Okul Kaygısı Aile Ve Çocukta Strese Sebep Oluyor

Yeni eğitim öğretim yılının açılmasıyla birlikte kimi aileler normal heyecan ve ilgi düzeyinde olurken, kimileri olması gerekenden daha fazla kaygı ve stres yaşadığını hatırlatan Samsun Medical Park Tıp Merkezi'nde görevli Psikolog Enise Öziç, uyarıda bulundu.Ailelerdeki okul stresinin çocukları da etkilediğini hatırlatan Psikolog Enise Öziç, "Anne ve babalar çocuklarının başarılı olması için ellerinden geleni yapmaktadırlar. Ancak, kimi zaman birçok aile nasıl davranacakları konusunda bocalamaktadır. Örneğin, 'Çocuğuma okul döneminde nasıl davranmalıyım', 'ona nasıl yardımcı olabilirim', 'sürekli ders çalışmasını söylüyorum bu ne kadar doğru' gibi birçok soru ailelere yüksek kaygı yaşatmaktadır. Bu kaygılar dolaylı olarak çocuğun başarısını da olumsuz yönde etkilemektedir. çünkü aile strese girdikçe farkında olmadan çocuğuna baskı yapmaktadır ve sonuç olarak çoğu zaman çocuğun performansı ve kendine güveni düşebilmektedir" dedi.Bu konuda yapılan araştırmalara bakıldığında orta düzey kaygının gerekli olduğu görüldüğünü ifade eden Enise Öziç, " Bu nedenle ailede ve çocukta orta düzey kaygı olmalıdır. Aile çocuğuna karşı ne hiç umursamamazlık yapmalıdır ne de yüksek kaygıyla beraber çocuğunun üzerine aşırı düşmelidir. Bu iki uç hem aileye hem de çocuğa zarar vermektedir. Bir diğer ifadeyle aşırı kaygıya sahip aile çocuğun başarısını ve özgüvenini olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle çocuğun kaygı düzeyinin orta seviyede tutulması için ve dolaylı olarak başarısının ve özgüveninin arttırılması için çocuğa en fazla yaşına ve okul seviyesine uygun sorumluluklar yüklenmelidir. Örneğin günde 3 saat çalışması yeterli olan bir çocuğa daha fazla çalışması için baskı yapılmamalıdır. Bunun yerine çalışmaları ödüllendirilerek çocuk pekiştirilmelidir" diye konuştu.Suçlayıcı ve yargılayıcı ifadeler kullanılmamsı gerektiğini söyleyen Psikolog Enise Öziç, "Dersini kimi zaman çalışamadığı zamanlarda 'hiç çalışmıyorsun', 'sen nasıl bir öğrencisin','başarısız biri olacaksın' gibi suçlayıcı yargılayıcı ifadelerden uzak durulmalıdır. Bunun yerine çocuğa telafi edici ve çocuğu motive edici cümleler kurulmalı; çalışabildiği zamanları hatırlatılmalı ve başarabileceği inancı güçlendirilmelidir.Yeteri kadar çalışan bir çocuğa boş zamanlarında da ders çalışması söylenmemelidir. Beyninin dinlendiği aktiviteleri uygulamasına izin verilmelidir. Sürekli dersin adını duyan bir öğrencinin zihni dinlenemez, böylelikle çocuğumuzu ders çalışmaktan ve daha da önemlisi ders çalışmanın anlamından uzaklaştırabiliriz" diye konuştu.