Öcalan, "Sürece dair güvensizlikleri derinleştiren söylem ve pratiklerden herkesin uzak durması, çözüm sürecini çok fazla zamana da yaymadan somut adımların pratikleştirilmesi elzemdir" dedi.
[
](https://www.mynet.com/erdoganin-masasindaki-sok-pkk-raporu-110100706070)
DİYARBAKIR'DA UZMAN ÇAVUŞ KAÇIRILDI
[
](https://www.mynet.com/tuncelide-tikkocular-taksici-kacirdi-110100706107)
ANF'ye göre, Abdullah Öcalan, Brüksel'de düzenlenen "Barış ve Demokrasi Konferansı"na bir mesaj gönderdi. Öcalan mesajında, "Türkiye'de de baskılara en çok uğrayan ve başkaldıranlar, Alevi kökenlilerdir ve onlar da ulusal sorunla en fazla ilgilenen kesimdir. Bu nedenle her kim ki, "Kürt sorunu, Kürdistan sorunu Alevileri ilgilendirmez' veya "Alevilik sorunu, Kürtleri ilgilendirmez' diyorsa o, en büyük saptırmayı yapıyor demektir. Kürtlerin Alevilik sorununa, Anadolu Aleviliğinin de, Kürt sorununa doğru yaklaşmaya oldukça ihtiyaçları var. Çünkü kurtuluşları bununla bağlantılıdır. Tarih boyunca bu böyle olduğu gibi, günümüzde de bu kesin böyledir. Dolayısıyla biz, Anadolu Aleviliğini kendi doğal bir müttefikimiz olarak değerlendiriyoruz" dedi.
Türk-Kürt ilişkilerinde de paradigmasal yeni bir değişimle, artık bütün Ortadoğu'yu etkisi altına alacak bir barışı inşa etmenin zamanı olduğunu ifade eden Öcalan, şunları kaydetti:
"Bizler Kürt hareketi olarak buna samimiyetle inandığımız için, PKK'nın silahlı güçlerinin Türkiye sınırlarının dışına çıkarak çözüme fırsat tanımaları çağrısını yaptık. Gelinen aşamada PKK'nın kendi üstüne düşen sorumluluğunu ciddiyetle yerine getirmiş olması nedeniyle ölümler durmuş, provokasyonlara fırsat vermeden geri çekilme aşaması, büyük oranda tamamlanmıştır. Şimdi artık hükümete sorumluluğun düştüğü 2. aşamaya geçmiş durumdayız. Ben bu aşamaya dair görüş ve önerilerimi yazılı olarak devlete sunmuş bulunmaktayım. Başbakan Erdoğan'ın "silahlar sussun, fikirler konuşsun, siyaset konuşsun' söyleminin altının doldurulması gereken aşama da, işte bu aşamadır.
Herkesin demokratik siyaset hakkının güvence altına alındığı bir sistemi yaratmak için Hükümetin gerekli yasal anayasal düzenlemeleri yapması, bu sürecin en temel beklentisidir. Sürece dair güvensizlikleri derinleştiren söylem ve pratiklerden herkesin uzak durması, çözüm sürecini çok fazla zamana da yaymadan somut adımların pratikleştirilmesi elzemdir. Hükümetin demokratik siyaset kanallarını açmaması, demokratik siyasetten kaçması, bu çözüm sürecinin anlamına ters olacaktır. Ancak bizler sabırla ve inatla demokratik siyaset kanallarının açılması için çaba sarf edeceğiz, mücadele edeceğiz." ANKA