Öldürüldük ama direndik

37 yıl önce Taşkent köyünden alınarak Rumlar tarafından katledilen 84 şehit, törenle anıldı.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Rumların yıllardır adayı Yunanistan’a bağlamaya çalıştığını, Kıbrıs Türklerinin bugünlere kolay gelmediğini belirterek, “Öldürüldük ama direndik, göçe zorlandık ama yılmadık” dedi.Eroğlu, savaşın acılarını en çok yaşayanlardan biri olduğunu ifade ederek, Kıbrıs’ta acıların yeniden yaşanmasını asla istemediğini, geçmişten ders alınması gerektiğini ancak Rumların hâlâ bir anlaşmadan uzak olduklarını söyledi.Eroğlu, Kıbrıs konusuna 2012 Temmuzu’ndan önce bir çözüm bulunması gerektiğini de kaydetti.

Taşkent Şehitler Anıtı'nda tören
37 yıl önce, Taşkent köyünden alınarak Rumlar tarafından katledilen 84 şehit, dün düzenlenen törenle anıldı.Taşkent’te Şehitler Anıtı önünde gerçekleştirilen törene Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Hasan Bozer, Başbakan İrsen Küçük, Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Halil İbrahim Akça, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Mehmet Daysal, GKK Komutan Yardımcısı Tuğgeneral Mehmet Soğancı, bazı bakan ve milletvekilleri, diğer üst düzey sivil, askeri ve polis yetkilileri, yerel yöneticiler, dernek, kurum, kuruluş ve okul temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.

Tören; çelenklerin anıta konulması, saygı marşı, saygı duruşu, saygı atışı, bayrakların göndere çekilmesi ve İstiklal Marşı ile başladı.Yukarı Taşkent Muhtarı Durmuş Aşandır’ın konuşmasının ardından bir öğrenci şiir okudu.Tören, Cumhurbaşkanı’nın konuşması ve ardından Taşkent Şehitler Müzesi’nin gezilmesiyle sona erdi.

Aşandır: Şehitlerin DNA testleri yapılıyor
Yukarı Taşkent Muhtarı Durmuş Aşandır, 84 Taşkentli’nin, 37 yıl önce EOKA B tarafından evlerinden alınarak katledildiğini anlatarak, faşist Yunan Cuntası destekli 15 Temmuz Darbesi ve sonrasında meydana gelen olayları anlattı.

Aşandır, darbe nedeniyle Türkiye’nin Kıbrıs Türklerini ve Kıbrıs Cumhuriyeti’ni korumak amacıyla adaya müdahale etmek zorunda bırakıldığını belirterek, bozguna uğrayan Rumların yenilginin acısını silahsız ve korumasız Türk halkından çıkarmaya çalıştıklarını, toplu katliamlar yaptıklarını kaydetti. Aşandır, Taşkent’e gerçekleştirilen saldırıyı anlatarak, 84 Taşkentli’nin esir kampına götürülecekleri iddiasıyla “Ayapina”ya götürülerek, hunharca katledildiklerini söyledi.Dünyanın katliamı, şans eseri kurtulan Suat Kafadar’dan öğrendiğini belirten Aşandır, bu katliamı yapanlardan er veya geç hukuk önünde hesap soracaklarını vurguladı.Aşandır, kayıp şahıslar konusunda yapılan çalışmalarda 43 şehitleri bulunduğunu ve DNA testi yapılma aşamasında olunduğunu ifade ederek, şehitlerin bir kısmının kimliklerinin Şubat veya Mart 2012’ye kadar tespit edileceğini ve ailelere teslim edileceği bilgisini aldıklarını söyledi. Aşandır, şehitlerinin tümünün naaşlarını bir an önce almak ve onlara layık bir şehitler anıtı yapmak istediklerini vurguladı.

Eroğlu: Çözüm çabalarında samimiyim
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu da konuşmasında, Kıbrıs Türkü’nün bu günlere kolay gelmediğini belirterek, azınlık hale getirilmek hatta tamamen yok edilmek istenen Kıbrıs Türkü’nün, “öldürüldüğünü ama direndiğini, göçe zorlandığını ama yılmadığını” kaydetti.

Cumhurbaşkanı, 1931 yılından 1974’e kadar Rumların, Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlayarak Enosis’i gerçekleştirmek için yaptıklarını özetlediği konuşmasında, 20 Temmuz 1974’te Kıbrıs Türkü için özgürlük güneşinin doğduğunu, bunun Rumlar için de hatalarından dönmek için bir fırsat olduğunu ancak kıymetinin bilinmediğini, barış elini sıkmadıklarını, Cenevre’de müzakereler sürerken Rumların bir yandan da Türk köylerini kuşattığını ve 15 Ağustos’ta canice Taşkent katliamını gerçekleştirdiğini söyledi.

Eroğlu, savaşların acısını en derinden yaşamış Kıbrıs Türklerinden biri olduğunu, İkinci Dünya Savaşı sırasında babasını, 1963’te aynı zamanda kardeşi kadar sevdiği arkadaşı da olan kayınbiraderini kaybettiğini, 1974’te görevli olduğu Mağusa Hastanesi’nde birçok sevdiğinin şahadet mertebesine erişmesini izlediğini kaydetti.Toplumla beraber her şehidin kendisini de derinden üzdüğünü ve sarstığını ifade eden Cumhurbaşkanı Eroğlu, savaşın ne demek olduğunu ve getirdiği acıları yakından bildiğini ifade ederek, Cumhurbaşkanlığı görevine gelirken, Kıbrıs’ta yeniden acıların yaşanmasını asla istemediğini ve bir anlaşma, bir çözüm olması çabalarında son derece samimi olduğunu vurguladığını, bugün de aynı düşünce içinde olduğunu söyledi.Geçmişe takılıp geçmişte kalmayarak ancak geçmişten ders alarak hareket edilmesi gerektiğini belirten Eroğlu, 1960 ortaklığının neden yürümediğini, Kıbrıs Türkü’nün hangi güvenlik ve anlaşmalar sayesinde adadaki varlığını koruduğunu iyi bilmek gerektiğini vurguladı. Cumhurbaşkanı, Rumların hala anlaşmadan uzak olduklarını, iyi niyetle kendilerinin ortaya koyduklarını reddettiklerini, 1974 öncesine dönüşü hayal ettiklerini söyledi. Eroğlu şöyle dedi: “İki bölgeliliği ortadan kaldıracak, Kıbrıs Türkü’nün egemenliğini yok sayacak, Anavatan Türkiye’nin etkin ve fiili garantisini sulandıracaklarını zannederek hatalarını sürdürüyorlar. AB’yi emellerine alet etmeyi sürdürebileceklerini sanıyorlar. BM’nin artık Rum tarafının zamana oynama, uygun konjonktürü bekleme, oyalama, çözümsüzlüğü sürdürerek Kıbrıs Türklerini cezalandırma oyununa dur demesi zamanı gelmiştir. Kıbrıs sorununa 2012 Temmuz’undan önce çözüm bulunmalıdır. Biz, BM’nin yılsonuna dek ortaya koyduğu takvime uyacak ve iyi niyetle önerilerimizi masaya koymaya devam edeceğiz. Dileriz, Hristofyas gerçek bir liderlik sergileyerek Kıbrıs konusunun çözümü yönünde adım atar. Şu bilinmelidir ki aksi takdirde çaresiz değiliz. Devletimiz var, Anavatanımız Türkiye bizi tanıyor ve yanımızdadır. Devletimizi yüceltmek, halkımızın refahını artırmak için çalışmaya devam edeceğiz.”

“Unutmadık ve unutturmayacağız”
Eroğlu, Taşkent katliamının, Kıbrıs Türk halkının etkin güvenceden yoksun şekilde adanın orasına burasına dağılması, iki bölgeliliğin kalkması halinde başına gelebileceklerin nişanesi olduğunu ve bir kez daha tekrarlanmasını asla istemediklerini, unutmadıklarını ve unutturmayacaklarını vurguladı. Cumhurbaşkanı Eroğlu; yarınların barış içinde, umut dolu, aydınlık ve özgür olmasını dileyerek, şehitleri rahmetle andığını söyledi.