Ofis bilgisayarının ekranını kapatın, oyalanmak için telefondan açtığınız Twitter'ı, Solitaire'i filan da kapatın. 2 dakikalığına herşeyi bırakın, oyalanmaya başladığınız işle tüm ilginizi kesin.
''Patrona çalışıyormuş gibi görüneyim...'', ya da ''Sürekli ekrana bakayım, klavyemden tuş sesleri gelsin ki gıcık çalışanlar beni ispiyonlamasın!'' gibi yalan dolan cümleler aslında böyle bayma noktalarındaki bir numaralı kurtarıcınız.
Oyalanmaya meyilliyseniz, üzerine çalıştığınız projede anlamını bilmediğiniz küçücük bir formül bile size onlarca dakika kaybettirmeye adaydır.
Evet bir to-do-list'ten bahsediyoruz. Bitirilenler, üzerine çalışılanlar ve yapılacaklar şeklinde üç bölümlü bir liste hazırlayın.
''Tam bir saat sonra mola vereceğim.'' oyalanmaya bayılanlarımız için çok doğru bir davranış biçimi değil. Çünkü bu taktiği uygularken, molaya kadarki o bir saatin hangi telefon uygulamasıyla geçeceğini asla bilemezsiniz :)
Telefonun internetini kapatıp, laptopun ekranını indirip eski usül defter kalem yöntemine geçmek oyalanmanıza ilaç olabilir...
Bu sayede dikkatinizi dağıtan ve oyalanma isteğinizi besleyen tüm o Twitter'lar, Facebook'lar, Tumblr'lardan bir süre uzak durmanız bir yana, kalem ve kağıt kullanmanın insan üzerinde ilginç şekilde motive edici bir tarafı da var.
Oyalanmanın aslında sinirsel yorgunluğunuzla da ilgili olduğunu atlamamak lazım.
Elbette ara sıra meyve salatası yemek sindirim sisteminiz için de oldukça yararlı olacaktır. Ancak zaman zaman buna vakit bulamayabiliyoruz. Özellikle yorgunluğunuza iyi gelecek olan B (havuç ve muzda bolca var) ve sinir sisteminizi güçlendirecek olan E (kuru kayısıyı öneriyoruz) vitaminini günlük olarak mutlaka almalısınız.