Gezi gösterilerinin ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eylemlere ilişkin tutumu, yurt dışında haber ve değerlendirmelere konu olmayı sürdürüyor. New York Times'in köşe yazarlarından Bill Keller "Türkiye'de olup bitenler, "Sefiller' veya Arap Baharı değil. Umutsuzluktan doğan bir ayaklanma değil. Orta sınıftan kaynaklanan bir dizi isyanın sonuncusu" dedi.
Bill Keller, "Yükselen sınıfın başkaldırması" ifadesini başlığına çıkardığı yorumunda Türkiye'den önce orta sınıfın nasıl başkaldırdığını, Çin, Venezuela, İran ve Rusya gibi ülkelerde göründüğünü, Türkiye'den sonra da Brezilya'da patlak verdiğini belirtti.
NATO üyesi Türkiye'nin nasıl yeni bir dengeyi bulacağının "dünyanın geri kalan kısmı için hem pratik, hem de sembolik bir anlamının olduğunu" savunan Keller, şöyle devam etti:
"ABD uzun bir süre önce Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı Müslüman reformcusu modeli olarak kucakladı. Türk Başbakanı, on yıllık iktidar döneminde orduyu darbe alışkanlığından kurtardı, hayat standartlarını önemli ölçüde yükseltti, ayrılıkçı Kürtlere zeytindalı uzattı ve bölgede tek olarak da İslam'ın hem serbest seçimlerle hem de yaygın refah ile bağdaştığını kanıtladı."
"HEM BUSH HEM OBAMA ERDOĞAN'I ÇOK SEVDİ"
NYT yazarı, Erdoğan'ın ayrıca Esed rejimini kınadığını, yüzbinlerce Suriyeli mültecilere ev sahipliği yaptığını belirtikten sonra "Hem George W. Bush, hem de Barack Obama Erdoğan'ı çok sevdi. İslamcı Başbakan da gururla dört çocuğundan üçünü ABD'deki üniversitelere okumaya gönderdi" ifadesini kullandı.
Ancak Gezi gösterilerine "anlamsız ve sert" polis müdahalesinin birçok kişinin gözlerini, "Erdoğan'ın, ölçüsüz ve hoşgörüsüz yanına, eleştirileri ciddi bir hakaret olarak görme eğilimine, ton duyarsızlığına ve kompo teorilerine açtırdığı" görüşünü öne süren Keller, "Sürpriz olan, Erdoğan'ın bilinmeyen dürtülerinin herkese sürpriz olarak gelmesi" dedi ve insan hakları örgütlerinin uzun bir süreden beri Türkiye'nin dünyada en çok tutuklu gazeteci bulunan ülke olmasından yakındıklarına dikkat çekti.
"ERDOĞAN DOSTANE OLMAYAN BİR BÖLGEDE BİR DOST İDİ"
Buna karşın Keller, "Erdoğan, dostane olmayan bir bölgede bir dost idi" dediği yazısında Erdoğan'ın "gücendirici" çıkışlarının "eylemden çok söz ve tarz" ile ilgili olduğu görüşünü dile getirdi.
Türkiye'de olup bitenlerin "olası bir sonucu"nun Erdoğan'dan memnun olmayanların siyasete girme yolunu bulup Erdoğan'ın "hak ettiği meydan okumayı" oluşturmalarının olabileceği savunulan yorumda bir uzmanın "Erdoğan, karşılaştıkları krizler sırasında kendilerine su üstüne kalma olanağını sağlayan petrol gelirlerine sahip, İran ve Rusya'daki otokratlardan daha kırılgandır ve Erdoğan'ın popülaritesi büyük ölçüde yabancı yatırıma ve turist akımına bağlı" değerlendirmesi aktarıldı.
Bill Keller, yazısına son verirken de Türkiye'nin "uzun vadeli istikrarı açısından, hem dindarları hem de laikleri koruyan bir çoğulculuğu savunan güçlü bir muhalefetin varlığının" taşıdığı öneme vurgu yaptı.