn’de açılan Semilla’nın 18 kişilik dikdörtgen masası, yeme-içme meraklıları arasında şimdiden bir efsane. Williamsburg’un güneyindeki ufacık bu tadım odası, kendini ‘sebze vizyoneri’ olarak tanımlıyor. Şef José Ramírez-Ruiz sebzelerin armonisinden mesul; pasta şefi Pamela Yung ise restoranın çok ünlü ekşi mayalı ekmeğini pişiriyor ve tatlıları yaratıyor. Yung, fermante edilmiş yulaf, farro buğdayı, siyez bulguru gibi malzemeleri büyük bir yaratıcılıkla kullanıyor.
Rezervasyon sırası akla hayale sığmayacak uzunlukta, o yüzden gitmeyi kafaya koyar koymaz, gecikmeden arayın. Salı-cumartesi 18.00-01.30 arasında servis veriyor.
160 Havemeyer Street
+1 718-782-3474 semillabk.com
Fransız mutfağı asi bir ruhla yeniden doğuyor! Hemen herkes bu restoranın yemeklerini övüyor ama burası esas şarap tutkunlarının yeri, ne de olsa oldukça zengin şarap menüsü New York’un ünlü şarap uzmanı Patrick Cappiello’nun komutasında. Pazartesi-perşembe 17.30-22.00; cuma ve cumartesi 17.30-23.00; pazar 17.30-21.00 arasında servis veriyor. Cumartesi ve pazar günleri ise 11.30-14.30 arasında brunch var.
218 Bowery
+1 917-639-3880 rebellenyc.com
Danny Bowien’in Meksika lokantası, atmosfer olarak belki doğum günü kutlamak isteyeceğiniz yer değil ama burrito’ları, süper torta’ları ve mükemmel kokteylleri bir arada sunuyor. Ayrıca 2013’ten beri New York restoran sahnesinde popüler olan, kendi kendine yetme trendinin de güzel bir örneği! Her gün 11.30-15.30 ve 17.30-00.00 arasında servis veriyor.
172 Orchard Street
+1 212-254-2233 missioncantinany.com
Blanca’dan mezun bir başka şef: Greg Proechel ve başka bir hip restoran. Lower East Side’nın bu yeni mekanı kendini ‘Yeni Fransız Dalgası’ olarak adlandırıyor. Ortam karşı konulamaz derecede romantik! Sadece akşam yemeği için, salı-cumartesi 18.00-23.00 arasında servis veriyor.
177 Chrystie Street
+1 646-918-7189 leturtle.fr
Midtown’daki The Pod 51 otelinin içindeki mekanda April Bloomfield’in ismi var. Ünleri okyanusu aşan New York restoranları Spotted Pig ve The Breslin’de servis ettiği burgerlere burada yeni bir yorum getiriyor Bloomfield. Menüde patatesli sandviç ekmekleri, yerel yeşillikler ve insanı sersemleten milkshake’ler var. Pazartesi-cuma 12.00-02.00; cumartesi ve pazar ise 11.00-02.00 arasında servis veriyor.
230 East 51st Street
+1 646-277-2900 salvationburger.com
Bone'dan daha falza içerik için: http://bonemagazine.com/