MAGAZİN

Nordik müzik Salon'a geliyor

9 Ocak Cuma ve 10 Ocak Cumartesi 22.00'da, iki gece üst üste Salon'a konuk olacak Tatu Rönkkö ve Efterklang, 5 gün boyunca İstanbul'da yaptığı provalar sonucunda ortaya çıkan parçalarını dinleyicileriyle paylaşacak.

Danimarka'nın başkenti Kopenhag'da kurulan Efterklang, müzik yolculuğuna 2000 yılında başladı. Danca'da esas olarak "hatıra" ya da "yansıma/yankılanma" anlamlarına gelen grubun adı, "ses" (klang) ve "sonrası" (efter) kelimelerinin birleşiminden oluşuyor. Orkestra "sound"unu yanına alarak indie-pop, indie-rock ve elektronik müzik sularında gezinen grup, çocukluk yıllarından beri birbirilerini tanıyan üyelerden oluşuyor: Mads Brauer (elektronikler, çeşitli enstrümanlar) Casper Clausen (vokal, çeşitli enstrümanlar) ve Rasmus Stolberg (bas). Küçük bir şehirde büyüyen bu üç arkadaşın, grup kurma isteğiyle Kopenhag'a gitmesi kariyerlerinin başlangıcı olarak sayılıyor. 2014 yılında Finlandiyalı perküsyon sanatçısı Tatu Rönkkö de ekibe dahil olmasıyla Liima (Tatu Rönkkö + Efterklang) olarak anılmaya başlanan grup, Rewiere Festival ve Our Festival'daki performanslarının ardından yeni repertuarlarıyla Salon'a geliyor.

ALBÜMLERİ HAKKINDA

Bir albüm dinlerken aslında bir hikâye de dinlediğimizi savunan Efterklang, bu düşüncelerini hayata geçirdikleri Tripper (2004), Parades (2007), Magic Chairs (2010) ve Piramida (2012) albümlerini zaman içinde dinleyicilerle buluşturdu. Albümlerini ortaya çıkarırken Alman grup Einstürzende Neubauten'den oldukça etkilendiklerini ifade eden grup, ayrıca Radiohead, Sigur Ros ve The Talking Healds gibi isimlerin de müziklerinde etkili olduğunu söylüyor.

En iyi albümleri olarak nitelendirilen Piramida için Norveç ile Kuzey Kutbu arasında kalan terk edilmiş Piramiden adlı kentte, 9 gün boyunca 1000'den fazla ses kaydı yapan Efterklang'a bu albümde eşlik edenler arasında Peter Broderick, Earl Harvin ve Nils Frahm gibi isimler de bulunuyor. Piramida için Andromeda Mega Express Orchestra ve 70 kişilik bir kız korosuyla beraber de çalışan grup, yine bu albümlerinde - seçmesi zor olsa da - en sevdikleri parçaları The Ghost, Black Summer ve Between the Walls olarak açıklıyor. Piramida öncesi albümleri Magic Chairs ile Impala Avrupa Bağımsız Albüm Ödülü'nü kazanan Efterklang, bu albümlerini tarif ederken ise "bir belgeselden ziyade daha çok sanat filmi gibi" tanımını yapıyor.

"Müzik bir mekâna ihtiyaç duyar, çünkü müzik bir mekândan doğar" düşüncelerini sonuna kadar savunan Efterklang, "ses ve sonrası"nı araştırırken yeni müziklerini Salon sahnesinde bulmaya geliyor.

En Çok Aranan Haberler