Şişli'de meydana gelen ve bir kişinin ölümüyle sonuçlanan skandal olan Türkiye'de günlerce konuşulmuş, gündeme oturmuştu. Arkadaşıyla skandal 'kalem şakası' yaparken yoğun bakımda oksijeni kapatan teknikerle ilgili flaş gelişme yaşandı. Buna göre teknikerin 25 yıla kadar hapsi istendi. İşte detaylar...
İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya sanık F.K. ve avukatı katıldı. Ölen Yusuf Sanin'in ailesi ve avukatlarının da hazır bulunduğu duruşmada cumhuriyet savcısı, esasa ilişkin mütalaasını açıkladı.
Mütalaada, sanık F.K'nin olay tarihinde Şişli'deki hastanede biyomedikal teknikeri olarak görev yaptığı, tanık E.K'nin de aynı hastanenin yoğun bakım servisinde hemşire olarak çalıştığı anlatıldı.
Olay günü sanık F.K. ile tanık E.K. arasında şakalaşma olduğu, tanık E.K'nin F.K'nin üst cebindeki kalemi aldığı aktarılan mütalaada, tanık E.K'nin kalemi vermemesi üzerine sanığın oksijen panosunun olduğu yere giderek bir şeyler yaptığı, bu işlemden sonra alarm çalmaya başladığı ifade edildi.
Mütalaada, tanığın sanığa, ne yaptıysa düzeltmesini söylemesi üzerine alarmın sustuğuna vurgu yapılarak, muhtemelen sanığın vanaları açmaksızın alarmı kapattığı görüşüne yer verildi.
Bir süre sonra tanığın maktul Yusuf Sanin'in tansiyonunun düştüğünü fark ederek sorumlu hemşireyi çağırdığı anlatılan mütalaada, yoğun bakımda yatan hastaların bir kısmının oksijen alamadıkları fark edilip bu hastalara seyyar oksijen tüpü bağlayarak oksijen almalarının sağlandığı ancak Sanin'in hayatını kaybettiği kaydedildi.
Mütalaada, E.K'nin bir süre sonra, sanığın oksijen vanalarının yanına gidip bir şeyler yaptığı aklına gelince telefonla aradığı sanık F.K'nin yönlendirmesiyle kapalı olan oksijen vanalarını tekrar açtığı vurgulandı.
Teknik kayıtlarının incelenmesinde sanığın yoğun bakım servisine saat 16.30'da girdiği, 16.40 sıralarında erişkin yoğun bakım ünitesini besleyen oksijen vanalarının birini kapattığı aktarılan mütalaada, yoğun bakım çalışanlarının saat 16.46'dan itibaren seyyar oksijen tüpleri ile destek almaya çalıştıkları, saat 16.53'te tanığın kapalı olan oksijen vanasını sanıktan telefon desteği alarak açtığının tespitine yer verildi.
Mütalaada, İstanbul Adli Tıp Kurumu raporlarına göre entübe halde takip edilen maktulün, mekanik vantilatörün oksijen vanasının kapatılması nedeniyle öldüğünün anlaşıldığı kaydedildi.
Sanık F.K'nin tıbben hatalı olduğu, kişinin ölümü ile illiyet bağının bulunduğu belirtilen mütalaada, biyomedikal teknikeri olarak çalışan sanığın yoğun bakım ünitesinde oksijen vanalarını kapatması sonucu ölüm meydana gelebileceğini bilebilecek durumda olduğu fakat bu ihtimali göz ardı ettiği ya da umursamadığı vurgulandı.
Mütalaada, sanığın "olası kastla öldürme" suçundan 20 yıldan 25 yıla kadar hapisle cezalandırılması ve tutuklu yargılanmasına karar verilmesi istendi.
Mütalaaya karşı savunması sorulan sanık ve avukatı süre talebinde bulundu.
Mahkeme heyeti, sanık hakkında yurt dışına çıkış yasağının devamına hükmederek duruşmayı erteledi.
Olayla ilgili ifadesi alınan F.K.'nin de "Yoğun bakım ünitesinden başka bir hemşire tarafından çağırıldım. Akşam 16:00 sıralarında üniteye geldim. E.K ile karşılaştık. Cebimdeki kalemi aldı. Gitti. Gel dedim. Beni dinlemedi. Ben de iş inada bindiği için oksijen vanasını kapatıyorum, gel' dedim. O anda aklıma o geldi. Kapattıktan sonra gel kendin aç dedim. Vanayı kapattıktan sonra hemen alarm çalmadı. Yaklaşık 1 dakika sonra alarm çaldı. Ben de olay yerinden ayrıldım. Yoğun bakım ünitesindeki hoca bana kızdı. Yapmamam gereken bir şeydi. Çok üzgünüm. Yaptığım şeyin hiçbir açıklaması yok" dediği öğrenilmişti. (AA/DHA)