Olimpiyat Olmadı Gözler EXPO'da

İZMİR - HALİL ŞAHİN - İzmir Valisi, EXPO 2020 Yönlendirme Kurulu ve Yürütme Komitesi Başkanı Mustafa Toprak, EXPO 2020'nin aday şehri İzmir'in şansına ilişkin "Bu konunun adaleti varsa, alın teri dökülüyor da karşılığı olacaksa EXPO 2020, İzmir'de olmalıdır" dedi. İzmir'in Brezilya'nın Sao Paulo, Rusya'nın Yekaterinburg ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin Dubai kentleriyle yarıştığı EXPO 2020 için karar 27 Kasım'da Fransa'da verilecek. Paris'te yapılacak oylama ile dünyanın en eski ve en büyük uluslararası etkinliklerinden biri olan EXPO'nun yapılacağı şehir belli olacak. Toprak, adaylık süreciyle ilgili AA muhabirine yaptığı açıklamada, oylama günü yaklaştıkça heyecanın arttığını, çalışmaların yoğunlaştığını söyledi. Karar mekanizmalarına İzmir'in EXPO'yu ne kadar çok istediğinin iyi bir şekilde anlatılmasının büyük önem taşıdığını kaydeden Toprak, Çeşme'de başlayan Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölge Ofisi 63. Bölge Komitesi Toplantısı'nın bu anlamda önemli bir fırsat olduğuna dikkati çekti. Toprak, oy kullanacak 166 ülkenin sağlık bakanı ya da o noktada yetkili kişilerinin Çeşme'de bir araya geldiğini, bu toplantı sayesinde EXPO 2020'nin Türkiye'de düzenlenmesinin avantajını anlatma fırsatı bulduklarını dile getirdi. Kasım ayı yaklaştıkça ülke ve delegelerin oyunu etkilemeye yönelik çalışmaların yoğunlaştığını belirten Toprak, sürece Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Dışişleri Bakanı'nın da büyük destek sağladığını belirtti. - "Olimpiyatlar olmadıysa EXPO süreci devam ediyor" Toprak, 2020 Olimpiyat Oyunları'nın İstanbul'da yapılmayacak olmasının EXPO adaylığına nasıl yansıyacağının da tartışıldığını ifade ederek, "İki organizasyonun birbirine katkısı yok. Olimpiyat yarışında Türkiye, İstanbul için odaklandı. Olmadıysa EXPO süreci devam ediyor, birbirinin alternatifi değil ama ülkemizi uluslararası arenada iyi bir noktaya getirebilmek, fırsatları artırabilmek ve bu noktadaki bir prestijden faydalanabimek için EXPO da bir fırsat" dedi. Toprak, EXPO'nun bir devlet projesi olduğunu, İzmir'e ivme kazandıracağını ifade ederek, şöyle konuştu: "Olimpiyatlar orada kaldı ama biz EXPO sürecine daha çok kilitlendik. Şansımızın yüksek olduğunu söylemek lazım ama bunun bir garantisi yok. Şüphesiz ki siyasi ve politik duruşlar oy kullanma refleksini belirliyor. Onun dışında uluslararası arenada birliktelikler var, mesela Afrika kıtasında Afrika Birliği... Bunlar da oy refleksini belirliyor. Delegelerin oy kullanma tercihleri farklı olabiliyor. Bu unsurları yan yana getirdiğmizde bu işin garantisi yok. Ama bu konunun adaleti varsa, alın teri dökülüyor da karşılığı olacaksa EXPO 2020 İzmir'de olmalıdır. Bazen İzmir'de çalışma yok gibi gözüküyor olabilir ama çalışma sandığa yönelik olarak ülkeler nezdinde yürütülüyor. Kalan süreçte biraz daha farkındalığı artıracak, bizim bu işi sahiplendiğimizi gösterecek meselelere daha da ağırlık vereceğiz. EXPO çerçevesinde ortaya konulan 35 projenin karşılığı 50 milyarlık yatırım var. EXPO olsun ya da olmasın bu yatırımlar yapılacak. Ama tüm bu yatırımların EXPO İzmir ile taçlandırılması ayrı bir gurur kaynağı olacak." Yunanistan ve Fas'ın EXPO yarışında Dubai'yi destekleyeceklerini açıklamasını hatırlatan ve bunun moralleri bozmaması gerektiğini söyleyen Toprak, "EXPO 2020 İzmir'de olsa, buraya gelen her turistin çevredeki ulaşabilir ülkelere de gitme fırsatı var. Dolayısyla onlar da bundan nasiplenecek, büyük düşünmek lazım. Ama güncel noktalarda takılıp kalırlarsa onun olumsız sonucu onları alıp götürecektir" dedi. -"EXPO süreci kişiye bağlı değil, kurumsaldır" Toprak, Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer'in "hükümetin EXPO adaylığına yeterli desteği vermediği" yönündeki eleştirilerde bulunduğuna değinerek , şunları ifade etti: "Bu açıklamayı yapan daha önce İzmir EXPO'sunun genel sekreterlik görevinde de bulunan kişidir. Eğer iyi çalışıyorlardıysa 2008'de yapılan oylamada niye EXPO 2015'i kaçırdık. EXPO süreci kurumsal olmalıdır ve kurumsaldır. Eğer kişisel olarak yakşaşırsak o zaman baştan kaybetmiş oluruz. 'Ben olursam bu işler sonsuz derecede iyi olur, olmazsam bu işler çöker' anlayışı kurumsal bir anlayış değil, kişisel ve ben duygusunu yürüten anlayıştır. Türkiye Cumhuriyeti devletinin Sayın Cumhurbaşkanı dahil, Başbakanı, bakanları, büyükelçileri, illerdeki tüm misyonlar el birliği ile çalışıyor ve bunu alınması için gayret gösteriyor. Bunun dışındaki değerlendirmelerde kişisel, ben duygusuyla hareket edildiğini açık ve net ifade edebilirim."