Hücre stoplazmasında bulunan proteinler büyüme, kasların yapılanması, gıda sindirimi, bağışıklık ve zekanın gelişiminde rol oynarlar. Vücudumuza giren proteinler aminoasitlere parçalanır.
İlk ve ortaokul yılları motor beceriler, görsel-motor koordinasyon, muhakeme, dil ve sosyal anlama ve hafızanın güçlenme dönemleridir. Öğrendiklerimiz nöral yolaklar içinde depolanır. Bilgilerden genelleştirme ve özet çıkarımlarımız tüm hayat boyunca devam eder. Öğrenmenin en önemli alanlarından biri beynin ön bölgesidir. Beynin sağ tarafındaki duygusal süreçlerimizin işlendiği limbik sistem de öğrenmede aktif ve dolaylı rollere sahiptir. Bu bölgeler arasındaki sinir hücrelerinde uyarı akımını yağ ve proteinden oluşmuş myelin kılıf hızlandırır.
Aminoasitlerden biri olan GABA Seviyeleri Öğrenmemizi Etkiliyor mu?
Sinir hücrelerinin kimyasal sinyal taşıyıcılığında görevli olan GABA; beynin adaptasyon ve öğrenme becerilerinde duyularımızdan gelen bilgilerin etkin şekilde birleşiminde rol alır.
GABA (Gamma Aminobütirikasit) beynin inhibitor yani baskılayıcı ileti maddesidir ve dokunsal öğrenmede ana rol oynayan bir aminoasittir. GABA; glutamat isimli aminoasitten, ko-faktörü piridoksin (B6 vitamini) olan bir enzim aracılığıyla oluşur. MR Spektroskopi beyin görüntüleme yönteminde bazal GABA düzeylerinin öğrenmedeki başarıyı etkilediğine dair çalışmalar mevcuttur. Dokunsal, görsel, işitsel öğrenme biçimlerinin birbiriyle olan ilişkileri ve öğrenmeyi kolaylaştıracak yöntemler ile ilgili bir çok araştırma yapılmaktadır.
Aslında öğrenme, bireyin aktif çabası sonucu gerçekleşir. Ancak yapılan çalışmalarda pasif olarak parmakların düşük düzey elektrik akımıyla uyarılmasının dokunsal algı keskinliğini artırabildiği gözlenmiştir. Bu göz önüne alınarak GABA düzeyleri ile tekrarlı pasif uyarımlar ve öğrenme arasındaki ilişki incelenmek istenmiştir. GABA beyinde daha çok olarak duyusal öğrenmeler ile ilişkili primer somotomotor kortekste bulunur.
Beyin görüntüleme çalışmalarının birkaçından elde edilen bilgiye göre GABA düzeyleri özellikle dokunsal öğrenmede görev alıyor. Ve GABA düzeyi böylece vücut üzerindeki uyarımlar arasındaki farkların ayırdedilmesinde işe yarıyor.
Öğrenme ile ilgili yapılan beyin araştırmaları sonuçları aslında bildiğimiz şeyleri teyitlemektedir:
Nöron bağlantılarının sıklığı ve yeni oluşumlarının hafızayı güçlendirdiği ve öğrenmenin ancak kullanım akıcılığı ve sıklığı sayesinde daha kalıcı olduğu,
Duyguların hafızayı güçlendiği yani öğrendiğimiz konuları sevmemiz veya bizim için önem taşıdığına inanmamızın öğrenmeyi kolaylaştırdığı,
Öğrenmenin beynin fiziksel yapısında değişikliğe sebep olduğu,
Öğrendiklerimizin beynin tek bölgesinde değil, bir çok bölgesinde depolandığı ve öğrenirken tüm duyuların devreye girdiği,
Beynimizin yeni ve olağan dışı bilgilere daha çok dikkati odakladığı, bu nedenle öğrenmede beynin ihtiyacı olan doğal merak etme güdüsü ve içsel motivasyonun harekete geçirilmesinin gereği saptanmıştır.
HAFIZA VE TEKRARLAMA
Hatırlamayı güçlendirmek için aşağıda belirtilen aralıklarla tekrar yapmak faydalı olur.
Öğrenilenler, aynı gün içinde tekrar edilmelidir. Araştırmalar tekrar edilmeyen bilginin büyük bir kısmının 24 saat sonra unutulduğunu göstermektedir.
Bu nedenle, öğrenilen bilgiler, 24 saat sonra kısa bir tekrarla gözden geçirilmelidir.
Bilgiler 24 saat, 1 hafta ve 1 ay aralıklarıyla tekrar edilince uzun süreli hafızaya yazılımları daha net kaydedilmektedir. Düzenli tekrar edilen bilginin 9 hafta sonra %75’lik kısmı hatırlanırken, tekrar yapılmaması durumunda bu bilginin 9 hafta sonra ancak %20’si hatırlanabilmektedir.
Original Research: Abstract for “Local GABA Concentration Predicts Perceptual Improvements After Repetitive Sensory Stimulation in Humans” by Stefanie Heba, Nicolaas A. J. Puts, Tobias Kalisch, Benjamin Glaubitz, Lauren M. Haag, Melanie Lenz, Hubert R. Dinse, Richard A. E. Edden, Martin Tegenthoff, and Tobias Schmidt-Wilcke in Cerebral Cortex. Published online December 3 2015 doi:10.1093/cercor/bhv296
Dr. Nuşin Bilgin
Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi
info@doktorlarmerkezinoropsikiyatri.com