Ankara Gazi Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi Kurucu Başkanı Prof. Dr. Süleyman Pampal, 1,5 ay süren Savrun Fayı ile ilgili incelemesini tamamladı. Kozan'da geçen hafta meydana gelen 5.5 büyüklüğündeki deprem sırasında da bölgede bulunan Prof. Dr. Pampal, çalışmasının sonucunu DHA'ya anlattı. Prof. Dr. Pamal, Ekinözü, Göksun, Andırın, Kadirli bölgelerinde yoğunlaştıklarını belirterek "Bazı meslektaşlarımız, Kahramanmaraş merkezli depremlerin Savrun Fayı'na stres yüklediğini ve bundan sonra Savrun Fayı'nın kırılarak, Adana başta olmak üzere o bölgenin ciddi zarar göreceğini öne sürdüler. Savrun Fayı'nın orta kesimlerini adlandırdığım ve haritalayan kişi olduğum için bunu kendime bir görev olarak algıladım. Göksun'dan başlayıp, çevrede gözlemler yaptık. 15 Haziran'dan itibaren bölgeye tek başıma gittim. Yaklaşık 1,5 ay fayın üzerinde, arazide çalışmalar yaptım. Çalışmalarım sonucunda; Göksun'dan başladım ve Göksun'un içinden geçip batıya doğru Saimbeyli tarafında artçıların çok yoğun olarak yığıldığı bölgede, doğu-batı yönlü kırıklar olduğunu gözlemledim. Göksu Fayı, Savrun Fayı'nın hemen batısında bulunan büyük bir faydır ve aktif görünüyor. Savrun Fayı ve Göksu Fayı neredeyse kuzey-güney doğrultulu faylardır. 'Bunlar kırılacak, stres yüklendi' denirken göz ardı edilen; kırılmalar genellikle doğu- batıda ya da pek çok doğrultuda uzanan faylar var. Bunların ayrıntılı bir şekilde incelenmesi gerekiyordu" dedi.
Çok sayıda Savrun Fayı'nı kesen yaşlı faylar tespit ettiğini belirten Prof. Dr. Pampal "Bu faylar kuzey-batı, güney-doğu doğrultulu. Fayı çok parçalamış. En az 7-8 fay tarafından Savrun Fayı'nın o kesimi parçalı. Bu fay, 7 büyüklüğünde deprem yaratacak bir fay değil. 5-6 arası depremler belki. Hareket yok ve ben beklemiyorum. Geçen hafta Kozan'ın kuzeyinde Minnetli civarında bir deprem oldu. Bölgeye depremden sonra hemen gittim. O bölgede yaklaşık 20 yıl önce Akçaluşağı Fayı diye isimlendirdiğim bir fay var. Bir de Bozdoğanuşağı Fayı var. Bunlar aktif faylar. Burada paleosismolojik çalışmalar yaptık; günümüzden 3 bin yıl önce kırıldığını, depremler ürettiğini gösterir ipuçlarına rastladık. Akçaluşağı Fayı'nın 4-5 kilometre güneyinde Minnetli depremini üreten fay kırıldı. Yaralanma ve can kaybı yok. Ancak hemen kuzey doğusunda Akçaluşağı Fayı var. Bu fay da benzer büyüklükte bir deprem üretebilir. Bu kırılma çok beklemeyebilir. 5-5,5 büyüklüğünde deprem yaratırsa; benim için sürpriz olmaz. Daha büyük bir deprem üreteceğini düşünmüyorum; çünkü fay o kadar büyük değil. Çok uzun beklemeyebilir. Kırıldı kırılacak mertebede bir fay. Bu da geçen hafta Adana'daki depremde neler yaşanmışsa; benzer şeyler yaşanacaktır" diye konuştu.
Prof. Dr. Pampal, "Savrun Fayı kırılacak ve Adana yıkılacak" görüşüne katılmadığını belirterek, "Çalışmalarım sonucunda da gördüğüm için görüşüm daha netleşti. Özellikle Adanalılar, Savrun Fayı'ndan dolayı çok tedirgin. Adana ile ilgili olarak ayrıntılı çalışıyorum. Tarihsel dönemine bakıyorum. Örnek olarak Adana'da bulunan Seyhan Nehri üzerindeki tarihi taş köprünün 385 yılında Romalılar tarafından yapıldığı ve 1700 yıldır aktif olarak kullanılan dünyadaki nadir yapılardan biri olduğunu biliyoruz. Bu da Adana'da en azından 1700 yıldır 7 ve üzeri yıkıcı bir deprem olmadığını gösterir. Önemli bir ipucu olarak değerlendirilebilir. Aksi takdirde bu köprünün yıkılması ya da ağır hasar görmesi gerekirdi. 'Adana yıkılacak, kuzeyden, güneyden gelecek' bunları abartmamak lazım. Gerçekçi ve bilimsel verileri kullanarak, yorumlar yapmakta yarar var. Kendi çalışmalarımda Savrun Fayı'nın aktif olduğunu gösteren hiçbir ipucuna rastlamadım. Kırılacağını gösterir emare yok. Ancak Savrun Fayı'nın batısında ve doğusunda yerel, küçük ölçekli depremler üretecek aktif faylar var. Bunlardan biri Minnetli civarında olan fay kırıldı ve 5.5 civarında etki yarattı. Yakınındaki Akçaluşağı Fayı'nın kırılacağını bekliyorum. Ne zaman onu bilmiyorum; ama benzer büyüklükte bir depreme yol açabilir" dedi.
Depreme dayanıklı yapıların yapılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Pampal "Adana'da güncel deprem aktivitesi incelendiğinde en büyüğü 6,2'i geçmeyen depremler olduğunu görüyoruz. Bu da şubat ayında çok büyük 2 depremde ortaya çıkan hasarlardan daha az hasar verecektir. Adana'da hasarsız olan yapılarda insanların yaşamasını engelleyecek bir durum yok. Yapıların bu tür depremlerde bile hasar gördüğünü gördüğümüz için kentsel dönüşüm yasası çerçevesinde elden geçirilmesi, depreme dayanıklı hale getirilmesi kaçınılmaz. Bunları yapacağız. 'Deprem geldi, geliyor' demek yerine yapılarımızı depreme dayanıklı hale getirmek zorundayız" diye konuştu. (DHA)