HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Olimpiyat oyunları tarihinin kara günü

BERLİN (İHA) - Nazi döneminden 36 yıl sonra Münih'te düzenlenen Olimpiyat Oyunları ile tüm dünyaya değişen ülkeyi göstermek isteyen Almanya, bundan 30 yıl önce Ortadoğu'daki şiddeti Avrupa'nın göbeğine taşıyan Filistinli Kara Eylül örgütünün İsrailli sporculara yönelik kanlı eylemine sahne oldu.

Tam 30 yıl önce, 5 Eylül 1972 tarihi, Olimpiyat Oyunları tarihine bir kara sayfa olarak geçti. Münih'te düzenlenen 1972 Olimpiyat Oyunları, Filistinlilerin İsrail takımının binasına düzenlediği baskınla kana bulandı. Polisin başarısızlıkla sonuçlanan operasyonunda rehinelerin tümü ve bir polis hayatını kaybetti.

Dönemin Almanya Başbakanı Willy Brandt, yaşanan acı olayların ardından duygularını şöyle ifade ediyordu:
"Geçtiğimiz haftaki korkunç olaylar yaşanmamış olsaydı, Olimpiyat Oyunları, hepimizin umduğu gibi keyifli ve güzel bir şekilde tarihe geçecekti. Ancak birdenbire perde yırtıldı, arkasındaki gizli tertip ve ölümün çehresi ortaya çıktı."

5 Eylül 1972 tarihinde sabahın erken saatleriydi. İki görevli, spor kıyafetlere bürünmüş birkaç karaltının sabah 04.00'e doğru dikenli tellerden tırmanarak Olimpiyat Köyü'ndeki barakalardan birine yöneldiklerini fark etmiş, ancak bunların kaçamak yapan sporcular olduğunu düşünmüştü.
Gerçekte ise karaltılar Filistinli militanlardan oluşan bir gruptu. İsrail takımının barakasına girmiş, hemen bir İsrailli'yi vurarak öldürmüş, birkaç saat sonra da ikinci İsrailliyi vurmuşlardı. İsrailli sporculardan üçü kaçmayı başardı, ancak 9 tanesi saldırganların elinde rehine kaldı.

SALDIRININ ALTINDAKİ İMZA: KARA EYLÜL Saldırganlar Filistinli "Kara Eylül' örgütü üyeleri olduklarını açıkladılar. Kara Eylül, Yaser Arafat'ın El Fetih hareketinin silahlı kollarından biriydi. Eylül adı ise Filistin Kurtuluş Örgütü ile Ürdün ordusu arasında Eylül ayında Ürdün'de yaşanan kanlı çatışmalardan geliyordu.
Militanlar, İsrail'de tutuklu bulunan 200 Filistinlinin serbest bırakılmasını talep ettiler. Ama İsrail'in sert Başbakanı Golda Meir, "İsrail devleti terörist şantajlara boyun eğmez" dedi ve talepleri reddetti.

Alman yetkililer kalan sağları kurtarmaya çalıştılar. Hatta İsrailli rehinelerle yer değiştirmeyi, üzerine bir de büyük miktarda para ödemeyi teklif edecek kadar ileri gittiler. Bu teklifler militanlar üzerinde hiç etkili olmadı. İsrail tutuklu Filistinlileri serbest bırakacak, aksi takdirde sporcular ölecekti.
Rehine dramı kamuoyuna yansıyana kadar saatler geçti. 122 ülkeden Münih'e gelen Olimpiyat Köyü'ndeki diğer sporcular da durumu ancak o zaman öğrendiler.

ALMANYA'NIN GÜVENLİK ÇEKİNCESİ Almanlar için bu olimpiyatların organizasyonu çok büyük önem taşıyordu. Nazi döneminin ardından 36 yıl sonra Almanya'nın nasıl değiştiğini tüm dünyaya gösterebileceklerdi. Tüm dünyanın katılacağı Olimpiyat Oyunları'nın organizasyonunu üstleniyor olmak Almanlar için büyük anlam taşıyordu. Yalnız bir şey gözden kaçırıldı. Dünyadaki siyasi karmaşa, Olimpiyat organizasyonunda büyük güvenlik önlemlerinin alınmasını zorunlu kılıyordu. Ancak imaja zarar vermemek için aşırı önlemlerden kaçınıldı. Yüksek dikenli teller, metal dedektörleri, üniformalı silahlı güvenlik görevlileri, eğitimli köpekler, keyifli bir Olimpiyat ortamına yakışmazdı.

ORTADOĞU'DAKİ ŞİDDET AVRUPA'NIN GÖBEĞİNDE Ortadoğu'daki Şiddet birdenbire Avrupa'nın ortasında Münih'teki Olimpiyat köyüne taşındı. Dönemin İsrail Büyükelçisi Ben Horin, saldırının, Olimpiyatlar'ın temsil ettiği ülkelere yönelik olduğunu belirterek, "Katiller eylem mekanı olarak özellikle Olimpiyat Köyü'nü seçtiler. Milletler ve halklar arasındaki dostluğun vurgulandığı sembolü lekelemek istediler" diyordu.

Saatler birbirini kovaladı, pazarlık üzerine pazarlık yapıldı. Polis, rehinelere zarar vermeden saldırganların üstesinden gelmeye çalıştı, ama boşunaydı. Yapılan pazarlıklar sonucunda akşam saatlerinde militanlarla rehineler helikopterle Münih yakınlarındaki Fürstenfeldbruck'a götürüldü. Burada kendilerini bekleyen Boeing'e binerek Mısır'a gideceklerdi. Rehineler İsrail'e dönecek militanlar da cezaya çarptırılmayacaktı.

OPERASYONDA SAĞ KURTULAN OLMADI Ancak aslında uçak personeli kılığına bürünmüş özel timler, militanlar uçağa bindikten sonra etkisiz hale getirme emri almışlardı. Birden silah ve patlama sesleri duyuldu. Polis helikopterlerinden biri militanlardan birinin el bombasını patlatmasıyla kül oldu. Sekiz militandan beşi öldürüldü. Hükümet sözcüsü Konrad Ahlers, rehinelerin kurtarıldığını açıkladı. Sabah saatlerinde ise bütün rehinelerin öldüğü ortaya çıktı. Rehinelerle birlikte bir de Alman polisi hayatını kaybetmişti.
Rehinelerin militanların silahlarından çıkan mermiler ve el bombalarına kurban gittiği şeklindeki resmi açıklama şüpheyle karşılandı. Rehinelerin polislerin silahlarından çıkan kurşunlara hedef olduğu haberleri yayıldı. Bu konuyla ilgili soruşturma açılırken bazı belgelerin eksik olduğu ortaya çıktı. Bu yüzden olayın nasıl gerçekleştiği hala tam olarak aydınlığa kavuşmuş değil.
Olimpiyat Komitesi Başkanı Avery Brundage, Olimpiyat Oyunları'na bir günlüğüne ara verildiğini açıkladı. Bayraklar yarıya indi. Brundage matem töreninde, kararını açıkladı:
"Her şeye rağmen oyunlar devam etmeli."

En Çok Aranan Haberler