Fransa'nın başkenti Paris'te Sakine Cansız'ın öldürülmesinin ardından teröristbaşı Abdullah Öcalan ile Cansız arasındaki ilişkiler konusunda dikkat çekici bilgiler ortaya çıkmaya devam ediyor. Mehmet Şener'in terör örgütü PKK tarafından 1991 yılından öldürülmesinin ardından Öcalan'ın bunu silah atışlarıyla kutladığı belirtiliyor. Ayrıca Sakine Cansız ile Mehmet Şener'in nişanlı değil evli oldukları da ifade edildi. Örgüt tarafından yalnızlığa itilen Cansız'ın Almanya'da gözaltına alınmasının ardından ise Nicolas Sarkozy ve bakanlar düzeyinde girişimlerde bulunularak serbest bırakıldığı da ortaya çıktı.
Terör örgütü PKK'nın sözde yöneticilerinden Zübeyir Aydar'ın eski eşi Seve Evin Çiçek, Fransa'da öldürülen Sakine Cansız'la ilgili dikkat çekici bir yazı kaleme aldı. 'Serbesti' adlı internet sitesinde "Öcalan'ın Gereksiz Sakine'sinden Kahraman Heval Sakine'ye" başlığıyla yayınlanan yazıda, dikkat çekici bilgiler yer alıyor. Sakine Cansız'ı 1991 Mart'ın da İstanbul'da bir dergi bürosunda gördüğünü ve ilk kez orada konuştuğunu dile getiren Çiçek, daha sonra ise Osman Öcalan komutasındaki Zele kampında Cansız'la karşılaştığını anlattı.
Aralarında çok kısa bir konuşma geçtiğini dile getiren Çiçek, Mehmet Şener'le evlendiğini dahi kendisine söylemediğini ifade etti. Terör örgütü kampında yaşadığı bir olayı da anlatan Çiçek, "Osman Öcalan telsizde birisiyle görüşmeye başladı. Diğer uçdaki kişi Urfalı Cahide Şener'den bahsediyordu. 'Öyle bir gereksiz de burada var...' Cümleler devam etti. 'Gereksiz' Ben kullanılan sıfatlardan dolayı şaşkınlık geçirdim, tuhaflaştım. Sakine Cansız'la ilgili kullanılan cümleler? Nasıl oluyordu, hangi nedenlerden dolayı bu ağır sıfatlar kullanılıyordu? Niye 'Gereksiz' oluyordu ve diğer cümleler kullanılıyordu?"
"SARKOZY VE BAKANLAR DÜZEYİNDE GİRİŞİMLERDE BULUNDUK SAKİNE SERBEST KALDI"
Sakine Cansız ile en son Avrupa'da görüştüğünü belirten Çiçek, şöyle devam etti: "Sakine Avrupa'ya gelmişti. Paris'de yaşayan bir Dersimli beni aradı ve 'Sakine Cansız burada. Üzerinde hiç bir belge yok. Yardım edeyim mi, oturum hakkı-süresi için gereken işlemleri başlatayım mı? Düşüncenizi, isteminizi öğrenmek istedim, benim açımdan önemli.' bilgisini verip, sorularını sıralayınca ben Zele'de olanları düşündüm, Sakine'nin Brüksel'deki PKK binasında birisiyle konuşurken beni yarğılayan kelimelerini duymuş, biliyor olmama rağmen oturum işlemlerini yapan, sığınmacı kimliğini almasını-uzatmasını sağlayacak olan Dersim'in yiğit ve önder aşiretlerinden Demenan'lı (Demenu) bir annenin oğlu olan bu insanımıza yardımcı olmanız, kendisi için gerekli olan bütün işlemleri yapmanız gerekiyor. Başvuruda bulunmazsa, elinde sığınmacı belgesi olmazsa herhangi bir kontrol da durumu anlaşıldığında Türkiye Cumhuriyeti görevlilerine teslim edilir. Yeniden esir, tutsak olur. Biz kendisini koruduk. O insanımız gerekli bütün işlemleri yaptı ve Sakine Fransa'da siyasi sığınmacı olarak 10 yıllık kartını aldı. Üzerinde bulunan sığınmacı belgesiyle rahatlıkla dolaşabildi."
Kendisiyle telefonla da görüştüğünü ifade eden Çiçek, Sakine Cansız'ın görüşme, evine gelme isteğini reddettiğini kaydetti. 2007 yılında yeniden kendisini korumak, savunmak mecburiyetinde kaldığını anlatan Çiçek, şöyle devam etti: "Niye mi? Almanya'da gözaltına alınmıştı. Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri tarafından aranıyor ve Avrupa devletlerinden de isteniyordu. Kendisi Türkiye Cumhuriyeti güvenlik güçlerine teslim edilebilinirdi. O Fransa'da siyasal sığınmacıydı. Yine iki Dersimli birlikte serbest bırakılması için 28.3.2007 de Fransa'da sayın Nicolas Sarkozy ve bakanlar düzeyinde girişimlerde bulunduk. Serbest bırakıldı."
"CEZAEVİNDE GÖRDÜĞÜ ZULMÜN ÜÇ KATINI ÖRGÜTTE GÖRDÜ"
Zübeyir Aydar'ın eski eşi Seve Evin Çiçek, Sakine Cansız ile aynı ortamda kalan bir Dersimli'nin anlatımlarına da yer verdi. 20 yıl örgütte kaldığını dile getiren Dersimli, Cansız'ın Avrupa'ya gelmek için işlemleri yapılmadığı gerekçesiyle parasızlıktan üç ay Ürdün'de kaldığını ifade etti.
Sakine Cansız'ın "Abdullah Öcalan bana bu psikolojik zulmü yapıyor, yaptırıyor diye ben bu safları terk etmem. Yaşama veda edenlere verdiğim sözler, davayı yürütme, geliştirme, ulusumun kurtuluşunu görme arzusuyla yoluma devam ediyorum. Adımın önüne 'hain' yazma olanağına kavuşamayacaklar. Kendilerine bu imkanı vermeyeceğim." dediğini aktaran Dersimli, değer verilmediğini vurguladı. Cansız'ın cezaevinde yaşadığı zulmün üç katını örgütte gördüğünü belirtti.
Öcalan'ın Sakine'ye "Sen nasıl evlenirsin? Nasıl eline yüzük takarsın?" dediğini ve Mehmet Şener'le yaptıkları evliliği her ikisinin burunlarından getirdiğini dile getiren Dersimli, Cansız'ın eşi Şener'in 1991 sonlarında Şam'da öldürüldüğünü hatırlattı.
Bunun üzerine Sakine Cansız'ın ise Öcalan'a "Onu öldürtün yeterli gelmedi. Ölümünü burada silah atışlarıyla kutlatıyorsun." dediğini aktardı. Öcalan'ın Sakine Cansız'a küfrettiğini belirten Dersimli, şunları söyledi: "Akademide bulunan bir kitap da 'Çözümlemeler'de A. Öcalan'ın Sakine'ye yönelik hakaretleri, küfürleri yazılıydı. Biz o kitabı okurduk. O alan da bulunan herkes biliyor. Türkiye Cumhuriyeti görevlilerinin bilmemeleri mümkün değil. Adım gibi eminim ki ayrıntılı olarak biliyorlar."
"EVLENME HAKKIM VAR, ÖCALAN DA KESİRE İLE EVLENDİ"
Dersimli, Sakine Cansız'ın "Ben değişik kimlikler taşıyorum ve birey olarak da haklarım var. Sevme, evlenme hakkım var. Sevme hakkıma kimse dil uzatamaz. Mehmed Şener'i sevdim ve kendisiyle evlendim. Yüzüğümü de taktım. A. Öcalan kendisi de evlendi. Kesire Yıldırım'la birlikte. Peki ben niye bireysel kararımla yaşamayacağım? Sevme hakkımı kullanmayacağım? Bir canlı olarak sevgi alışverişi ihtiyaçtır. Hiç kimse bireysel haklarıma müdahale edemez. Ben bir yoldaşımı, mücadele arkadaşımı sevdim, evlendim. Sevme, sevilme beni güçlendiriyor, üretici kılıyor. Suç işlemedim." ifadelerini kullandığını kaydetti.
Öcalan'ın ise bunlara karşılık "Siz sadece beni sevmelisiniz. Sadece ben erkeğim. Bana bağlanın, bir başka erkeği tanımayın. Ben sizi özgürleştiririm, bir başkasını sevemezsiniz." karşılığını verdi.
"KESİRE HAİN İLAN EDİLDİ"
Dersimli, Kesire Yıldırım hakkında ise şu bilgileri veriyor: "Sakine ve Kesire Yıldırım'a (Fatma) yönelik uygulamaların tanığıyım. Kesire'yle aynı köydenim. Fatma'da (Kesire Öcalan) A. Öcalan'ın uygulamalarına, istemlerine karşı çıktı. Öcalan'ın emriyle, istemiyle 6 ay hapis yattı, iftiralara uğradı. Kesire'ye 'niye kendini bu duruma koydun' sorusunu yöneltiğimde gülümseyerek bana 'Nedenleri bilmiyor musun? Biliyorsun.' cevabını verdi. Kendisine yapılanlara rağmen sessiz kalmayı, konuşmamayı tercih etti, saflardan ayrıldı, halen suskun. Kesire, babasının özel görevi, konumu bir yana kendisi çok onurlu, şerefli bir bayandı. O istemlere, uygulamalara karşı çıktığı için 'Hain' ilan edildi. Onu 'hain' ilan edenler de Yalçın Küçük'lerle görüşüyorlardı."
"SAKİNE ÖCALAN'A BAĞLI DEĞİLDİ"
Sakine'nin sıradan bir görevli durumuna düşürülmesine, sıradan insanların emri altında görev yapmasına neden olanın Abdullah Öcalan olduğuna dikkat çeken Dersimli, "Yıllarca psikolojik savaş uygulanmasına neden olan kişiydi. Yaptığı küfürler yazılmış ve basılmışlardı. 'Bu suikast Sayın Öcalan'a yapılmıştır' öyle mi? Sakine'ye hepimizin içinde küfreden kimdi? Merkez komiteden uzaklaştıran kimdi? Eşini öldürten kimdi? Bekaa'da, Zap'da, Zele'de.... Avrupa'da sıradan bir bayan durumuna koyan, korumasız bırakan kimdi? Eski kadroydu, Abdullah Öcalan'a bağlı değildi. Cenaze törenine gitmek istedim ama gidemedim. Tanık olduğum bütün gelişmeleri yeniden hatırladım ve onun acısını yeniden yaşamaya başladım. Gitmemeye karar verdim." ifadelerini kullandı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz