Başbakan Erdoğan, Kastamonu Havalimanı ve yapımı tamamlanan bazı hizmet ve eserlerin toplu açılışı için geldiği Kastamonu'da Valiliğin şehir stadyumunda verdiği iftara katıldı.
Burada vatandaşlara hitap eden Başbakan Erdoğan, kardeşliği, sevgiyi dayanışmayı ve merhameti kaynaştırmış bir medeniyete mensup olduklarını belirterek, "Tarihimize bakınız. Nerede, hakkı yenen, ekmeği elinden alınan, dinine, inancına saldırılan, haksızlığa, zulme, gadre uğrayan varsa, bizim medeniyetimize sığınmıştır. Osmanlı, Hint Yarımadası'na zulme uğrayanlar için donanma göndermiştir. Biz, böyle bir ecdadın torunlarıyız. Bizim ecdadımız da inancına, diline, derisinin rengine bakmadan, hiçbir ayrım yapmadan, insana sadece insan olduğu, yaradılmışların en şereflisi olduğu için hiç tereddüt etmeden el uzatmış, yardımına koşmuştur" diye konuştu.
İslam'ın, sahip olunan medeniyetin, kültürün zayıfın, ezilenin, mazlumun, hakkı elinden alınanın yanında olmayı gerektirirdiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Biz, kimsenin iç işlerine, iç politikasına, hukukuna karışmayız ve karışmıyoruz ama biz, kardeşlerimizin, dostlarımızın, ezilenlerin adeta dili oluyoruz, onların dünyaya açılan sesleri oluyoruz. Bir kere, şu temel ilkeyi her daim hatırımızda bulundurmamız gerekiyor; kendin için istediğini, kardeşin için de isteyeceksin, komşun için de isteyeceksin. Kendisi için istediğini, kardeşi ve komşusu için de istemeyen, o isteğine kavuşamaz ve gerçek Müslüman da olamaz.
Şimdi bize sürekli şunu söylüyorlar; 'Filistin ile neden bu kadar ilgilisiniz, Suriye ile Mısır ile Somali, Myanmar ile neden bu kadar ilgilisiniz. Tunus ile Libya ile neden bu kadar ilgilisiniz. Dünya mazlumlarıyla ilgilenmek size mi düştü, hakkı söylemek, adaleti savunmak size mi kaldı' diyorlar. Biz, onlara işte biraz önce ifade ettiğim o temel ilkeyi hatırlatacağız; kardeşin, komşun zordaysa, sen refah içinde, huzur içinde, güven ve istikrar içinde olamazsın. Gözünü kapatarak, kulağını tıkayarak, sınırlarına duvarlar örerek, en önemlisi de kalbini, vicdanını örterek, kendi ülkeni de imar edemezsin, abad edemezsin."
"Biz, paylaşarak büyüyen bir milletiz"
Başbakan Erdoğan, kişisel hırsları, menfaatleri öne çıkararak kardeşlik yapılamayacağını, "Kardeş" denilenin elindeki bölüştürüp, kalbindeki paylaştırıp, kardeşini kendisine eş tutan kişi olduğunu belirtti.
Erdoğan, "Elindeki somunu yoksulla paylaşmayan, ihtiyaç sahibiyle paylaşmayan, yarın o somunu da bulamaz. Biz, paylaşarak büyüyen bir milletiz. Biz, ekmeğini de sevincini de tasasını da paylaştıkça büyümüş ve bu seviyelere ulaşmış bir milletiz" ifadesini kullandı.
Tarihin ve ecdatlarının yüklediği mesuliyetle hareket ederek hem yurt içinde hem yurt dışında kardeşliği, dostluğu, dayanışmayı, hakkı ve adaleti egemen kılan bir milletin ta kendisi olduklarına dikkati çeken Başbakan Erdoğan, "İnsan, sadece aklıyla değil, kalbiyle de düşünebilen, vicdanıyla da düşünebilen, düşünmesi gereken, vicdanına kulak vermesi gereken bir varlıktır. İnsan, ancak bu şekilde yaradılmışların en şereflisi olabilir. Her meselede, aklımızı ortaya koyduğumuz kadar vicdanımızı, onların çağrısını da ortaya koymak ve öyle adım atmak durumundayız" dedi.
"Sürekli engellerle karşılaştık"
Ak Parti'nin kurulduğu andan itibaren, Türkiye'de ve bölgesinde kardeşliği yüceltmeyi temel politika olarak benimsediklerini, terörün sona ermesi, Milli Birlik ve Kardeşliğin herkesi birbirine daha da yakınlaştırmasını öncelikli hedef olarak belirlediklerini anlatan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sürekli engellerle karşılaştık. Sürekli engellemelere maruz kaldık. Çeşitli sabotajlar, tahrikler, saldırılar gördük. Türkiye'nin meselelerini, özellikle de terör meselesini çözmek için her adım attığımızda, karşımıza engeller, tehditler çıkardılar. Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi dedik, karşımıza çıktılar. Ne diyoruz biz? 'Milli Birlik', bundan daha güzel ne olabilir? Ayrılık mı diyecektik, 'birlik' diyoruz. Kardeşlik, bundan daha güzel ne olabilir? Biz kardeşlik istiyoruz, ama birileri kardeşlik istemiyor ama biz hiçbirine taviz vermedik, geri adım atmadık, bundan sonra da atmayacağız.
Bizim derdimiz şu; Kastamonu'daki kardeşiminin sofrasındaki ekmeği büyüttük mü, büyütmedik mi? 10 yıl önce, 10,5 yıl önce sofradaki ekmek neydi, bugün ne? İddiayla söylüyorum, söylemeye devam edeceğiz. Hesabını ona göre yapsın benim Kastamonulu kardeşim, 10 yıl önce benim cebimdeki paranın satın alma gücü neydi, ben maaşımla ne kadar ekmek alıyordum, kaç yumurta alıyordum, yapsın hesabını çıksın karşımıza. Eğer bugün daha az alıyorsa, biz zaten bu makamda durmayız. Bu kadar açık, iddialı söylüyorum. Hesap ortada. Milli gelirimiz 1'e 3 arttı. Enflasyon yüzde 30'ken, şu anda 7-8'lerde. Benim milletim, Kastamonulu kardeşim yüzde 63 faiz öderken, şimdi 6-7-8 buralarda dolaşıyor. Kimin cebinden çıkıyordu bu paralar? Kastamonulu kardeşimin, köylümün, işçimin, memurumun cebinden çıkıyordu, ama şimdi bunlar senin cebinde kalıyor. Farkımız bu."
"Faiz lobisi hop oturup, hop kalkıyor"
Başbakan Erdoğan, konuşmalarının, açıklamalarının ardından faiz lobisinin hop oturup, hop kalktığını belirterek, "Çünkü ceplerine girecek olan para artık ceplerine girmiyor. Bu süreçte 642 milyar almayı hedeflemişlerdi ama o parayı alamadılar. O 642 milyar, yani 642 katrilyon nerede kaldı? Benim milletimin cebinde kaldı, yatırımlarda kaldı. Onları çıldırtan bu" diye konuştu.
Türkiye'yi havaalanı, havalimanı, yollarıyla, alt yapısıyla, enerjiyle, okullar, hastaneler, üniversitelerle büyüttüklerini vurgulayan Başbakan Erdoğan, bunları yaparken de demokrasinin standartlarını da yükseğe çektiklerini belirtti.
"Mayıs ayı o kadar önemli bir ayken ve mayıs ayında bir Gezi olayının çıkması manidardır" diyen Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
"Huzurlu olan bu toplumu niçin huzursuz hale getirdiler. Bizim gençliğimiz çok açık, net söylüyorum; hiçbir zaman şiddete bulaşmamıştır, bulaşmaz ve AK Parti iktidarı gençliğe hiçbir zaman eline molotofkokteylini vermez. Çünkü biz, şiddete karşıyız, karşı olacağız. Bu, suçtur, Yargıtay'ın vermiş olduğu kararla suçtur. Benim vatandaşımın da bunların karşısında yargıyı uyarması lazım. Aynı şekilde tencere tava... O da suç, kimsenin kimseyi rahatsız etmeye hakkı yoktur. Kamu düzenini bozmaya girer, suçtur. Vatandaş kendi apartmanında biri tencere tava mı çalıyor, gitsin hemen yargıya müracaat etsin, hakkınızı bilin. Suç, yapamaz bunu, yapma hakkı yok, bunun özgürlükle alakası yok, tam aksine bu başkalarının özgürlük alanına girmektir. Bunu da özellikle bilmenizi istiyorum. İnşallah bu ülkede molotoflu gençlerin karşısında bilgisayarlı gençler olarak siz geleceği inşallah inşa edeceksiniz, imar edeceksiniz. Allah'a hamdolsun, 7 aydır Türkiye'de terör nedeniyle acı haberler gelmiyor. 7 aydır, dağlarımızdan şehit haberleri gelmiyor, ay yıldızlı bayrağa sarılmış tabutlar gelmiyor, ocaklara yeni ateşler düşmüyor."
"Biz, bu işi, anayasa, yasalar ve milletimizin değerleri çerçevesinde yapıyoruz"
Başbakan Erdoğan, sürekli olarak "Nasıl yapıyorsunuz, sonra ne olacak" sorularının yöneltildiğini, kendilerinin de "Biz, bu işi, Anayasa, yasalar ve milletimizin değerleri çerçevesinde yapıyoruz" yanıtını verdiklerini dile getirerek, gelecekte ne olacağını milletten asla gizlemediklerini, gizlemeyeceklerini vurguladı.
Türkiye'de kanın durduğunu, acı haberlerin son bulduğunu ve gözyaşlarının dindiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, "Eğer bu süreç sabote edilmezse, eğer bu süreç kötü niyetliler, millet düşmanları tarafından engellenmezse, daha doğrusu geciktirilmezse, şiddetsiz, silahsız bir ortamda, biz oturur, her meseleyi suhuletle inşallah çözüme kavuştururuz" değerlendirmesinde bulundu.
Başbakan Erdoğan, konuşması sırasında "Dik dur eğilme, Türkiye seninle" diye tezahüratta bulunan vatandaşlara, "Hiç endişesinz olmasın. Sizler dik olun, bir olun, iri olun, diri olun, beraber olun, hepbirlikte Türkiye olun. Mesele bu" diyerek karşılık verdi.
Allah'tan Türkiye'nin birliğini, beraberliğini ve muhabbetini daim etmesini dileyen Başbakan Erdoğan, birlik ve beraberlikle 2023'te cumhuriyetin 100. kuruluş yıl dönümünde hedefin dünyanın ilk 10 ülkesi arasına girmek olduğunu kaydetti. Erdoğan, "Bu sağlandığında dünya Türkiye'ye daha farklı bakacak ve biz daha da mutlu olacağız" dedi.
Erdoğan, Türk Hava Yollarının haftanın her günü Kastamonu'ya uçak seferlerinin düzenleneceği müjdesini de verdi.
İftara, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu ile bazı milletvekilleri de katıldı.