WASHINGTON (CİHAN)- Önemli politikacılar ve aralarında Washington Post'un da bulunduğu saygın yayın kuruluşları ‘kırmızı çizgi'nin geçildiğini savunarak Obama yönetimini pasif kalmakla suçladı.
Suriye'de sivillere yönelik kimyasal silah kullanımı sonrası 1,300 den fazla kişinin hayatını kaybetmesi ABD'de tartışma konusu oldu. Kimyasal silah kullanımına dair videoların internette yayılmasının ardından birçok medya kuruluşu, görüntülerde bu silahların kullanıldığının belli olduğunu yazdı.
Beyaz Saray'dan yapılan yazılı açıklamada yaşanan gelişmeden ‘derin kaygı' duyulduğu ve ‘şiddetle kınandığı' ifadesini yetersiz bulan Washington Post Yayın Kurulu yayınladığı makalede, Obama'nın "ABD Suriye halkına karşı kimyasal silah kullanımına müsamaha göstermeyecektir." şeklindeki sözlerini hatırlattı. 'Kırmızı çizgi' açıklamasının tekrar gözden geçirilmesi gerektiğinin belirtilidiği makalede, "Eğer iddialar doğruysa, Obama, olaydan sorumlu Suriye askeri güçlerine karşı direk misilleme ve Güney Suriye'deki sivilleri korumak için ‘uçuşa yasak bölge' kararı vererek benzer suçlara karşı müsamaha gösterilmeyeceği şeklindeki sözünü yerine getirmeli." ifadelerine yer verildi.
Gazete ayrıca, "Suriye'deki kimyasal silah saldırısından olduğu iddia edilen, herkesin izlemesi gereken bir video" başlığıyla verdiği farklı bir haberinde, kimyasal gaza maruz kalmış ve kendini kaybetmiş küçük bir kızın videosunu paylaştı.
Başkan Barack Obama kırmızı çizgi ifadesini ilk olarak 20 Ağustos 2012 yılında kullandı. Bu tarihe göndermede bulunan New York Times, konuya ilişkin haberinde, "Başkan Obama neredeyse tam bir yıl önce kimyasal silah kullanımının kırmızı çizgi olduğunu söyledi. Ama Beyaz Saray'ın Suriye Ordusunun kimyasal silah kullanmasının ardından aldığı kararlar, Amerikan tahhütleri noktasında dikkat çekici bir kımıldamaya sebep olmadı." ifadelerini kullandı.
POLİTİKACIKLAR TEPKİLİ
Obama yönetimine politikacılar arasından ilk tepki muhalefetin en güçlü isimlerinden biri olan Cumhuriyetçi Senatör John McCain'den geldi. McCain, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Esed için kimyasal silah kullanmanın ve kırmızı çizgiyi geçmenin bir önemi yok." ifadelerine yer verdi.
Bir diğer Senatör Bob Casey yaptığı yazılı açıklamada, ‘kırmızı çizginin' bir kez daha aşıldığını ifade etti. Suriye'de her hafta yüzlerce kişinin öldürülmeye devam ettiğini belirten Casey, "Şuna inanıyorum ki ABD, Suriye halkına karşı yapılan bu gaddarlığın bitmesi için daha iddialı yolları değenlerdirmelidir." ifadelerini kullandı.
Kongre Üyesi Steve Stockman bir televizyon programında yaptığı konuşmada Obama'yı Ortadoğu konusunda karışık mesajlar vermekle suçladı. Kendi insanlarına karşı kimyasal silah kullanımını 'fazlasıyla dehşet verici' olarak niteleyen Stockman, "Belki de kitle imha silahlarını kullanmalarını engellemek için ellerindeki bazı uçakları saf dışı bırakmalıyız." dedi.
BASIN TOPLANTISINDA ZOR ANLAR
Gelişmelerin ardından Beyaz Saray'da düzenlenen günlük basın toplantısına gazeteciler yoğun ilgi gösterdi. Bir gazetecinin "Şu anda dış politikanın büyük resmi: Bir Rusya'nız var ve Snowden konusundaki taleplerimizi görmezden geliyor; Suriye konusunda ortak hareket etme ve bu ülkeye baskı uygulama taleplerimizi görmezden geliyor. Bir Mısır'ınız var; şiddetin durdurulması yönünde talepleri görmezden geliyor. Ve bir Suriye'niz var; kendi insanlarını öldürmeyi ve kimyasal silah kullanmayı durdurma yönündeki talepleri görmezden geliyor. Bunların hepsi Obama yönetimi tarafından bazı sert kınamalarla karşılanıyor veya cevaplanıyor. Derin hayal kırıklığı yaşıyoruz. Bazı kişiler arasında bunun Obama yönetiminin zayıf yönü olduğu algısı var. Bunu açıklayabilir misiniz?" şeklindeki sorusu üzerine Beyaz Saray Sözcüsü Josh Earnest zor anlar yaşadı.
Soruda çok zorlu meselelere değinildiğini ifade eden Earnest, ABD'nin çeşitli sebeplerden dolayı bahsi geçen ülkelerde yaşanan sorunların çözümünde uluslararası çabaların bir parçası olma konusunda sorumluluğunun bulunduğunu söyledi. Bu sebeplerden birinin ABD'nin bu ülkeler ile iyi ilişkilere sahip olmayı talep etmesi olduğunu belirten Earnest, mevcut problemlerin çözümü noktasında uluslararası toplumla birlikte hareket etmek suretiyle yol almak istediklerini dile getirdi.