YURTHABER

Antalya
Şehirler
Şehir Seçiniz
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Aksaray
Amasya
Ankara
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Düzce
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Iğdır
Isparta
İstanbul
İzmir
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kilis
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Şanlıurfa
Siirt
Sinop
Şırnak
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak
Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Obezite Ameliyatı Sonrası Doktor Takibinde Kilo Verilmeli

Memorial Antalya Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü’nden Uzman Dr. Gökhan Yazıcıoğlu, obezite ameliyatları sonrası...

Obezite Ameliyatı Sonrası Doktor Takibinde Kilo Verilmeli

Memorial Antalya Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü’nden Uzman Dr. Gökhan Yazıcıoğlu, obezite ameliyatları sonrası hasta takibinin çok önemli olduğunu belirtti. Dr. Yazıcıoğlu, cerrahinin ardından ilk yıl her üç ayda bir kan sayımı, glikoz ve kreatinin değerlerinin ölçülmesi, yorgunluk, halsizlik, kas kitlesi kaybı, kalp çarpıntıları, depresyon, karıncalanma, kemik hastalığı, gece görüş kaybı veya hipoglisemi gibi vücutta sorunlara yol açabilecek herhangi belirli bir besin yoksunluğunun olup olmadığını görmek için her altı ayda bir kan testleri yaptırılması gerektiğini bildirdi.Obezite cerrahisinden sonra daha az besin maddesi emildiği için ne yenildiğine dikkat edilmesi ve sağlıklı olmak için bedenin gerek duyduğu besin maddelerinin tümünün alındığından emin olunması gerektiğini belirten Memorial Antalya Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü’nden Uzman Dr. Gökhan Yazıcıoğlu, proteinler, yağlar, karbonhidratlar ile vitaminler, mineraller, eser elementler seviyelerinin izlenmesi için kan testleri yaptırmak amacıyla endokrinoloji uzmanına düzenli aralıklarla başvurulması gerektiğini bildirdi.Dr. Yazıcıoğlu, “İlk yıl her üç ayda bir kan sayımı (anemi kontrolü için), glikoz (kan şekeri seviyesi kontrolü) ve kreatinin (böbrek işlev kontrolü) değerleri ölçülmelidir. Yorgunluk, halsizlik, kas kitlesi kaybı, kalp çarpıntıları, depresyon, karıncalanma, kemik hastalığı, gece görüş kaybı veya hipoglisemi (kandaki kalsiyum seviyelerinin düşmesi) gibi vücutta sorunlara yol açabilecek herhangi belirli bir besin yoksunluğu olup olmadığını görmek için ilk yıl her altı ayda bir kan testleri yaptırılmalıdır. İlk yıldan sonra bu testlerin tamamı yılda bir tekrarlanmalıdır” dedi.ŞEKERLİ VE YAĞLI YİYECEKLER TÜKETİLMEMELİHızlı mide boşalma sendromu, mide bulantısı, halsizlik, sersemlik ve mide krampları gibi, midedeki sindirilmemiş yiyecekler ince bağırsağa çok çabuk boşaltıldığında meydana gelen bir dizi belirtiye karşılık geldiğini belirten Dr. Yazıcıoğlu şunları söyledi:”Çok fazla şeker veya yağlı yiyecekler bu hızlı boşalmayı tetikleyebilir. Hızlı boşalma belirtileri zaman içinde azalma eğilimi gösterir ve aşağıdakiler gibi bazı besin değişiklikleriyle genellikle kontrol edilebilir. Bunlar, katı gıda içeren bir öğünden sonra 30 dakika içinde sıvı tüketmekten kaçınmak, protein miktarını artırmak, kolay sindirilen basit karbonhidratlardan (şekerli gıdalar ve içecekler gibi) uzak durmak, sindirimi daha uzun süren lif ve kompleks karbonhidrat (tam tahıllı yiyecekler gibi) alımını artırmaktır.”KUSMAYA KARŞI GEREKLİ ÖNLEMLER ALINMALIKusma ve hızlı mide boşalma sendromunun, mide boyutunun küçültüldüğü işlemlerin olası yan etkileri olduğunu da hatırlatan Dr. Yazıcıoğlu, “Kusma en yaygın olarak küçük mide kesesine alışılan dönem olan ameliyat sonrasındaki ilk birkaç ay boyunca görülür. Kusma çok zorlu olan yiyecekleri yemekten ya da çok hızlı veya çok fazla yemekten, çok büyük lokmalar almaktan veya yiyecekleri yeterince çiğnememekten kaynaklanabilir. Kusma aynı zamanda sıvı kaybından da kaynaklanabilir. Kusmayı önlemek için tokluk işaretlerine dikkat etmeli, yavaş yemeli ve bol miktarda sıvı tüketilmelidir” dedi.KULLANILAN İLAÇLARIN DOZU DOKTOR KONTROLÜNDE AYARLANMALIObezite cerrahisinin etkisinin, obezite düzeyi yüksek kişilerde kilo kaybının ötesine geçtiğini ifade eden Memorial Antalya Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü’nden Uzman Dr. Gökhan Yazıcıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:”Çoğu hastada obeziteyle ilgili sağlık sorunları kaybolur veya büyük oranda iyileşme gösterir. Örneğin, emilimi azaltıcı bir işlemden çok kısa süre sonra tip 2 şeker hastalığı diyabet ilaçlarını çok az gerektirecek veya hiç gerektirmeyecek bir noktaya gerileyebilir. Benzer şekilde, insülin tedavisi gören hastalar çok daha az insüline ihtiyaç duyarlar ve bir kısmında ameliyattan sonra insülün tedavisi kesilebilir. Obezite cerrahisi aynı zamanda hipertansiyon, yüksek kolesterol, alkole bağlı olmayan yağlı karaciğer hastalığı, uyku apnesi, eklem hastalığı, astım ve polikistik over sendromuna bağlı kısırlık gibi diğer durumlarda iyileşme yaratabilir veya çözüm getirebilir. Ameliyat öncesinde şeker hastalığı, yüksek tansiyon veya yüksek kolesterol gibi durumları tedavi etmek amacıyla ilaç alınıyorsa, ameliyattan hemen sonra dozunu ayarlamak gerekir. Bu nedenle endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları uzmanı tarafından hastanın izlenmesi önemlidir.”

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler