Ödemiş'te Ürecisiye, Kestane Kanseri Ve Mücadele Yöntemlerini Anlatıyor

Ödemiş Gıda Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürlüğü, yıllardır havzada sorun olan kestane kanseri hakkında bilgilendirme için köylerde toplantılara başladı. Bu amaçla Kemer köyünde bir toplantı gerçekleştirilirken, kestane üretiminin yoğun olduğu Bıçakçı ve Hamaköy’de de bu toplantılara devam edileceği belirtildi.

Kestane kanserinin yanı sıra diğer zirai üretimlerle ilgili toplantılarına da devam eden İlçe Müdürlüğü, kahve toplantısı düzenledi. Toplantıya katılan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Ödemiş İlçe Müdürü İbrahim Altıntaş üreticileri dinleyerek, patates üretiminde karşılaşılan sorunlar hakkında bilgi aldı. Patatesle ilgili genel konuların görüşüldüğü toplantıda, kestane kanseriyle ilgili bilgilendirmeyi ise ziraat mühendisi Hürriyet Demirhan yaptı. Bu hastalığın kestane yetişen tüm bölgelerde bulunduğunu ve Aydın, İzmir (Ödemiş ve Beydağ), Artvin, Balıkesir, Bartın, Bolu, Bursa, Giresun, İstanbul, Kastamonu, Kocaeli, Kütahya, Sakarya, Sinop, Trabzon, Zonguldak illerinde tespit edildiğini dile getirdi. Demirhan, hastalıkla mücadele yöntemleriyle ilgili şunları söyledi: “Bu hastalıkla savaşta kullanılan tek yararlı önlem hipovirülent strainlerin kullanılması ile yürütülen biyolojik savaştır. Bir nevi aşılama yöntemidir. Hastalığın zayıf ırkı ağaca aşılanır, daha sonra esas kestane etmeni ağaçta kuvvetli zarar yapamaz. Bu metot İtalya, Fransa, İsviçre ve Yunanistan gibi ülkelerde yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu hastalıkla savaşta önerilen bir yöntem de dayanıklı Asya kestaneleri ile melezlenerek dayanıklı kültür çeşitlerinin elde edilmesidir.

SIRIKLA HASAT ENGELLENMELİ

Bu konuda ABD ve İsviçre ile Türkiye'de yoğun çalışmalar yapıldığını, ancak kalıcı dayanıklı kültür çeşitleri elde edilmediğini belirten Hürriyet Demirhan, "Kestane Kanseri aşı ile kolaylıkla taşındığı için aşıları macun ve fungisit ile koruma çalışmaları yapılmış, fakat başarılı sonuçlar elde edilememiştir. Aşılama alanlarında birçok ülkede hastalığın hızla yayıldığı ve aşılanan ağaçların çoğunun öldüğü belirlenmiştir. Bu hastalıkla savaşta dünyada yeşil aksama püskürtme şeklinde hiçbir fungisit uygulaması önerilmemektedir. Ancak milli parklarda veya korunması gereken yerlerde, ağaç gövdelerine fungisit enjeksiyonları ile hastalık başarılı olarak önlenmektedir. Bu hastalığın ortaya çıkmasında yaraların çok büyük önemi vardır. Bu nedenle ağaçlarda yaralanmanın önüne geçilmelidir. Özellikle sırıkla hasat engellenmelidir. Hastalık birçok böcek ve zararlı tarafından taşınmaktadır. Yaralanma bu açıdan da önemlidir" diye konuştu.

Hastalığın yayılmasını engellemek için sertifikalı üretim materyalinin kullanılması gerektiğinin altını çizen Demirhan, " yüzde 30-60 oranında kuru dalları olan ağaçlarda, kanserli alanların alt kısmından dallar kesilip uzaklaştırılıp, tercihen yakılması gerekir. Eğer ağaçlar yüzde 60'dan fazla kurumuş ise, o zaman ağacın tümü kesilmeli ve uzaklaştırılmalı, yeni sürgünlerin de sağlamları bırakılmalı. Bu işlemin kuru kış aylarında yapılması uygundur” dedi.