MHP İzmir İl Başkanlığı'nda basın toplantısı düzenleyen Vural, "Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Samsun'da mitinglere başladığını, ama düğmesini yanlış iliklediğini, yalanla, yanlışla başladığını" savundu.
Oktay Vural, Davutoğlu'nun mitingdeki konuşmasında, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin hükümet kurma çalışmalarıyla ilgili, "Sadece çayımıza 'hayır' demedi, her şeye 'hayır' dedi" şeklinde konuştuğunu aktararak, "Bizi ziyaret eden Sayın Davutoğlu'ydu, 'Çay içer misiniz' diye sorduğumuzda 'Evet, içerim' dedi. Dolayısıyla çaya 'evet' diyen kendisi, ama MHP'nin 4 ilkesine de 'hayır' diyen kendisi. 'Gel, 4 ilkemize dayalı hükümet kuralım' dediğimizde sağa sola bakındın, ıslık çalmaya başladın, mazeret aradın, yan çizdin" ifadelerini kullandı.
Başbakan Davutoğlu'nun Samsun'da çok önemli bir itirafta bulunduğunu ileri süren Vural, "Sayın Başbakan diyor ki 'Bizden öncekiler gibi yol kesme, terör eylemelerini görmezden gelmedik'. Senden önce Erdoğan'ın yönettiği Türkiye'de yol kesmelere gözlerini kapattıklarını, silah stoklamasına izin verdiklerini söyleyerek, 'Valla ben değil de o suçlu' mu demek istiyorsun? Bunlar hep başkalarını sorumlu gösterip, kendilerini milletin gözünden kaçırtmak istiyorlar. Davutoğlu, 'Benden öncekiler görmedi yol kesmeleri ama ben gördüm' demek istiyor. İşin püf noktası burada, bunlar bu gidişle 'beni Efkan aldattı, Beşir aldattı' diyecektir. PKK'nın yol kesmelerine, PKK'nın silah stoklamasına göz yumuyorlar, ondan sonra kalkıp diyor ki Davutoğlu, 'Memleketi bu noktaya getirdi benden önceki AKP hükümetleri, ne olur bana bir daha şans verin'. Hep birbirinizi satıyorsunuz. Bu milleti kandırmak, milleti tuzağa çekmek için keklik gibi ötüyorsunuz" diye konuştu.
- Seçim beyannameleri
AK Parti ve CHP'nin seçim beyannamelerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Oktay Vural, şunları kaydetti: "Davutoğlu'nun seçim vaatlerinden biri, başkanlık sistemi. Anlaşılıyor ki parlamenter sistemi çalıştırmayarak, topluma zorla başkanlık sistemini kabul ettirmek için bu süreç kullanılmıştır. Süreci tıkayan, başkanlık sistemi vaadinde bulunanlardır. Vatandaşa, 'Başkanlık olmazsa bak böyle hükümet kurulmaz' diyor. Bakmayın Çözüm Süreci'ni dolabına kaldırdık, kem küm... Aslında 7 Haziran seçimi sonucu Çözüm Süreci'nin kendilerine olan maliyetini gördüler. MHP güçlendi, AKP'ye oy veren insanlar da sormaya başladı. O zaman, 'İyisi mi 1 Kasım'a kadar mücadele ediyormuş gibi yapalım, milleti aldatalım, oyunu çaldıktan sonra yola devam, bölmeye devam ederiz' bunu söylüyorlar. Çözüm Süreci'nin siyasi maliyetini azaltmaya yönelik algı çalışması yapıldığını bu seçim beyannamesi ortaya koymaktadır. Çözüm Süreci var, şu anda reklam arası. Bu ülkenin vatanında 'paralel vatan', 'paralel devlet' oluşturmak isteyen kaçak inşaatçısınız siz."
Vural, AK Parti'nin ekonomik vaatlerine ilişkin de "Dün bizim vaatlerimize, 'Kaynağı nereden bulacaksınız' diyenler, patır patır MHP'nin vaatlerine geri dönüş yapmaya başladı. MHP güçlendikçe bunlar vatandaşa vermek zorunda kalıyor" ifadelerini kullandı.
AK Parti'nin 13 yıldır iktidarda olmasına rağmen, "İktidara gelince asgari ücreti bin 300 lira yapacağız" dediğini ifade eden Oktay Vural, şöyle devam etti:
"Gerçekten vadederken de hiç yüzleri kızarmıyor. 'Asgari ücret bin 400 lira olacak' dediğimizde 'Batarız' diyenler, seçim bildirgesinde 'Asgari ücret bin 300 lira olacak' vaadini getiriyor. Hani zulümdü, işyerleri batardı. Bin 400 lira ile ülke batarken, bin 300 ile ne oluyor? Bunların derdi milletin sıkıntısını çözmek değil, milletin oyunu çalmak."
- "CHP, PKK'nın taleplerini gündemine alan bir beyanname hazırlamış"
MHP Grup Başkanvekili Vural, "CHP'nin, teröristbaşının yol haritasının izinden giden, HDP çizgisinde 'Kürt sorunu' adı altında PKK'nın taleplerini gündemine alan bir beyanname hazırladığını" öne sürerek, bildirgede "Türk" kelimesi geçmediğini dile getirdi. "CHP'nin beyannamesinde 'milli devlet', 'milli kimlik', 'üniter devlet', 'Atatürk' yoktur" diyen Vural, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İki siyasi parti de bizi bugünlere getiren değerleri ihmal eden, aziz milletimizin adını yok sayan, PKK terör örgütünü görmezden gelen, milli devletimizi, üniter devletimizi sahiplenmeyen, vatandaşlarımızı etnik kimliklere göre ayıran, etnik kimliklere göre kolektif haklar vermeyi hedefleyen bir seçim beyannamesi hazırlamışlardır."
Oktay Vural, bir gazetecinin, "17-25 Aralık iddianamesi hazırlandı, iddianamede o tarihlerdeki yolsuzlukla ilgili tek satır geçmiyor, Bilal Erdoğan'ın İtalya'ya, Reza Zerrab'ın Dubai'ye gittiği iddiaları var, neler diyeceksiniz?" şeklindeki sorusu üzerine, "CHP'nin seçim bildirgesi gibi olmuş. '17' nerede var, sadece sayfa numaralarında var. 25'e baktım, 25 ve 250'nci sayfalarda var. Ro-ro gemisi için gitmiş olabilir. Malta'ya geçmiş olmasın, Malta bayraklı gemileri vardı. Bilemiyorum ama kaçış yok, millete, adalete hesap verecekler. Zencari de idamla yargılanıyor. Satışlar başladı. Çözüm Süreci'nde herkes birbirini satıyor, bununla ilgili satışlar başlar" şeklinde konuştu.
(AA)