O pastaya, o baklavaya "hayır" demeniz için size 4 neden daha veriyoruz.
Şeker kan dolaşımına girdiğinde cildin gençliğini sağlayan kolajen ve elastin gibi proteinlerle kimyasal olarak bağlanır.
Her şeyden önce böyle bir etkileşim proteinleri yok eder (kolajen ve elastinin tahrip olması ciltte kuruluk ve kırışıklıklara neden olur)
İkincisi, yeni ve zararlı maddeler üretir. Örneğin, birincil yaşlanma faktörü olan cildi güneşe daha duyarlı hale getirirler.
Şekerin iltihabı şiddetlendirme yeteneği, cildinizdeki sivilce ve kırışıklıkların görünümünü desteklediği anlamına gelir. Aynı zamanda artrit gibi birçok hastalığın riskini de artırır.
Soğuk algınlığını tedavi etmek için şekerli çay içtiğimizde bile şeker, zaten iltihaplı bir boğazdaki bakteriler için üreme alanı haline gelir. Dolayısıyla, geleneksel yöntemlerin sadece yararsız değil, hatta zararlı olduğu ortaya çıktı.
yüzyıl boyunca doktorlar, kolesterol düzeylerini yükselten yağların tüketiminin azaltılmasıyla kardiyovasküler hastalıkların önlenebileceğini düşündüler. Şeker, hayvansal yağlardan daha az tehlikeli görülüyordu ve insanlar yağsız diyetlere devam ettiler ama tatlıları kesmediler.
Çalışmalar, çok fazla şekerin kaygıyı artırabileceğini ima ediyor. Ve bir deney, sıçanların şeker yüzünden çok daha aptal büyüdüğünü gösterdi. Bilim adamları bunu, öğrenme ve hafızadan sorumlu beyin hücreleri arasındaki bağlantılara zarar veren şeker özelliğiyle ilişkilendiriyorlar.