Üniversite öğrencileri siyasete soğuk bakarken, IMF ve Dünya Bankası gibi kuruluşların Türkiye'ye ekonomik yardımları konusundaki düşünceleri sorulduğunda ise büyük bir bölümü bu gibi kuruluşların Türkiye'ye ekonomik yardımlarıyla birlikte siyasi ve ekonomik müdahalede bulundukları görüşünü dile getirdi.
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Gazi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yardımcısı Doç. Dr. Erdal Aksoy ile birlikte gerçekleştirdikleri üniversite öğrencilerinin sosyo-ekonomik yapısını içeren anketi düzenlediği basın toplantısıyla kamuoyuna açıkladı. Marmara Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi, Gaziantep Üniversitesi olmak üzere 6 üniversiteden 953 öğrencinin katıldığı ankette öğrencilere yöneltilen sorularda ilginç sonuçlar yer aldı.
Öğrencilerin yüzde 63.5'i bir kuruluştan öğrenim kredisi veya burs alırken, burs almayan öğrencilerin oranı ise yüzde 36.5 olarak belirlendi. Ankete katılan öğrencilerin yüzde 77.1'i Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu'ndan öğrenci kredisi alırken, yüzde 13.7'si Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu'ndan, yüzde 4.5'i çeşitli vakıflardan, yüzde 2'si üniversitelerin vermiş olduğu burs hizmetinden faydalandığını, yüzde 1.5'i ise özel şirketlerden burs aldığını belirtti. Ankete katılan öğrencilerin yüzde 0.9'u 50 TL'den az, yüzde 9.3'ü 51-150TL, yüzde 23.8'i 151-250TL, yüzde 23,4'ü 251-350 TL, yüzde 15,1'i 351-450 TL, yüzde 12'si 451-550 TL, yüzde 15'i de 551 TL ve üzerinde aylık ortalama harcama miktarları olduğunu kaydetti. Ankete katılan öğrencilerden üniversite öğrenimleri süresince gelir getirici bir işte çalışanların oranı yüzde 10,1 iken, gelir getirici bir işte çalışmadıklarını belirtenlerin oranı ise yüzde 89,9 oldu.
Öğrencilerin üniversite öğrenimleri süresince çalıştıkları iş türlerini gösteren dağılıma bakıldığında ilk sırada yüzde 23,4 ile özel ders vererek ek gelir elde ettiklerini belirtenler yer aldı. Bu oranı, yüzde 17 ile satış-pazarlama, yüzde 10,6 ile fuar ya da tanıtım organizasyonları, yüzde 8,5 ile anketörlük, yine yüzde 8.5 ile reklam işlerinde çalıştıklarını söyleyenler izledi. Bu soruya diğer cevabı verenlerin oranı yüzde 31,9 olurken, diğer seçeneğini işaretleyenlerin yüzde 25'i kamu sektöründe, yüzde 16,7'si otel görevlisi olarak çalıştıklarını söyledi.
Öğrencilerin yüzde 33.4'ü üniversite öğrenimi sırasında ailesinin yanında kaldığını, yüzde 33'ü arkadaşları ile birlikte kirada kaldığını, yüzde 17.1'i devlet yurdunda kaldığını, yüzde 10.2'si özel yurtta kaldığını, yüzde 1.9'u da tek başına kirada kaldığını söyledi. Bu soruya diğer cevabını verenlerin oranı yüzde 4.3 olurken, diğer seçeneğini işaretleyenlerin ise yüzde 80 gibi büyük bir oranı üniversitelerin yurtlarında kaldıklarını ifade etti.
ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN EN ÇOK İZLEDİKLERİ KÜLTÜR-SANAT ETKİNLİĞİ YÜZDE 76,8 İLE SİNEMA
Ankete katılan üniversite öğrencilerine en çok izledikleri kültür-sanat etkinliği sorulduğunda, ilk sırada yüzde 76,8 ile sinemaya gittiklerini belirtenler yer aldı. Tiyatro etkinliklerini takip edenlerin oranı yüzde 9,8, konser etkinliklerini takip edenlerin oranı yüzde 8,2, sergi etkinliklerini takip edenlerin oranı yüzde 3,6, opera-bale etkinliklerini takip edenlerin oranı ise yüzde 1,2 oldu.
Öğrencilerin toplumsal ve siyasal konulara yaklaşımlarının da ele alındığı ankette öğrencilere ülkenin içinde bulunduğu ekonomik ve siyasi durumundan memnuniyetleri soruldu. Öğrencilerin yüzde 84,5'ii memnun olmadıklarını ifade ederken, yüzde 15,5'i memnun olduklarını belirtti. 'Türkiye Avrupa Birliğine üye olmalı mı?' sorusuna öğrencilerin yüzde 56,6'sı Türkiye'nin AB'ye katılmaması gerektiği cevabını verirken, yüzde 43,4'ü Türkiye'nin AB'ye katılması gerektiğini belirtti.
ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİ IMF VE DÜNYA BANKASI GİBİ KURULUŞLARA SOĞUK BAKIYOR
IMF ve Dünya Bankası gibi kuruluşların Türkiye'ye ekonomik yardımları konusundaki düşüncelerinin de sorulduğu ankette, öğrencilerin yüzde 50,1'i IMF ve Dünya Bankası gibi kuruluşların Türkiye'ye ekonomik yardımlarıyla birlikte, siyasi ve ekonomik müdahalede bulundukları görüşünü belirtti. Öğrencilerin yüzde 42,8'i de bu kuruluşların Türkiye'yi yoksullaştırıp kendilerine bağımlı hale getirdikleri düşüncesinde olurken, öğrencilerin yüzde 6,7'si ise IMF ve Dünya Bankası'nın Türkiye'ye ekonomik ilişkiler çerçevesinde yardım ettikleri görüşünü ifade etti.
'Türkiye'nin siyasi, sosyal ve ekonomik konularda karar almasını sağlayan en etkili ülke-kuruluş hangisidir?' sorusuna en etkili ülkenin ABD olduğu görüşünü belirtenlerin oranı yüzde 69,6, Avrupa Birliği olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 16,6, uluslar arası örgütler etkilidir görüşünü ifade edenlerin oranı yüzde 7,1, çok uluslu şirketler olduğunu belirtenlerin oranı ise yüzde 6 oldu.
ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİ SİYASETE SICAK BAKMIYOR
'Mevcut şartlarda, siyasi bir yapılanmada politika yapmayı düşünür müsünüz?' sorusuna ankete katılan öğrencilerin yüzde 56,5'i 'hayır', yüzde 24,2'si 'evet', yüzde 19,2'si 'kararsızım' şeklinde cevap verdi. Üniversite öğrencilerine mevcut şartlarda, siyasi bir yapılanmada politika yapmayı neden düşünmedikleri sorusu sorulduğunda ise yüzde 28,6'sı siyasileri dlştıklarını söyleyenlürüst bulmadıklarını, yüzde 27,2'si siyasilerin tutum ve davranışlarının kişileri siyasetten soğuttuğunu, yüzde 21,7'si siyasetin belli kişilerin, grupların tekelinde olduğunu, yüzde 13,7'si Türkiye'de bir genç olarak siyaset yapmanın çok zor olduğunu, yüzde 6,4'ü siyasetin bu ülke için önemini bildiğini ancak siyaset yapmaktan korktuklarını belirtti.
Sonuçları değerlendiren Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, "Anketin sonuçlarından da görüleceği üzere Türkiye'de üniversite öğrencileri ekonomik yönden zor şartlar altında okumakta, kredi ya da burs alarak geçimlerini sağlamaktadır. Üniversite öğrencilerinin toplumsal ve siyasal konulara yaklaşımları ise umut verici değildir. Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik ve siyasi durumdan memnun olmayan öğrenciler, IMF ve Dünya Bankası gibi kuruluşlara soğuk bakmaktadır. Öğrenciler siyasileri dürüst bulmadıkları gibi, siyasete karşı da mesafelidir" dedi.
Üniversite öğrencilerine yönelik yaptıkları bu çalışmanın Türkiye'de üniversite gençliğinin fotoğrafını ortaya koyduğunu belirten Koncuk, "Ülkeyi yönetenlerin bu fotoğraftan ciddi dersler çıkarması gerekmektedir. Gençlerimiz, ülkemizin teminatı, geleceğimizin olmazsa olmazlarıdır. Umutsuz, mutsuz bir gençlikle ülkemizin refah içinde, yarınlarımızın aydınlık olacağını düşünmemiz mümkün değildir. Bu nedenle üniversite öğrencilerinin sorunlarına karşı daha duyarlı yaklaşmalı, onların kaygılarına ortak olmalıyız" diye konuştu.