Norveç'in başkenti Oslo yakınlarında geçtiğimiz hafta düzenlenen terör saldırısında hayatını kaybeden Gizem Doğan, bugün Trondheim şehrinde toprağa verildi.
Futbol sahasında düzenlenen cenaze törenine Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da katıldı. Bozdağ ve Davutoğlu, Doğan ailesine taziyede bulunduktan sonra cenaze namazı kıldı.
EN BÜYÜK HAYALİ BİR YARDIM KONVOYUYLA GAZZE’YE GİTMEKTİ Kuzeni İlknur Tunç, 17 yaşında yaşama veda eden Gamze'yi şu sözlerle anlattı:
[
[
Gizemcik açmamış bir goncagül, genç bir fidan dupduru bir ırmak. Yunus Emre misali; yaradılanı sever Yaradandan ötürü... Bir sevgi kelebeği, barış elçisi. Mevlana'nın 'ne olursan ol, yine gel' sözünü hayat felsefesi haline getirmiş bir insandır. En büyük hayalleri arasında bir yardım konvoyuyla Gazze'ye gitmek vardır. Rol modelleri arasında Başbakan RecepTayyip Erdoğan ve Norveç Sanayi Bakanı Trons Giske vardır. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun enerjisine de hayrandır.
Terör bizi korkutmayacak. Demokrasi, hoşgörü ve dayanışma yolundan döndürmeyecek. Gizemcik; annen, baban, kardeşlerin seni çok özleyecek. Seninle gurur duyuyoruz meleğim. Nur içinde yat. Mekanın cennet, şehitler yoldaşın olsun."
"OĞLUM OLURSA ADINI MANDELA KOYACAĞIM" Şakayla karışık, 'bir gün bir oğlu olursa adını Nelson Mandela koyacağını' söylediğini aktaran Tunç, "Hayatı demokrasi, hoşgörü ve dayanışma ile dopdoluydu" dedi.
"NEREDE BUNDAN SONRA HOŞGÖRÜDEN BAHSEDİLECEKSE, GİZEM AKLA GELECEK" Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, cenaze töreninde yaptığı konuşmada, törenin birçok açıdan çok özel anlamlar ifade ettiğini belirtti.
Gizem ve onun çok saygın arkadaşlarının bu insanlık dışı saldırıda canlarını kaybederken, herkese büyük mesajlar verdiğini vurgulayan Davutoğlu, "Biz onlardan ders aldık, ders alıyoruz. Bu cenaze töreni dahi bir derstir. Bu dersleri, en azından benim aldığım dersleri sizlerle paylaşmak istiyorum" dedi.
Birinci mesajının hayatını kaybedenlerin ailelerine olduğunu söyleyen Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Dünyadaki en büyük acı evlat acısıdır, hiçbir şey onun önüne geçemez. Ama öylesine evlatlar vardır ki; sadece ailelerine değil, geride bırakılan bütün yeni nesillere büyük bir emanet olarak hatıralarını devrederler. Gizem böyle bir evlattı. Şimdiye kadar o sizin evladınızdı, ama şu andan itibaren Gizem bütün insanlığın ortak vicdanının sembol ismidir. Nerede bundan sonra hoşgörüden bahsedilecekse, Gizem akla gelecek, nerede çok kültürlülükten bahsedilecekse, Gizem hatırlanacak, Gizem'in o büyük mirası hatırlanacak. Gizem hiçbir zaman unutulmayacak, gönlünüzü müsterih tutun. Her zaman Gizem'i hatıralarımızda taze tutacağız."
AVRUPA'DAKİ TÜRKLERE MESAJ Davutoğlu, ikinci mesajının gerek Trondheim'da, Norveç'te gerek Avrupa'nın değişik ülkelerinde, şehirlerinde yaşayan Türklere olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Gizem'in verdiği ders şu. Bundan sonra da bize ilke olacak ders de bu. Gizem diyor ki; 'Beni öldürenlerin, benim üzerime bu şekilde silah sıkanların hayal ettikleri dünyanın gerçekleşmesine izin vermeyin. İnsanları dinlere, ırklara, dillere göre bölen ve onları düşman kılmak isteyen bu anlayışa karşı hangi dinden, hangi dilden, hangi ırktan olursa olsun komşularınızla kucaklaşın, Avrupa'da yaşayan Türkler olarak bu acıyı komşularınızla birlikte yaşayın ve onlarla bundan sonra çok daha fazla birlikte olun. Hiçbir kini gönlünüzde tutmayın, aksine benim idealim olan kardeşliği yayın, komşularınızla, Norveçlilerle daha da büyük bir dostlukla paylaşın.'
Bundan sonra vatandaşlarımız bütün bu yaşananlarla birlikte hangi ülkede olurlarsa olsunlar farklı dinden, farklı dilden, farklı ırktan kardeşleriyle, komşularıyla, dostlarıyla daha da büyük bir dostluk köprüsü kuracaklar, Mevlana'nın, Yunus Emre'nin mesajını her evde yaşatacaklar."