ANKARA(ANKA)- İmralı’da hükümlü bulunan terör örgütü PKK’nın lideri Abdullah Öcalan, ilginç değerlendirme ve iddialarda bulundu. Adalet Bakanlığı’ndan gelen heyetle uzun uzun görüştüğünü belirterek Öcalan, “Açılıma karşı değilim ama yöntem yanlış” dedi. Eğer doğru yöntem belirlenmezse AKP’deki mevcut zihniyetin Türkiye Cumhuriyeti’ni parçalanmaya götüreceğini iddia eden Öcalan, “Bu sorunun kesin çözümü için, nasıl olacak bilmiyorum ama Meclisin bir karar alması lazım” dedi.
[
****](https://www.mynet.com/aponun-10-yil-sonra-ilk-sohbeti-110100484449)
ANF’nin haberine göre, Öcalan'ın, avukatlarıyla yaptığı görüşmesinde cezaevi koşullarıyla gündemdeki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunduğu öğrenildi.
DTP’nin kapatılması davasını değerlendiren Öcalan, “Dünyanın sonu değil, kapatırlarsa da mücadelelerini sürdürürler, yollarına devam ederler. Yine Türkiye’de her kesimden demokratları içine alan demokratik bir yapılanmaya gidilebilir” ifadelerini kullandı.
-AÇILIMA DEĞİL YÖNTEMİNE KARŞIYIM-
Açılım sürecini değerlendiren Öcalan, “Ben de söylüyorum; açılıma karşı değilim ama yöntem yanlış. Doğru yöntem belirlenmeli. Siz arabayı atın önüne koyarsanız olmaz. Zaten araba iple ata bağlıdır. Doğrusu atı arabanın önüne bağlamaktır. Ama bu açılımda temel yanlış şudur; arabayı atın önüne koyuyorlar. Peki böyle olur mu? Bu şekilde araba hareket eder mi, etmez. Bu ata da arabaya da zarar verir. Temel sorun yöntem sorunudur. Yasa ve yönetmelikten önce bu gereklidir. Özellikle bu çocuklarla ilgili yasa, 221 etkinlik pişmanlık yasası vb. değişikliklerle sorunu çözeceklerini sanıyorlar böyle olmaz” dedi.
“Özellikle pişmanlık yasası bir tuzaktır, provokasyondur. Bu kabul edilemez” diyen Öcalan, “Bu yöntemle Mahmur'dan bir kişi bile gelmez. Bu işin, sorunun siyasi olduğu ve siyasi şekilde çözüleceğinin kabul edilmesi lazım. Bakın 50 bin ölüm var, buna terör diyorlar. Yunan savaşında bile 5 bin kişinin öldüğü söyleniyor. Burada 50 bin kişinin öldüğü yerde terörden bahsedilmez, orada savaş vardır. Savaşın da tarafları vardır ve sorun taraflar arasında çözülür. Bu müzakere ile olur, diyalogla olur. İlla muhatap ben olayım demiyorum, PKK’yi de muhatap alabilirler, olmazsa DTP’yi de alabilirler, o da olmazsa o zaman içinde PKK’lilerin yer alabileceği halktan sorunla ilgili insanlardan oluşturulmuş bir heyetle de görüşmeler yapabilirler” diye konuştu. Öcalan, şöyle dedi:
-KESİN ÇÖZÜM İÇİN MECLİS KARAR ALMALI-
“Doğru yöntem belirlenirse ben de çözüm konusunda üzerime düşeni yaparım. Eğer doğru yöntem belirlenirse, ortam oluşursa ben silahlı güçlerin geri çekilmesini ve uygun yere konumlanmasını sağlarım. Buna hala gücüm var, bana itimat ederler. Bu son yaşananlar da halkın da bana bağlı olduğunu gösteriyor. PKK’nin içinde onlarca grup var, dağlardaki grupların hepsi otonomdurlar zaten. Bunları ancak ben kontrol edebilirim, ben silahsızlandırabilirim. Bu sorunun kesin çözümü için, nasıl olacak bilmiyorum ama Meclisin bir karar alması lazım. Bunun için benim de önümün açılması lazım. Tüm bunlara yol haritasında belirtmiştim.
-AKP’NİN ZİHNİYETİ-
Ben burada benimle görüşmeye gelen heyete de söyledim, DTP’ye de söylüyorum, PKK’ye de söylüyorum. Demokratik çözüm ve siyasetin önü açılmalıdır. Buradan Erdoğan’a da sesleniyorum. Eğer doğru yöntem belirlenmezse, demokratik siyaset ve çözümün önü açılmazsa nasıl ki Enver Paşa ittihatçılığı Osmanlıyı parçaladıysa AKP’nin mevcut olan zihniyeti de Türkiye Cumhuriyeti’ni parçalanmaya götürür, AKP de biter. CHP ve MHP’nin iktidarında ise kan akar. Ben Sayın Erdoğan’ın iyi niyetli olduğunu düşünüyorum, hala inanmak istiyorum. AKP içinde dürüst olanlar var, gerçek anlamda demokratik çözümden yana olanlar var. Ama bunların ne kadar etkili olduklarını bilmiyorum. AKP içinde tasfiyeci olanlar da çoktur. Ben hala demokratik çözüm için elimden geleni yapabilirim. Ama demokratik çözümün önü açılmazsa KCK kendi yolunu belirler, savaşa da barışa da kendisi karar verir. Ben buradan hiç bir şeye karışamam. Bu doğru da olmaz.”
-AÇLIK GREVLERİ SON BULSUN-
Öcalan, Adalet Bakanlığı’ndan gelen bir heyetle görüştüğünü kaydetti. Öcalan, şunları söyledi:
“Buraya getirilen arkadaşlarla bir kez görüştüm. Buradaki görevliler, ileride televizyon vereceklerini belirttiler. Adalet Bakanlığı’ndan gelen heyetle görüştüm. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif İşleri Müdürü de vardı. Bu görüşmeden sonra kapının üstünde aşağıya ve yukarıya yeni bir pencere açtılar. Kaldığım odada yatak, dolap, masa var. Onun dışında bana iki-üç adım mesafesinde yer kalıyor. Yatak, masa ve dolap yeri dışında enine iki adım boyuna üç adımlık mesafe var. Bütün yer bundan ibarettir.” (ANKA)