Antalya’da 30 yaşındaki Uğur Cengiz ve 28 yaşındaki Hasan Özkul, tüp mide ameliyatıyla yıllar sonra zayıflamanın mutluluğunu yaşıyor.30 yaşındaki Uğur Cengiz ve 28 yaşındaki Hasan Özkul, Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Genel Cerrahi Bölümü’nden Op. Dr. Mehmet Güler ve ekibinin gerçekleştirdiği tüp mide ameliyatıyla yıllar sonra eski görünümlerine kavuştu.FAZLA KİLOLARI ASKERLİĞİNE ENGEL OLDUYaklaşık 12 yıl önce zayıf olduğunu ve düzensiz hayatından dolayı kilo aldığını belirten 30 yaşındaki Uğur Cengiz, "2003 yılında 68 kiloydum. Hayatımın düzensizliği nedeniyle 60 kilo aldım. Aldığım bu kilolar yüzünden askerlikten muaf oldum. Askerlik için 4 kez başvurdum ve hepsinde de kilolarım yüzünden olumsuz yanıt aldım. Kilolarımın gitgide daha çok artmasından dolayı ’Savaş ve Seferberlik Halinde Askerliğe Elverişsizdir Raporu’ verdiler. Sicilime bu şekilde bir rapor işledi, kendimi çok kötü hissettim" şeklinde konuştu."İŞ BAŞVURULARINDA BİLE OLUMSUZ YANIT ALDIM"Fazla kilolarının iş hayatını da etkilediğini belirten Uğur Cengiz, "İş aradığımda, kilolarım yüzünden başvurularımdan çoğu zaman olumsuz dönüş aldım. Sonunda bir telekomünikasyon şirketinde tekniker olarak çalışmaya başladım. Ama kilolarım çalışma hayatımı da etkilemeye başladı. Yaptığım iş sürekli hareket istiyordu. Kilolarım yüzünden hareketlerim kısıtlanmaya başlamıştı. Çabuk yorulur hatta iş yaparken zorlanır hale gelmiştim. Artık kilolarımdan tamamen rahatsız olmaya başlamıştım" ifadelerini kullandı."HERKES KARŞI ÇIKTI AMA BEN VAZGEÇMEDİM"Ailesinin tüp mide ameliyatı olmasına kesinlikle karşı çıktığını söyleyen Uğur Cengiz, "Her sene 5-10 kilo arasında kilo alıyordum. Bu yüzden ileride sorun çıkacağına şimdi çözüm bulmak daha mantıklı geldi ve herkesin karşı çıkmasına rağmen vazgeçmedim. Ameliyata karar verdiğimde 147 kiloydum, 1-2 haftalık diyetle 5 kilo verdim, 142 kiloyla ameliyata girdim. Annemler karşı oldukları için ameliyat öncesi yanımda değildi, eşimse ben ameliyathaneye girene kadar vazgeçebileceğimi söyledi ama ben vazgeçmedim" dedi."TÜP MİDE AMELİYATIYLA 62 KİLO VERDİM"Ameliyattan sonra hızla kilo verdiğini ve her sabah tartıda bunu görüp mutlu olduğunun belirten Uğur Cengiz, "Ameliyattan sonraki 9. ayım ve artık 3 ay önce aldığım kıyafetler bile olmuyor. Ameliyattan sonra 48 bedene düşünce acele edip bütün dolabımı yeniledim. Şuan 44 bedenim ve aldığım her şey bol geliyor. Hergün verdiğim kiloları görünce daha da mutlu oluyorum. Vücudumun ihtiyacı olan bütün proteinleri alıyorum ve 5 aydır günde 2 saat spor yapıyorum. Şuan 62. kilomu verdim 85 kiloya düştüm, hedefim 80" şeklinde konuştu."BOĞULARAK UYANIYORDUM"28 yaşındaki Hasan Özkul ise, "Bu ameliyatı olmaya karar verdiğimde 132 kiloydum. Şimdi 86 kiloyum. 44 kilo verdim. Çocukluğumdan beri kiloluydum. Çok çabuk yoruluyordum ve dizlerim ağrıyordu. Uyurken rahatsız oluyor hatta boğularak uyanıyordum. Toplumda kilolu biri olmak gerçekten zordu. Arkadaşlarım, çocukluğumdan beri bana ’Tombiş Hasan’ diye hitap ediyorlardı. İnsanlar şu anki halimi görünce şaşırıyorlar. Şükürler olsun ki bugün bu kiloya inebildim" dedi."HER AMELİYATIN RİSKİ VARDIR"Obezite cerrahisi olmadan önce geniş kapsamlı bir araştırma yaptığını belirten Hasan Özkul, "Her ameliyatın riski olduğu kadar bu ameliyatın da bir riski vardı. Kilolarımdan dolayı vücudumun girdiği risk, ameliyatın riskinden çok daha büyüktü. Bu nedenle bu operasyonu olmaya karar verdim. Ameliyat sonrası süreçte de sıkıntı yaşamadım. Hiçbir sıkıntım olmadı. Psikolojik olarak da bu ameliyata hazırdım çünkü. Operasyona hazırlık sürecinde diyetisyenimiz ve doktorumuz çok iyi bilgilendirdi" şeklinde konuştu."SOSYAL HATTA ÖZEL HAYATLARI DA BOZULUYOR"Obezitenin pek çok açıdan sıkıntılı bir hastalık olduğunu belirten Op. Dr. Mehmet Güler, "Birçok hasta 40- 50 kilo fazlasıyla bize başvuruyor. Zayıflamak için yıllarca uğraşıp, tüm yolları tüketmiş oluyorlar. Çalışmakta, yürümekte hatta günlük aktivitelerini yapmakta zorluk çekiyorlar. Çoğunda da yüksek tansiyon, şeker hastalığı ve depresyon gelişiyor. Kalp-damar hastalıkları ve kanser riski de artıyor. Sosyal ve özel hayatları da bozuluyor. Evden çıkmadan çalışan hastalarla karşılaşıyoruz" şeklinde konuştu."OBEZİTE AMELİYATLARI ORTA DERECELİ RİSK GRUBUNDADIR"Diğer önemli hastalıkların tedavisinde olduğu gibi obezite tedavisinde de ailelerin hastayla dayanışma içinde olması gerektiğinin altını çizen Op. Dr. Güler, "Yıllardır obez olan bir hastaya, ’Ameliyat olmalısın’ demek bir bakıma onu hastalıklı ve kötü bir hayata mahkum etmek anlamına geliyor. Obezite bir süre sonra bir tek hastanın hayatını değil yakın çevresinin hayatını da zorlaştırıyor. Obezite ameliyatları orta dereceli risk grubundadır. Hastaların yüzde 90’ından fazlasının ameliyat dönemi ve sonrasını sorunsuz atlatıyor" dedi."AMELİYAT SONRASI BESLENME VE PSİKOLOJİK DESTEK GEREKLİ"Sağlık yönünden uzun vadede obez olarak yaşamanın risklerinin daha ağır bastığına vurgu yapan Op. Dr. Güler şöyle devam etti: "Şu an mevcut olmayan sorunlar yıllar içerisinde karşımıza çıkabiliyor. Ameliyata hazırlık döneminde mutlaka endokrinoloji uzmanı kontrolünden geçilmesi gerekiyor. Ameliyattan sonra ilk aylarda daha yoğun olmak üzere beslenme ve psikolojik destek yönünden danışmanlık alınılmalı. Yani sadece cerrahın iyi bir ameliyat yapmış olması yetmiyor. Hastaların kolayca kontrollerine gidebilecekleri, gerektiğinde 7 gün 24 saat doktoruna ulaşabilecekleri bir merkezde ameliyat olmaları bu açıdan önemlidir.”
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz