AK Parti'ye ihtar isteminde bulunan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok, merkez adaylarının belirlenmesi işleminin sonuçta partiyi bağlayan bir "kararın" alınmasıyla mümkün olduğunu belirterek, "Genel başkan, tüzükteki düzenleme ile tek seçici durumuna getirilmiştir" dedi.
Ok, Ak Parti'ye ihtar istemini içeren başvurusunu, bugün Anayasa Mahkemesi Başkanlığı'na gönderdi. İhtar isteminde, Parti Tüzüğü'nün 39. maddesinin son fıkrasında, Merkez Yürütme Kurulu'na delege seçimlerinin kanun ve tüzük hükümlerine aykırılık taşıması halinde kısmen veya tamamen iptal yetkisi verdiği anımsatıldı.
Bu düzenlemenin, istenilmeyen delegelerin görevden alınması ve merkez yönetiminin görüşlerine uygun delegelerin seçilmelerine fırsat ve imkan tanınacağını belirten Ok, kongre gündemlerinin belirlenmesine ilişkin tüzüğün 40. maddesinin de yasaya aykırı olduğunu ifade etti.
Ok, AK Parti Tüzüğü'nün olağanüstü kongreleri düzenleyen 50. maddesinin son fıkrasındaki hükmün de olağanüstü kongre koşullarına yasada öngörülmeyen biçimde yeni bir koşul getirdiğini, bunun da hem Siyasi Partiler Yasası'na (SPY), hem de Türk Medeni Yasası'na aykırı olduğunu kaydetti. Ok, aynı şekilde tüzüğün 70. maddesinin 1. fıkrasında Büyük Kongre'nin toplanması için aranan şartın da aynı yasalara aykırı olduğunu belirtti.
Başsavcı Ok, Merkez yoklamasının tüzüğün 123. maddesine göre aday adaylıkları kabul edilenlerin, seçim çevrelerine göre aday liste sıralamalarının doğrudan Merkez Karar ve Yönetim Kurulu tarafından yapılması olarak da tanımlandığını kaydetti.
Başsavcı Ok, şu tespitlerde bulundu:
"2820 Sayılı Yasa'nın 37. maddesinin 2. fıkrasında, siyasi partilerin ön seçim ya da aday yoklaması yaptıkları seçim çevrelerinde toplam olarak TBMM üye tam sayısının yüzde 5'ini aşmamak üzere merkez adayı gösterebilmeleri mümkün kılınmış, merkez adayların ise kim tarafından gösterileceği açıkça maddede düzenlenmemiştir. Tüzüğün 77. maddesinde görev ve yetkileri belirlenmiş, son fıkrada da 'genel başkan kanun, parti tüzüğü ve diğer mevzuatın kendisine vermiş olduğu tüm görevleri yapar ve yetkileri kullanır' hükmü konulmuştur. Genel başkan, tüzükteki bu düzenlemeyle tek seçici durumuna getirilmiştir.
Merkez adaylarının belirlenmesi işlemi, sonuçta partiyi bağlayan bir 'karar' almakla mümkündür. Oysa genel başkan, bu konuda partinin tek başına karar almaya yetkili organı değildir. Siyasi partinin asıl karar organı büyük kongre olup, büyük kongrenin yetkisi dışında kalan konularda karar alma yetkisi merkez karar ve yönetim kuruluna aittir. Yine SPY'de genel başkanın tek başına yetkili olduğu konular ilgili maddelerde tek tek yazılmış olup, bunlar arasında merkez adayı belirleme yetkisi yer almamaktadır. Dolayısıyla merkez adayı belirleme yetkisi merkez karar ve yönetim kuruluna aittir. Nitekim Adalet ve Kalkınma Partisi Tüzüğü'nün 124. maddesinin ikinci fıkrasının üçüncü bendinde 'merkez yoklaması' yöntemiyle aday ve liste sıralaması belirleme yetkisi merkez karar ve yönetim kuruluna verilmiştir.
Demokraside asıl olan müzakere ve oylama yapılıp karar almaktır. Tüzüğün bu maddesi ile demokratik uygulama tamamen dışlanmıştır. Parti Tüzüğündeki bu düzenleme pratikte seçilenler yönünden de bir baskı oluşturacak sakıncaları taşımaktadır."
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok, söz konusu düzenlemenin eşitlik ilkesine, parti içi demokrasi kurallarını düzenleyen 2820 Sayılı Siyasi Partiler Yasası'nın 93. maddesine aykırılık oluşturduğundan, tüzükte, SPY'nin bu maddesine uygunluk sağlayıcı değişiklik yapılması gerektiğini vurguladı.
Ok, bu gerekçelerle tüzükte yer alan bu hususların yasanın ilgili maddelerinde yer alan kurallara uygun hale getirilmesi için adı geçen partiye 2820 Sayılı Siyasi Partiler Yasası'nın 104. maddesi uyarınca ihtarda bulunulmasını istedi.