Öğretmenden 28 Şubat Mağdurlarına Okul Yolu Yorumu

Türk Eğitim Sen İzmir Şube Başkanı Merih Eyüp Demir, Milli Eğitim Bakanlığının (MEB), geri dönüş çağrısının ardından başvuruda bulunan 28 Şubat mağduru öğretmenlerin görevlerine geri dönüşlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Demir, “İnsanlar aya koloni kurarken biz hala daha bir kumaş parçası arkasından koşturuyorsak o zaman 'biz ne zaman aya gideceğiz' diye hesabını ne zaman soracağız?" dedi.28 Şubat döneminde kılık kıyafet yönetmeliği gereği birçok öğretmenin meslekten ihraç edilmeleri ve baskılar sonucu istifa etmek zorunda kalan öğretmenler için MEB tarafından geri dönüş kapıları aralandı. Bakanlığa başvuruda bulunan öğretmenlerin yapılan atamalarına ilişkin Türk Eğitim Sen İzmir Şube Başkanı ve eğitimci Merih Eyüp Demir değerlendirmelerde bulundu. Öğretmenlerin kayıp yıllarına dikkat çekerek, “Bu arkadaşlarımızın o dönemden bu döneme geçen süreç içerisindeki kayıplarına bakmamız lazım. Bu insanların en verimli olduğu dönemlerde bir fişlemeye tabir tutarak bunu da aklın ve mantığın alamadığı gerekçelere dayanarak bu insanları sistemin dışında bırakıldı. Bu insanların yaşamlarının o en verimli dönemlerini kim geri getirebilecek?” dedi.“MESLEKTAŞLARIMDA BİRLİKTE O DÖNEMİ YAŞADIM”Bir eğitimci olarak yakın çevresinin dönemin mağduriyeti yaşayan meslektaşlarının bulunduğunu hatırlatan Demir, “Birebir bu olayı yaşadım. Bir aile dostum öğretmen arkadaşım özellikle de sınıftan çıkıp yaşamını başka şekilde idame ettiğini çalıştığını ve süreç içinde o günden bugüne sınıfına duyduğu özlemini gözleri dolu dolu anlattığında aynı sıkıntıları ben de yaşadım. Çünkü ben de bir öğretmenim. Eğitimde geriye dönüş yoktur. Eğer bir özgürlükten demokrasiden bahsediyorsak kamuoyunda buna fişleme deniliyorsa bunu yapmamız gerekiyor” diye konuştu.“AYA NE ZAMAN GİDECEĞİZ?”Döneme ışık tutacak algının en iyi yolunun empati olduğunu belirten Demir, konuşmasına şöyle devam etti:“Lütfen empati yapalım kendimizi bu insanların yerine koyalım. Neden keşkelerimiz olsun? Bu insanlar masum. Ogünkü şartlarda bu insanlar sırf kılık kıyafetleri yüzünden geri planda tutulmuştur. Artık Dünya nereye giderken biz hala kılık kıyafet tartışmalarını aşmamız lazım. Bugün yapılanları da ‘o gün yapılanlar’ diye savunmaya hakkımız da yok. İnsanlar aya koloni kurarken biz hala daha bir kumaş parçası arkasından koşturuyorsak o zaman, ‘ biz ne zaman aya gideceğiz?’ diye hesabını nasıl soracağız? Uydumuzu yapıyoruz ama kendimiz fırlatamıyoruz. Kendi olanaklarımızı kullanmalıyız. Varacağı nokta da burada eğitimdir.”