Obezitenin, vücutta depolanan yağ miktarının olması gerekenden daha fazla miktarda olması olarak tanımlandığını açıklayan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı'nda görevli Uzman Dr. Erdal Duman, "Obezite, yaşamı tehdit ettiği ve yaşam kalitesini düşürdüğü için, uzun süreli tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Hedef, ideal vücut ağırlığının da ötesinde, sağlıkla ilgili risklerin azaldığı, yaşam kalitesinin korunduğu ve korunabilen bir vücut ağırlığının sağlanması olmalıdır" dedi.
Kadınlarda vücuttaki toplam yağ kitlesinin vücudun toplam kitlesinin yüzde 30'unu, erkeklerde ise yüzde 20-25'ini geçmemesi gerektiğini açıklayan Dr. Duman, "Halk arasında şişmanlık olarak da bilinen obezite; sistemik, süregen, çevresel ve genetik nedenleri olan, eşlik eden hastalıklarla yaşam kalitesini düşüren, ölüme kadar giden ağır sonuçları olan bir hastalıktır. Yaşam koşullarının iyileşmesi, bol kalorili yiyeceklere eğilimin artıp kolayca ulaşılabilir olması, egzersizin azalması sonucunda günümüzde sadece zengin ülkelerin değil, geri kalmış ülkelerde de obezitenin önemli bir sağlık sorunu haline gelmesine neden olmuştur" diye konuştu.
Obezitenin tanısında vücut ağırlığının tek başına bir anlamının olmadığını kaydeden Dr. Duman, "Ayrıca yaşa göre vücut ağırlığı, boya göre ağırlık, deri kıvrım kalınlığının ölçümü, bel çevresinin ölçümü, bel çevresinin kalça çevresine oranı ile vücut yağ dağılım oranın hesaplanması, obezitenin tanısında kullanılan önemli ölçülerdir" dedi.
Dr. Duman, obezitenin; kalp damar hastalıkları, hipertansiyon, kanser, depresyon, dolaşım bozuklukları gibi birçok hastalığa neden olabildiğini söyledi.