BURSA (İHA) - Bursa'da yetiştirme yurdunda kalan 17 yaşındaki kızla cinsel ilişkiye girdiği iddia edilen müdür yardımcısının yargılanmasına başlandı.
4. Sulh Ceza Mahkemesi'nde, "reşit olmayanla cinsel ilişki" suçundan 2 yıla kadar hapsi istenen ve olayın ardından Eşrefiler Kız Yetiştirme Yurdu'ndan Kars Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü'ne gönderilen T.S. (33) katılmadı. Duruşmaya, müdür yardımcılığını yaptığı yurtta kalan 17 yaşındaki S.K. ile evlenme vaadiyle cinsel ilişkiye girdiği iddia edilen T.S.'nin avukatı katıldı.
Mağdurun ifadesi Sosyal Hizmetler uzmanı Ş.E. gözetiminde alındı. 12 yaşında girdiği yurda 4 yıl sonra sanığın atandığını ifade eden mağdur S.K., "Zaman içinde öğretmenimle yakınlaşmaya başladık. O bana yakın davranınca ben de ona karşı ilgisiz kalmıyordum. Biraz elektriklenme hissetmiştim. Bir gün dışarı çıkmaya hazırlanırken sanık T.S. beni yanına çağırdı. Kendisine karşı ne hissettiğimi sordu. Ben de onu bir baba olarak gördüğümü söyledim. Kendisinin bana karşı boş olmadığını söyledi. Bunun üzerine aramızda flört tarzı bir münasebet başladı. Sevgili gibiydik. Yurtta öğretmenlerimiz gece nöbetine kalırdı. Sanık gece nöbetine kaldığında beni yanına çağırıyor, 'Muhabbet ederiz' diyordu. Ben de hiç gitmiyordum ama bu yüzden bana tavır koyuyordu. Ben de ona ilgi duyduğum için onun bu tavırlarına üzülüyordum. Yine bana teklifini tekrarladı. Ben de onun gece nöbetinde olduğu sırada yanına gittim. Öğretmenler odasına gittik. O uzanıyordu. Bende karşısına geçip oturdum. Bana sokularak, 'Böyle oturacak mısın?' dedi. Ayağa kalkıp giderken kapıyı kilitledi. 'Biz seninle sevgiliyiz, ileride evleneceğiz. Ha şimdi ilişkiye girmişiz ha sonra. Ben karımla bile ilişkiye girmiyorum' dedi. Ben yapamam deyince, 'İstesen de gidemezsin'dedi. Bana yine vaatlerde bulundu. Tam kapıyı açıp gidecekken gitmedim. Ve o gece ilişkiye girdik" dedi.
Daha sonraki nöbetlerinde de buluşarak ilişkiye girdiğini anlatan S.K., "Hafta sonları onunla görüşüyorduk. Müsait olduğunda beni evine götürüyordu. Orada da ilişkiye giriyorduk. Dışarıda da buluşuyorduk. Benim kaygılarım artmaya başladı. Bunları ona anlattığımda o da aynı sıkıntı içinde olduğunu belirtti. Eşini boşayıp benimle evleneceğini söyledi. Haziran ayında kamp dönemi vardı. Kamp süresince benimle görüşebilmek için bana kendi adına çıkardığı bir sim kartı verdi. O Ankara'ya gitmişti. Geceleri telefonla görüşüyorduk. Onun numarası telefonumda 'aşkım' diye kayıtlıydı. Ben lavobaya gidince bir arkadaşım telefonumda 'aşkım' diye kayıtlı kişiyi merak etmiş. Yurdu arayıp sanığın telefonunu almış. Bendeki kayıtlı numaranın aynısı olduğunu görünce de durumu müdüre anlatmış. Olay duyulunca sanığı aradım. Olanları anlattım. Bana, 'Görüştüğümüzü söyleme. Sık sık beni arayıp rahatsız ettiğini söyle. Benden hoşlandığını fakat benim sana yüz vermediğimi anlat. Aksi takdirde intihara kalkışacağını belirt' dedi. Ben de müdüre olayı onun istediği gibi anlattım. Fakat bana inanmadı. Müdür ikimizi de uyardı. Fakat gizli gizli buluşuyorduk. Sanık, kızının doğum gününde beni anneannesinin evine götürdü. Orada birlikte olduk. Bir gün sanığın arabasında öpüşürken, yurtta kalan bir arkadaşım bizi gördü. Ve olaylar ortaya çıktı. Sanık ile kendi isteğimle birlikte oldum ama ondan şikayetçiyim. Başta ben istememiştim, onun zoruyla oldu. Ve sonra da bu hale geldi. Benimle olan ilişkisini tehdit ve vaatlerle sürdürdü" diye konuştu.
Duruşmaya şikayetçi olarak katılan mağdurenin babası A.K. (42), 2003 yılında 6 yıl hapis cezasına çarptırıldığını ifade ederek, "Bu süre içinde ailem dağılmasın diye eşimi anne babasının yanına gönderdim. Çocuklarımızı da yurda yerleştirdim. S.T. en büyük çocuğumdu. Onu yurda verdiğimde 12 yaşındaydı. Cezaevinde olduğum süre içinde onlarla irtibatımı koparmadım. Her fırsatta aradım. Cezaevinde kazandığım paramı onlara gönderdim. Geçen yıl tahliye oldum. Çocuklarım için bir ortam hazırlayana kadar yurtta kalmasını uygun gördüm. Kızım yaşı itibarıyla yurttaki bir öğretmene aşık olabilir. Ona karşı değişik duygular besleyebilir. Ancak kurumda çalışan bir görevlinin, hele hele bir öğretmenin böyle durumda bu tarz talepleri geri çevirmesi gerekir. Halbuki sanık böyle yapmayıp, görevi haricinde de yurda gelip gidiyormuş. Kendisinden şikayetçiyim" diye konuştu.
Müştekinin avukatı Taner Derinler ise, "Yurtta görev yapan bir öğretmen, gözetimi altında bulunan öğrencisine karşı daha dikkatli olmalı. Aynı zamanda annelerinden babalarından ayrı küçük yaşta yurda bırakılan kız çocuklarının onlara bakıp gözetmeleri için emanet edilen öğretmenlerinin bu tarz yaklaşımlarının da çocuklar için manevi bir cebir oluşturduğunu düşünüyoruz. Mağdur sanık tarafından cinsel istismara uğramıştır. Cezalandırılmasını istiyoruz" diye kaydetti.
Mağdurun diğer avukatı Neslihan Aktosun ise sanığın tutuklanmasını talep etti.
Mahkeme, tutuklanmasını reddettiği sanığın ifadesinin talimatla alınması için davayı erteledi.