İSTANBUL (İHA) - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekili adayı Kemal Derviş, Türkiye'de enflasyon ve rant ekonomisinin Türkiye'yi çökerttiğini belirterek düzelmelere rağmen nüfusun yüzde 70'inin hala ekonomik krizi atlatamadığını söyledi. Derviş, İstanbul Bilgi Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimleri Fakültesi Kuştepe Kampusu'nda "Ekonomik Geleceğiniz - Ekonomik Politikada Bildikleriniz ve Bilmedikleriniz" konulu bir konferans verdi.
2002 yılında Uluslar arası Para Fonu (IMF) ile yaptıkları görüşmelerde "Yüzde 20'yi belirleyin, enflasyondan kurtulun" önerisi ile karşı karşıya geldiklerini, uzun tartışmalardan sonra yüzde 35'lik enflasyon hedefinin kabul ettirildiğini hatırlatan Kemal Derviş, "Ekonomik program çerçevesinde yapılanlarla daha iyi bir geleceğin temelleri atıldı. Bu yıl büyüme yüzde 4.5 civarında çıkacağını tahmin ediyorum. Çok önemli olumsuzluk olmazsa, yüzde 35 hedefi tutacak ve 20 yıldır ilk kez Türkiye enflasyon hedefini tutturmuş olacak" dedi.
Ekonomide en önemli olumsuzluğun faiz olduğuna dikkat çeken Derviş, "Reel faiz yüzde 25 - 30 arasında, yatırımcı hala geleceğe güvenmiyor. Faizin hala yüksek olması olumsuz bir durum. Yüksek faizler sebebiyle gelir dağılımı sürekli bozuluyor. Ama seçimin artından güven oluşturacak bir iktidarla faizler çok hızlı düşecek. Faizlerin düşmesiyle de bambaşka bir ortamda büyüme yaşanabilecek" diye konuştu. Türkiye'de ekonomik olumsuzlukların temel kaynağının enflasyon ve rant ekonomisi olduğunu belirten Derviş, dar gelirlinin hayli güç şartlar altında yaşamaya çalıştığına işaret eden Kemal Derviş, "Evet bazı iyileşmeler var. Bir kesim artık krizi atlatmış gibi, ama vatandaşın yüzde 70'i atlatmış değil. Bir sosyal demokrat için en önemli şey krizi olmadan önlemektir. Kriz olduktan sonra da krizi çözerken bunu solun yönetmesi de birçok açıdan önemli bir şey. Merkez sağ krizi yönetmeye kalktığında, sosyal kesimlerden bir tepki doğuyor" dedi.
Başta 6.5'luk faiz dışı fazla olmak üzere hedeflerin tutacağına dair inancını sürekli sürdürdüğünü vurgulayan Kemal Derviş, "IMF ile aramızda tartışmalar yaşandı. Kur politikasında da ilk başlarda bir miktar müdahalede bulunuldu ve IMF buna memnun olmadı. Ancak daha sonraki aylarda kurlardaki dalgalanma içinde bir istikrara kavuştu" diye konuştu.
Derviş, IMF ile yapılan tartışmaların sadece mali politikalar üzerinde olmadığını hatırlatarak, "IMF ile Türkiye yönetimi arasında Mayıs ayında çalışma hayatı konusunda gerilim yaşandı. Ancak sendikalar da çok sorumlu davrandılar" dedi.
Ekonomik programın antibiyotik tedavisi gibi devam ettirilmesinin gerekliliğine işaret eden Derviş, Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) hedefini de mutlaka yakalamasının şart olduğuna değindi. Derviş, "Eğer AB üyeliğini gerçekleştirebilirsek, Türkiye'nin bundan sonraki yıllarda kalkınma hızı yüzde 7-8 olur. Böylece borcu da büyümeyi de istihdam sorununu da çözeriz" dedi. Derviş, ekonomik iyileşme için yönetimin önemli olduğuna işaret ederek, "Parçalı bir yapıda bu tür koalisyonda hızlı karar vermek, uyumlu çalışmak, birbirini destekler biçimde çalışmak mümkün değil. 4 - 5 aşçı her yemeğe karışıyor. Ekonomiyi tek elden bir kaptan gibi yönetmek lazım" diye konuştu.
Kamudaki israfı da gündeme getiren Kemal Derviş, birçok kuruluşta istihdam fazlası bulunduğunu ama bu insanların işlerine de son vermenin mümkün olmadığını söyledi.