Mynet Trend

BİZE ULAŞIN

Oba kültürü Maçka’da yaşatılıyor

Trabzonlu girişimci Salih Kantarcı, Maçka ilçesinin 1200 rakımlı Livera Mahallesi'ndeki arazisine, eski Türk oba kültürünü yansıtan 24 çadır ile kurduğu kamp alanında, misafirlerine her mevsim tabiat ile iç içe vakit geçirme imkanı sunuyor.

Oba kültürü Maçka’da yaşatılıyor

Oba kültürü Maçka’da yaşatılıyor

Oğuz boylarının adını verdiği 24 çadırla 1200 rakımda oba kültürünü yaşatan Salih Kantarcı, turistlere her mevsim tabiat ile iç içe vakit geçirme imkanı sağlıyor. Yöresel lezzetlerin yanı sıra sadece el yapımı doğal ayran, komposto, üzüm ve likarba suyu gibi ürünlerin satıldığı kamp alanında, kamış ve branda ile yapılan otantik çadırlara 24 Oğuz boyunun adı verildi.

Doğal ve tarihi güzelliklerinin yanı sıra alternatif turizm seçenekleriyle de adından söz ettiren ilçede, ekoturizmin yaşatılması adına eski Türk oba kültürünü yansıtan kamp alanı kurdu. Çam ağaçlarının arasında doğaya zarar vermeden kurulan ve otantik yapısıyla dikkati çeken kamp alanı, konuklarına doğanın güzelliklerini farklı açıdan keşfetme imkanı sağlıyor.

Doğanın güzelliklerini korumak adına en ince ayrıntısı düşünülerek oluşturulan kamp alanında, çadırların aydınlatılması da toprak altına gömülen kablolar ulaştırılan güneş enerjisinden üretilen elektrikle sağlanıyor. Çevre kirliliğinin önüne geçilen, bulutlara yakınlığı ve doğallığıyla dikkati çeken kamp alanı, aynı zamanda tarihi "Anabasis yolu" olarak bilinen, on binlerin dönüş yolu güzergahında olması dolayısıyla da turizmde ön plana çıkıyor. Kamp alanı, misafirlerine trekking, dağ bisikleti, yamaç paraşütü, rafting ve foto safari gibi etkinleri yapma fırsatı da sunuyor.

İlçenin doğal güzelliklerini daha fazla insanla paylaşmak adına böyle bir kamp alanı kurduğunu söyleyen Kantarcı, "Maçka'nın doğal güzelliklerini ekoloji içerisinde, çevreyi de kollayarak insanlarla paylaşmak benim eskiden beri hayalimdi. Emekli olduktan sonra da bu hayalimi hayata geçirdim. Çevreyi koruyarak, tarihi değerlerimizi ön plana alarak bunu yapmaya çalışıyorum. Amacım bir ekolojik turizm koridoru yaratmak." diye konuştu.

Çadırların içi ve dışının kamıştan olduğunu aktaran Kantarcı, "Çadırlarımız sağlam, kaliteli, nem ve rutubete dayanıklıdır. Kamp alanımıza otantik, eski Türk oba havasını vererek eskiyi yaşatmak ve nostalji yapmak istedim. Çevrenin mimarisine uygun şekilde, doğayı bozmadan, doğa ile iç içe olunması adına bir şey yapmaya çalıştım. Gösterilen ilgiden memnunum. O nedenle başarılı olduğuma inanıyorum." ifadesini kullandı.

Misafirlere yamaç paraşütü, Sümela Manastırı deresinde rafting yapma imkanı, 2 bin 500 kilometrelik tarihi Anabasis yolunda trekking, foto safari gibi çeşitli etkinlikler yapma fırsatı da sunduklarını vurgulayan Kantarcı, yemeklerde de yöre tatlarını yansıtmaya çalıştıklarını söyledi. Kantarcı, yaklaşık 2 bin rakımlı doğadan topladıkları meyvelerle reçel ve içecekler, köy yoğurdundan ayran yaptıklarını belirterek, yöresel lezzetleri misafirlere tattırdıklarını ifade etti.

Yerli turistlerin yanı sıra en çok Avrupalı turistlerden ilgi gördüklerini işaret eden Kantarcı, ilginin giderek daha da artacağına inandıklarını kaydetti.

En Çok Aranan Haberler