KCK iddianamesinde etkin pişmanlıktan yararlanmak istediğini ifade eden Öcalan’ın eski avukatlarından İrfan Dündar, devlet ile terör örgütü arasındaki görüşmelerin Bülent Ecevit hükümeti döneminde de yapıldığını ve 2011 yılına kadar birçok kez görüşme gerçekleştiğini anlattı. Dündar, MİT ile Oslo’da yapılan görüşmenin, basına örgütün yöneticilerinden Mustafa Karasu tarafından sızdırıldığını tahmin ettiğini söyledi. Dündar, Öcalan’ın kendisine, 'Askeri yetkililer, PKK’nın tüm silahlı elemanlarının yurt dışına çıkarılmasını istemedi. dediğini ifade etti.
İddianamede yer alan bilgilere göre, 2008 yılında Abdullah Öcalan ile kendisi tarafından heyet olarak tabir edilen devlet görevlileri ile görüşmeler başladığını anlatan Dündar, bu süreçte yeniden ateşkeslerin başladığını ve bu görüşmelerin 2011 yılında terör örgütü tarafından gerçekleştirilen Silvan saldırısına kadar devam ettiğini söyledi. Bu olaydan sonra görüşmelerin kesildiğini ifade eden Dündar, “Bu süreçte MİT Başkanı Emre Taner ve MİT’de görevli PKK uzmanı olarak bilinen Afet Güneş ile Oslo görüşmeleri olarak bilinen paralel görüşmeler olarak adlandırılan, PKK’nın kırsal alanında faaliyet yürüten üst düzey örgüt mensupları olan Sabri Ok, Adem Uzun, Mustafa Karasu, Zübeyr Aydar, Nuriye Kespir ile toplam 12 adet değişik yer ve tarihlerde görüşmeler yapıldı. Hatta bu görüşmelerin bazılarına ait ses kayıtları basına sızdı benim bildiğim kadarı ile basına sızdırılan ses kayıtlarının Mustafa Karasu tarafından yapılmış olabileceğini tahmin ediyorum.” ifadelerini kullandı.
Dündar, Ergenekon sanığı Yalçın Küçük ile Öcalan ilişkisini de anlattı. Öcalan'ın kendisine, Küçük ile ilişkisinin 1970’li yıllara kadar dayandığını birçok kez anlattığını kaydeden Dündür, “Öcalan, Yalçın Küçük’ün fikirlerine çok değer verir. Örgütün gelişmesi ve yönetilmesi yönünde aldığı kararlarda Yalçın Küçük’ün fikir ve görüşlerinden faydalanır. Hatta Yalçın Küçük’ün yayınlanan bütün kitaplarını özellikle ister ve okur.” dedi.
İddianamede, normal hayata dönmek istediğini ifade eden Dündar'ın, “Ben Diyarbakır Dicle Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra gençliğin vermiş olduğu heyecandan dolayı Abdullah Öcalan’ın avukatlığını yaptım fakat hiçbir eyleme katılmadım. Bana bir fırsat daha verilmesi halinde hayatımdan örgütü çıkartarak yeni bir başlangıç yapmak istiyorum. Ben yakalanmadan üç ay kadar önce zaten Asrın Hukuk Bürosundaki görevimden ve örgüt içerisindeki konumumu terk ederek normal hayata dönmeye çalışıyordum. Yakalanmam benim için bir şans oldu. Benim örgüt içerisinde edindiğim tecrübe PKK nın 30 yıllık tarihinde Kürtlerin en çok zarar gören taraf olduğunu gördüm.” şeklindeki sözlerine de yer verildi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz