Genelde insanların aklına çocuksu hareket dendiğinde, sudan sebeplerden bile tartışma yaratan, her zaman münakaşaya meyilli insanlar gelir. Ancak bunun tersi bir şekilde, ortada bir problem varken inatla bunu konuşmamayı seçmek de aslında yetişkinliğe yakışmayan bir hareket. Malesef böyle insanlar da bol.
Peki bu tartışmaktan kaçınma huyu nereden kaynaklanıyor? Pek çok sebep olabilir. Sorunlarla boğuşamadığının ifşa edilmesini istememe ya da aslında karşıya saygı göstermeme bu sebeplerden birkaçı. Korku, şüphe, kibir... Sessizliğin altında her zaman asalet aramamak gerekiyor.
"Bir dakika, önce bizi tartışmaya teşvik ediyorsun, sonra da her zaman muhalefet olmak hatalıdır mı diyorsun? Derdin ne senin?" diyebilirssiniz, haklısınız.
Bazen yetişkinlik sessizlik ve duyguların içe atılması olarak tasvir edilir. Bu büyük bir yalan! Sessiz ve soğukkanlı olmak sizi yetişkin değil sıkıcı yapar! Bazen insanın içindeki sevinci de nefreti de dışarı yansıtması gerekir, bu çocukluk değil hayatta olduğunu hissettirmektir!
Yaşı büyüdükçe insanların başka adetler izlemeleri gerektiğine dair bir inanç vardır. "Süt ve şeker mi katıyorsun kahveye? Hala 17'i mi yaşın? Biraz sert içmeyi öğren!" diyen hiç arkadaşınız olmadı mı? Olmadıysa çok şanslıymışsınız.
Düşülen en yaygın hataya hoş geldiniz. Çoğunluk için yetişkinlik demek çocuklukla olan tüm bağları koparmak, her şeyin zıttını yapmak demektir. Çizgifilm seyredemezsin, Disney prenseslerinin adlarını ezbere bilemezsin, çizgiroman okuyamazsın... Çoğu insan için yetişkinlik bu demek.
Ama hata yapmayalım, yetişkinlik aslında çok sinir bozucu bir şey. Kimse istediği için yetişkin olmuyor. Siz siz olun, kişiliğinizle ilgili en önemli şeyleri, yani anılarınızı sırf yaşınız çift basamaklı sayılarda dolanıyor diye bir köşeye atmayın. İlerde çok arar ama bulamazsınız. Tavsiyemiz olsun. Kaynak: http://www.cracked.com/blog/5-things-people-mistake-being-grown-up/