Çağımızın hastalığı olarak kabul edilen obezite, gelişen tedavi yöntemleriyle artık mahkum olunan bir hastalık değil. Obezite tedavisi yöntemlerini araştırıyor, diyetlerden obezite cerrahisine kadar her türlü tedaviyi araştırıyorsanız, Obezite ve Metabolizma Cerrahisi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Bora Koç’un anlattıkları yolunuza ışık tutabilir. Obezite ve Metabolizma Cerrahisi Uzmanı Bora Koç, Mynet Kadın için verdiği özel röportajda obezite cerrahisiyle ilgili izlenen tedaviyi adım adım anlattı.
-Obezite cerrahisi hangi hastaları kapsıyor?
Obezite cerrahisine aday hastalara vücut kitle indeksine göre karar veriyoruz. Beden kitle indeksi 30’un üzerinde olan kişiler obez olarak sınıflandırılır. Bu gruptaki hastalar cerrahi müdahale için değerlendirilmesi gereken kişiler. Vücut kitle indeksi 30-35 arası olanlarda cerrahi müdahale için daha seçici karar verilmeli. Genel kural olarak 18-70 arası hastalar ameliyata engel herhangi bir durumları yoksa obezite cerrahisiyle tedavi olabilirler. Madde bağımlılığı ve şizofreni gibi psikiyatrik hastalıklarda obezite cerrahisi yapılmamalıdır. Sadece obezite cerrahisi geçirecek hastaları değil vücut kitle indeksi 25’in üzerinde olan tüm hastalarımıza “yaşam tarzı değişikliği”, “beslenme alışkanlıkları kazandırılması” ve “davranışsal psikoterapi” tedavilerini uygulayarak obezite ile mücadele etmeyi öğretmekteyiz.
-Obezite sınıfına uyan bir hasta geldiğinde obezite cerrahisinde hangi tedavileri görüyor?
Obezite cerrahisi olarak mide balonu, tüp mide ameliyatı ve çeşitli mide by-pass ı ameliyatları yapılıyor. Hastaya uygulanacak cerrahi işleme, detaylı vücut analizi, kişisel değerlendirme ve yandaş hastalıklar incelendikten sonra karar veriliyor.
-Hasta ameliyat olduktan sonra nasıl bir süreç yaşıyor? Nasıl besleniyor, normal hayatına ne zaman dönüyor?
Ameliyata karar verilen hastaya iki yarım gün süren detaylı bir değerlendirme yapılıyor ve konsültasyonları tamamlandıktan sonra da operasyon planlaması yapılıyor. Ameliyat günü hastaneye yatırılan hasta ameliyattan 2-4 saat sonrası yürüyüşlerine başlıyor. İkinci günün sonunda yeni beslenme alışkanlıklarının kazandırılması uygulamalı bir şekilde öğretildikten sonra hasta taburcu ediliyor. Genellikle hastalarımız ameliyatın birinci haftası işlerine dönebiliyorlar. Üç haftalık sıvı beslenme sonrasında da sağlıklı olan her şeyi yiyebilirler.
-Biraz da ameliyatın etkisinden bahsedelim. Ameliyatın etkisi ne zaman başlıyor?
Obezite genetik temellere dayalı bir hastalık olarak tanımlanmasına rağmen son çalışmalarda aslında nedenin birçok faktöre bağlı olduğu gösterildi. Obezite, alt kuşaklara aktarılan, “yanlış yeme alışkanlıklarıdır”. Obez ebeveynler hatalı yemek alışkanlıklarını çocuklarına aktardıklarından çocuklarında da obezitenin görülmesi kaçınılmaz. Buradan yola çıkarak asıl amacın yeme bozukluğu hastalığının tedavisi olduğunu kabul etmeyen bir tedavi yaklaşımı kalıcı başarıyı sağlayamaz. Hastalar ameliyat sonrası kalori alımı azlığı nedeniyle kilo vermeye başlarlar. Burada dikkat edilmesi gereken iki önemli husus var. Kilo vermek sadece yağların azalması olmalı yani kas kaybı önlenmeli. Tüm organların kas yapısında olduğu unutulmamalı. Diğer önemli konu yeme bozukluğu hastalığının tedavisi. Psikolojik tedavi görmeyen hastalar hangi ameliyatı olursa olsunlar %10-50 arası tekrar kilo alırlar. Bu açıdan sıkı takip çok önemli. Altı ayla bir yıl arası normal kilosuna inen hastalarımızın ikinci yıllarına kadar takip ederek kilo kontrollerinin sağlandığını görüyoruz.
-Ameliyat sonrasında hastalarınızın hayatında neler değişiyor?
Obezite sadece fiziksel bir hastalık değil. Ruhsal ve sosyal yönüyle beraber üçlü bir sac ayağını oluşturur. Eğer bu üç durum da iyileştirilemezse sonuçlar başarısız olur. Başarılı bir cerrahi sonrası kişinin kilo vermesi kaçınılmaz. Asıl başarı uzun yıllar kilonun kontrol altına alınabilmesi.
-Ameliyatın etkisi ömür boyu devam ediyor mu? Hasta “Ameliyat oldum, bitti” diyebilir mi?
Hastaların önceki hayatlarına göre beslenme tarzlarına daha fazla dikkat etmesi gerekiyor. Gıdalara tam geçişte günlük kalori alımı 1000kcal ile sınırlanmalı ve üç ana iki ara öğün alınmalı. En önemlisi de yaşam tarzı değişikliğine adaptasyon sağlanmalı. Tüm ameliyatların geri dönüşümlü olduğunu unutmayın. Beyinler değişmedikçe kilo kontrolü sağlanmaz.