Örgütün dışarıdan desteği var mı sorusu. Cinayet şebekesi olan terör örgütünün saldırısı ardından gündeme gelen belli konular var. Bunlardan birisi de örgütün arkasındaki isimler. Aslında bu soru, yıllar önce yargılanan teröristbaşı Öcalan'a soruldu. Öcalan, yargılandığı dönemde bu sorulara açık ve net cevaplar verdi.
Star gazetesi yazarı Aziz Üstel, Öcalan'ın sorgulamasını yapan Albay Hasan Atilla Uğur'un kitabından bu soruya cevapları paylaştı:
"Hakkari'nin Çukurca ilçesinde şehit düşen 24 güvenlik görevlisine Allah'tan rahmet dileyin, sonra da bu alçaklığın neden hala sürdüğünün şu kanıtlarına bir göz atın lütfen!
Albay Hasan Attila Uğur, "Öcalan'ı Nasıl Sorguladım?" adlı kitabında, PKK'yı bunca yıl kimlerin, nasıl ayakta tuttuğunu anlatıyor. Öcalan lafa Yunanistan'la başlıyor: "Bize ta baştan beri çok destek verdi. Kamplar kurduk. Maddi desteğini de hiç esirgemedi. Teknik konularda yardımcı oldu. Sabotaj ve orman yakma eğitimlerini bize Yunan istihbaratı verdi." Ah cayır cayır yanan Türkiye'min güzelim ormanları ah!
Suriye'deyse Öcalan, Hafız Esad'ın kardeşi Cemal Esad'la görüştüğünü anlatıyor."Suriye'de kamplar açtık. Örgütlenmemize de izin verdi Suriye. Ticaret de yapıyorduk; yılda 1 milyon dolar kazanıyorduk. Sınırı geçerken, zaman zaman, Suriye istihbaratının (El Muhaberat) arabalarını kullanıyorduk."Peki ya İran? "İran gizli sevisi İttiaat'tan Sait adında biriyle görüşüyordum. Bize silah, SAM7 füzeleri ve lojistik destek sağladılar. Sonra bir hastane üç de kamp kurmamıza izin verdiler. Silah ve hayvan ticaretinden pay alıyorduk."
Peki ya Batılı "dostlarımızın" ilişkisi ne boyuttaymış Öcalan ve tayfasıyla? Sırbistan'dan 20 adet Strella Füzeleri satın almışlar önce. Ama sonra Sırplar, çok daha fazlasını bedava vermiş. TNT, C-4 gibi patlayıcıları da Sırbistan sağlıyormuş. Romanya'da evleri ve dernekleri varmış. Türkiye'den PKK'ya katılanların ilk eğitim gördükleri yermiş Romanya. İstihbarat birimleri de gece görüş dürbünü, telsiz gibi malzeme sağlamış.
Gelelim Almanya'ya. Öcalan, Alman Gizli Servisi'yle görüşmekten tutun parlamementerlerle sohbete kadar, dilediğince at koşturmuş. Örgüt yöneticisiKani Yılmaz'a pasaport vermişler, Türk vatandaşlarını konsolosluklar önünde sürüm sürüm süründürürken! "Her anlamda güçlü olduğumuz bir ülkeydi!"
İngilere için söyledikleri de çok ilginç: "Hiç birebir siyasi ilişki kurmadılar. Ama gizli olarak en büyük desteği İngiltere'den alıyorduk." Ya Hollanda? "Bizim üslenme ve eğitim alanımızdır. En çok para ve destek bulduğumuz ülkedir." Öyle olması da gerekir. Hollanda uyuşturucu ve uyuşturucu kaçakçılarına göz yummasıyla ünlüdür zaten! Fransa tahmin edebileceğiniz gibi,"her zaman yakın" durmasıyla biliniyor. Hatırlayın Madam Mitterand'ı!
Peki PKK'ya destek vermeyen ülke var mı? Libya! "İşçiler arasında iyi örgütlenmiştik. Yılda 500 bin dolar bağış topluyorduk. Ama Libya devletiyle aramız hiç iyi değildi. Bütün isteklerimizi geri çevirdiler. Kaddafi bize hiçbir zaman sıcak bakmadı!" Kala kala kalmışız Kaddafi'ye! İşte bu komşular ve sözde dostlar yüzünden yıllardır PKK pisliğiyle boğuşup duruyoruz; şehit üstüme şehit veriyoruz!
Apo'yu biraz daha iyi anlamak isterseniz bir de şu olaya bir göz atın Hasan Attila Uğur'un kitabından: "Sorgunun son gününde çay molası verdik. Odadaki pilli radyoyu açtık: Barış Manço'nun öldüğünü söyledi bir arkadaşımız. Apo yüzüme baktı, suratı asıldı: 'Öldüğüne çok üzüldüm. Peki kim öldürmüş?' diye sordu. Tabiri caizse o anda hepimiz koptuk!" Soru da bir şey yok aslında. Teröristin dünyasında doğal ölüm olur mu hiç?