ODTÜ'lülerden ulaşım mücadelesine devam

Yarın bir yürüyüş düzenleyecek olan ODTÜ'lüler ardından da basın açıklaması yapacak.

Konuyla ilgili olarak ODTÜ Mezunları Derneği'nden yapılan açıklamada şöyle denildi:

"Biz de şimdiye kadar olduğu gibi onları yalnız bırakmayacak ve basın açıklamasında yanlarında olacağız. Tüm üyelerimizi yarın, 24 Mart 2010 Çarşamba, saat 13:00'de A1 kapısında yapılacak olan basın açıklamasında bulunmaya davet ediyoruz."

ODTÜ öğrencileri adına yapılan açıklama ise şöyle:

"17 Mart'ta fahiş otobüs fiyatlarını protesto etmek isteyen 99 ODTÜ, 28 Hacettepe öğrencisi polis tarafından darp edilerek otobüslerin içinden gözaltına alındılar. Ulaşım haklarını kullanmak isteyen öğrencilere cevap her zamanki gibi polis şiddeti oldu. Arkadaşlarının maruz kaldığı şiddette duyarsız kalmayan ODTÜ öğrencileri, aynı gün kendi okullarında yaptıkları eylemle Gökçek'i ve Ankara Büyükşehir Belediyesi'ni teşhir ettiler. Ertesi gün her iki üniversitedeki otobüs seferlerini ve semt servislerini iptal eden Gökçek aklınca öğrencilere "ceza verdi". Belki de bir kıvılcımla başlayacak yangından korktu! Protestocu öğrencilerle bir olmadığı için de otobüs şoförünü para ve plaket ile ödüllendirdi. Oysa öğrencilerin talebi ulaşım hakkı gibi son derece meşru bir talepti.

Ulaşım hakkı da barınma hakkı kadar temel bir gereksinimdir. Ulaşım hizmettir ve üzerinden rant sağlanacak bir alana dönüştürülemez. Ancak gerek sağlık gerek eğitim gerekse de ulaşım haklarının AKP hükümeti tarafından nasıl gasp edildiği açıktır. Yakın dönemde şahit olduğumuz olaylar da bunu gösteriyor. Hatırlanacağı gibi Ankara'da toplu taşıma ücretleri Danıştay'ın kararı ile 6 yıl öncesine çekilmişti. Melih Gökçek kararın kendilerini zarara uğratacağını, bu fiyatlarla ulaşım hizmetini sağlıklı yürütemeyeceklerini söylemişti. Tedbir olarak da transfer uygulamasını kaldıracaklarını, gerekirse yaşlı kartlarını iptal edeceklerini söylemişti. Bu da Gökçek'in belediyeciliği halk yararına değil, cebini doldurmak adına yaptığının göstergesidir. Öğrenciyi cezalandırmak için bir gün boyunca kampüslere tek bir belediye otobüsünün gönderilmemesi de yapılan diğer bir haksızlıktır. Bu hak gaspı ile öğrencilerin derslere girişleri aksamış, semtlerinden okula gelemeyen yüzlerce öğrenci mağdur olmuştur. Melih Gökçek yaptıklarının hesabını vermelidir. Parası olmayanın gündelik yaşantısını devam ettiremediği bir yerde, öğrencilerin fahiş ulaşım ücretlerini protesto etmesi kadar meşru bir eylemlilik yoktur. Fakat görüldüğü gibi bu ülkede öğrencilerin hak aramasının karşılığı polis copu, soruşturma ve gözaltıdır. Tüm bu haksızlıklara karşı hep birlikte haykırmak gerekiyor".