HABER

Ödül kazandıkları festivale bile gidemediler

Yönetmen çiftin çektiği "Omar ve Biz" filminde başrol oynayan Türkiye'de geçici koruma statüsünde yaşayan Suriyeliler pasaportları olmadığı için ödül kazandıkları Polonya'daki Varşova Film Festivali'ne katılamadı - Yapımcı, yönetmen ve senarist Mehmet Bahadır Er: - "Bir mülteci oynadığı filmin galasına, ödül törenine gidemiyor, seyahat edemiyor, kimlik sahibi olamıyor" - Filmde rol alan Suriyeli Taj Sher Yakub: - "Artık dünyanın sesimizi duyması gerekiyor"

AYŞE YILDIZ - Yönetmen çiftin çektiği "Omar ve Biz" filminde rol alan Suriyeliler, Türkiye'de geçici koruma statüsünde yaşamaları dolayısıyla pasaportları olmadığı için ödül kazandıkları Polonya'daki Varşova Film Festivali'ne katılamamanın üzüntüsünü yaşadı.

Bakü'de üniversite okurken tanışan ve 15 yıl önce evlenen yönetmen Mehmet Bahadır ile Maryna Gorbach Er çifti, çektikleri kısa filmlerle birçok festivale katıldı.

Sette yönetmen ve yapımcı, evde ise karı koca olan çift, "Sev Beni", "Kara Köpekler Havlarken" filmlerinin ardından, Pakistanlı bir mültecinin hikayesinden etkilenerek senaryo yazdı.

Yönetmen çiftin Kültür ve Turizm Bakanlığının desteğiyle TRT ortaklığında çektiği "Omar ve Biz" filminde, Suriyeliler Taj Sher Yakub "Omar", Hala Alsayasneh ise "Maria" karekterini canlandırdı.

İki düzensiz göçmenle komşu olmak zorunda kalan emekli bir komutanın hikayesini anlatan filme, Polonya'nın başkenti Varşova'daki film festivalinde "Ekümenik Jüri En İyi Film Ödülü" verildi.

Film, 56. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde de "Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması" kategorisinde yarıştı.

"Omar" ve Maria" karakterini canlandıran iki Suriyeli, pasaportları olmadığı için filmlerinin yarıştığı farklı ülkelerdeki festivallere ve kazandıkları ödülün törenine katılamadı.

- "Nereden bilecek bir Suriyelinin pasaportu çıkmıyor, gelemiyor"

Yönetmen Maryna Gorbach Er, AA muhabirine yaptığı açıklamada, filmin sanatsal kalitesinin yanı sıra aktüel konusuna, manevi ve insani yönlerine de dikkat ettiklerini söyledi.

Tüm dünyada savaşsız bir ortam istediklerini vurgulayan Er, "Varşova'dan aldığımız ödül bizim için çok önemliydi. Üniversite okurken hocam, 'Önce kendini merak edeceksiniz, sonra ülkenizi sonra bütün dünyayı' demişti. Bizim film bütün dünyayı merak ediyor. Bu sadece Türkiye'nin, Suriye'nin bir sorunu değil, dünyanın sorunu." dedi.

Eşiyle sanatın peşinde olduklarını aktaran Er, farklı ülkelerde 20'ye yakın festivale katılacaklarını bildirdi.

Mülteciliğin evrensel bir konu olduğuna işaret eden Er, "Farklı ülkelerde festivallere katılıyoruz ama 'Omar' ve 'Maria' oraya gelemiyorlar, izinleri yok ama perdeden geliyorlar. Dünyanın bir ucundaki insanlar, nereden bilecek bir Suriyelinin pasaportu çıkmıyor, gelemiyor." diye konuştu.

- "Yeni film üzerine çalışıyoruz"

Yapımcı, yönetmen ve senarist Mehmet Bahadır Er ise eşiyle uyum içerisinde çalıştıklarını, her zaman başarılı işlere imza atmak istediklerini kaydetti.

İnsanların detayları atlayabildiğini, herkesin kendileri gibi seyahat ve ticaret özgürlüğüne sahip olduğu düşüncesi taşıdığını aktaran Er, "Bir mülteci, oynadığı filmin galasına, ödül törenine gidemiyor. Seyahat edemiyor, kimlik sahibi olamıyor. Katıldığımız festivallerde 'Omar nerede, niye gelmedi' diye defalarca soruyorlar. Bunu herkesin kendisine sormasını istiyorum, Omar nerede? Empati kursunlar." ifadelerini kullandı.

Er, Ukrayna-Rusya sınırında savaşın içinde kalan bir ailenin hikayesini anlatmak için yeni film üzerinde çalıştıklarını vurguladı.

Filmde rol alan Suriyeli Taj Sher Yakub da 7 yıldır "göçmen" olduğunu ancak kimsenin halini sormadığını, Türkiye'ye sığındığını söyledi.

Filmde mültecilerin dramının anlatıldığına değinen Yakub, "Yurt dışındaki gösterilere gitmek istiyorum ama gidemiyorum çünkü vize, pasaport vermiyorlar. Sadece geçici kimliğim var. Oynadığım filmin ödül törenlerine bile gidemiyorum, artık dünyanın sesimizi duyması gerekiyor." dedi.

En Çok Aranan Haberler