Uzman Psikolog Sesil Kalender, koronavirüsün çocuklar tarafından anlaşılmasının zor olduğunu söyleyerek, kaygı oluşturmamak için ailelerin çocuklarıyla iletişim halindeyken panikten uzak, sakin bir ses tonuyla konuşması gerektiğin dile getirdi.
Çocukların sorduğu sorulara basit ve yaş düzeyine göre cevap vermeleri gerektiğini vurgulayan Kalender, "Okul öncesi ve ilkokul çağı çocuklarına oyun yoluyla virüsten korunmayı öğretebilirsiniz. Çocuğunuzla birlikte bir kâğıda zihninizdeki virüslerin resmini çizin ve virüsleri boyayarak eğlenceli hale getirin. Daha sonra çocuğunuzdan bu virüsleri yok etmek için silmesini isteyebilirsiniz” diye konuştu.
“Çocuğa el yıkamanın önemini anlatın” diyen Kalender, el yıkamayı eğlenceli hale getirmek için her el yıkamada çocuğun en sevdiği şarkıyı birlikte söylemeyi önerdi. Kalender, "Eğer çocuğunuz el yıkamaya direnç gösteriyorsa bir kâğıda onlarca virüs çizerek korona virüs çizelgesi yapın. Çocuğunuz her ellerini yıkadığında bu virüslerden bir tanesini yok ederek üstünü çizmesini isteyebilirsiniz” ifadelerini kullandı.
Çocukların oyun oynarken birçok şeyi sembolize ettiğini söyleyen Kalender, eğitime ara verilen bu dönemde, ebeveynlerin çocuklarıyla nitelikli zaman geçirmesinin aile içi iletişimi güçlendireceğine dikkat çekti.
Çocuğa sorumluluk vermenin önemine değinen Kalender, “Çocuğunuza evde vakit geçiriyorken ona vereceğiniz, gelişimsel dönemine uygun küçük işler, bireysel farkındalığını geliştirerek sorumluluk sahibi bir birey olmayı öğrenmesini sağlayacaktır. İşe kendi odasının toplanmasına yardımcı olmasını rica ederek başlayabilirsiniz. Verilen işi tamamladıktan sonra sonuç her ne olursa olsun çocuğunuza teşekkür etmeyi unutmayın” dedi.
Duygu dağarcığını geliştirmek için senaryo oyunu oynanmasını öneren Sesil Kalender, “Sizin ve çocuğunuzun karşı karşıya kalabileceği durumlarla ilgili birlikte senaryolar üretin ve bu senaryolar karşısında nasıl karşılık vereceğinizi sergileyin. İyi veya kötü olması fark etmeksizin senaryoları inceleyin, sizlerin ve olaylara dâhil olan diğer insanların duygularını isimlendirin, inceleyin ve çocuğunuzla neyi farklı yapabileceklerinize dair konuşun” diye konuştu.
Çocukların yatma ve kalkma saatlerinin mümkün olduğu kadar tutarlı olması gerektiğini belirten Kalender, "Her bireyin ihtiyaç duyduğu belirli bir uyku süresi vardır. Bu ihtiyaç karşılanmadığında uyku yoksunluğu başlar. Bu yoksunluk da gün içerisinde aksamalara yol açar. Bu aksamalarla karşı karşıya gelmemek için uyku alışkanlıklarını belirleyin” ifadelerini kullandı.
Çocuklar ve gençlerin, kafein içeren gıdalardan öğleden sonra uzak durması gerektiğini aktaran Kalender, “Çünkü bu gıdaların etkileri 12 saate kadar devam etmektedir. Araştırmalara göre beslenme düzeni kurgulanmayan öğrencilerin dikkat sürelerinin kısalmasına bağlı olarak akademik başarılarında sapmalar meydana gelmektedir. Okul döneminde beslenme düzeninde sapmalar yaşayan öğrencilerin bu dönemde mümkün olduğunca protein ağırlıklı, bol su ve yeşillik ile desteklenen bir beslenme alışkanlığı benimsemesi gerekir” dedi.
Kalender, “Birlikte geçirilen vaktin nitelikli olarak saylabilmesi için sadece sohbet etmek bile yeterlidir. Ama bu sohbeti sürdürürken başka bir işle meşgul olmadan sadece çocuğa odaklanarak sohbete katılım sağlamaya özen gösterin” diye konuştu.