Radikal Gazetesi yazarı Murat Yetkin, kamuoyunda merak edilen yol haritası taslağını bulunan maddeleri HDP'yi kaynak göstererek açıkladı. Yetkin'e göre Öcalan'ın bunları ilan etmek istememesi süreci donma noktasına getirdi.
İŞTE MURAT YETKİN'İN YAZISININ İLGİLİ KISMI:
Peki nedir o üzerinde konuşulan ama hiç kamuoyuna açıklanmayan yol haritası taslağı?
HDP KAYNAKLARINDAN ALDIĞIMIZ BİLGİYE GÖRE, KÜRT ÇÖZÜMÜ SÜRECİNİN TARTIŞILAN YOL HARİTASI TASLAĞI ŞÖYLE:
* Öcalan, HDP heyetine "Mutlak eylemsizlik" çağrısı yapmaya hazır olduğunu açıklayacaktı. Mutlak eylemsizlik ise silah bırakma ve yurtdışına çıkmayı içermiyordu. Ancak Diyarbakır, Şırnak gibi illerin kırsalında kurulu çadırlarda işleyen PKK "halk mahkemesi", ya da militan devşirme merkezlerinin kaldırılmasını, yol kesmelerin durdurulmasını içeriyordu;
* HDP, Öcalan'dan duyduktan sonra bu mesajı Kandil'e iletecekti. Kandil'in bu kararı onaylaması ardından Öcalan İmralı'da "ev hapsi" niteliğinde ayrı bir binaya geçecek (ki bunun Adalet Bakanlığı'na ait Mete dinlenme tesisleri olduğu iddia ediliyor) ve çalışmalarına "yardımcı" olmak üzere bir "sekretarya" oluşturmasına izin verilecekti;
* Öcalan "mutlak eylemsizlik" çağrısını kamuoyuna bu "sekreterya" aracılığıyla iletecekti;
* Bu aşamada "Üçüncü Göz" denilen, bir kısmı "akil insanlardan" oluşan, 12 ila 16 kişiden oluşan bir bağımsız gözlemciler grubu oluşturulacak, bunların ve bir grup gazetecinin Öcalan ile temasına izin verilecekti;
* Kandil'in de Öcalan'ın kamuoyuna açıkladığı "eylemsizlik" çağrısını desteklemesi halinde, hükümet terörle mücadele yasası ve geri dönüş yasası gibi önemli yasal değişikleri Meclis'e sunacaktı. Böylece sürec artık MİT aracılığıyla yürütülen görüşmelerden Meclis zeminine aktarılmış olacaktı;
* Bu aşamadan sonra Öcalan PKK yönetimi ve kamuoyuna silahlı mücadeleye son ve silahlara veda çağrısı yapacak, Anayasa değişikliklerinin önü açılacaktı.
Taslak, HDP kaynaklarına göre temel olarak buydu.
TASLAK, Hakan Fidan TARAFINDAN SUNULDU
Bu taslak MİT Müsteşarı Hakan Fidan tarafından Öcalan'a 3 Eylül'deki görüşmede sunulmuştu ve beklenti 7 Eylül'de Öcalan tarafından HDP'ye söylenmesiydi; ancak söylemedi.
ÖCALAN HÜKÜMETE GÜVENMEDİ
HDP kaynaklarına göre Öcalan, karşılıklı adımlarla yürütülecek kademeli plan için hükümete güvenmiyor, hepsinin bir anda ilanını istiyordu. Diğer yandan PKK da işin sürüncemede kalmaması, Haziran seçimlerine kalmadan bitmesi için bastırıyordu.
Bu arada bir durum daha çıkmıştı. Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) Haziran'da Musul'da aldığı Türk esirleri 20 Eylül'de bırakmış, hemen ardından Kobani'ye (Ayn el-Arab) saldırılarını yoğunlaştırmıştı. PKK ve PYD'nin Türk hükümetinden ağır silah ve militanların Türk topraklarından Kobani'ye geçiş izni talepleri geri çevrilmişti. O sırada hükümet 6 maddelik bir çerçeveyi yasallaştırdı. 1 Ekim'de, Meclis'ten Irak ve Suriye'de IŞİD ve PKK'ya karşı asker kullanma izni alındığı gün, aynı zamanda PKK ile diyalogun kurumsallaşması için komisyonların kurulmasını Resmi Gazetede yayınladı. Ancak Öcalan aynı gün yapılan görüşmede de HDP heyetine beklenen çağrıda bulunmadı.
Buna karşın HDP heyeti, 15 Ekim'e dek ilerleme beklendiği müjdesini verdi. Hükümetin beklentisi, en azından PKK'nın halk mahkemeleri ve diğer uygulamaları geri çektiğini gösterecek adımlar atmasıydı. Ancak onun yerine Kobani çağrıları geldi, 6-7 Ekim oldu, insanlar öldü ve burada yazının başına, 21 Ekim toplantısı ardından yapılan açıklamalara dönmüş oluyoruz.
Ve tabii, Erdoğan'ın 6 Kasım'a, bir sonraki adımı HDP ve PKK'dan beklediğini gösteren açıklamasına.
Gelişmelerin işte bu yol haritası taslağı etrafında gelişen böyle bir perde arkası var ve HDP'nin hükümetin kendileriyle temas kurması, ardından yeniden İmralı'ya gitme bekleyişleri devam ediyor. İlginç bir süreç, izlemeye devam ediyoruz.