HABER

Ölü deyip geçmeyin!

Ölü deyip geçmeyin!

"Öldükten sonra bedeniniz neler yapabilir?" Hiç düşündünüz mü? İşte size ölümden sonra insan bedenin neler yapabileceği...


Ölüm aşka engel olamıyor Çin’de. Sebebi ise hayalet evlileklerinde gizli. Ölüm evliliği Çin efsanelerinde ilk kez 2 bin yıl önce ortaya çıkmış ve o zamandan beri de kültürlerinin bir parçası olmuştur. Hayalet evliliği zaman zaman bakire kızların öldükten sonra kabul edilmelerini sağlamak için de bir yol olmuş. Bazen ölen oğullar onurlandırılmak için, yaşayan gelinlerle evlendirilmiştir. Ama her iki durumda da evliliğin ölüyü diğer hayatta mutlu etmek gibi dini bir görevi vardı.

1960’larda bu inanış yavaş yavaş son bulmaya başlasa da, yetkililer uygulumanın günümüzde az da olsa devam ettiğini belirtmişlerdir. Hatta, erkek ölüm oranı kadınlarınkinden daha fazla olduğu için bugün bile bazı hayat kadınları, akıl hastaları ve hizmetçi kadınlar hayalet eş olarak satılmak için öldürüyorlar.


Kimi toplumlarda mumyalar az rastlanan ve değerli varlıklar olarak görülürken, Eski Mısır’da mumyalama tekniği çok yaygın olarak kullanılan bir modeldi. Peki o dönemdeki bütün mumyalara ne olmuştu? Temel olarak, Avrupalılar ve Orta Doğulular yüzyıllarını Eski Mısır mezarlarını yağma etmeye harcamışlar ve mumyaları ucuz meta haline dönüştürmüşlerdir.

Mesela, mumyalardan yapılmış her derde deva eşyalar, ilaçlar kadar popülerdi. Hayvanların mumyaları ise, çoğunlukla evlerde çıra olarak kullanıldı. 19. Yüzyılın sonunda ise, zengin ailelerin parti vererek, mumyaları açması popüler olmuştuMumyaları açmak zevk için yapılan etkinliğe dönüşebilir


İnsan Vücudu Sergisi (Body Worlds) ilk olarak 1996 yılında Japonya’da sergilendi . Müze, bugün dördüncü kez ölü vücutları sergiliyor fakat asıl sorun şu ki, bu vücutların nerden geldiği tam olarak belli değil. Dr. Gunther von Hagens’e göre bu vücutlar organizasyonu düzenleyen kurula bağışlanmış.

Birçok gazeteci ve aktivist, bu sahipsiz vücutların üstü kapalı olarak politik suçluları ifade ettiğini söylüyor. Bu konuda bazı ülkeler ölülerin nereden gelsiğiyle ilgili pekçok düzenleme geliştirirken, 2008 Ocak ayında Kaliforniya Devlet Meclisi, tüm cesetlerin isteyerek bağışlandığına dair kanıt gösterilmesini mecbur tutan yasa geçirdi.


Ölüyü yakmak, özellikle yakıt için kaynak elde etmek amacıyla da kullanılıyordu. Özel ölü yakma yerlerinde (krematoryum) yakılan ölüler Avrupa’nın birçok ülkesinde yaygın bir yöntemdi. Bu sayede hem ölülerini yakıyor hem de enerji üretiyorlardı.

1997 yılında İsveç’teki Helsingbourg’ta, geçmişte cenazelerin yakıldığı krematoryum için geliştirilen projeyle burada bulunan fırınlarla evleri de ısıtacaklar.


Bir şey satmak her zaman için karlı bir girişim olmuştur. Orta Çağ’da, mezar hırsızları mezarlıkları açarak, içinde ne bulurlarsa doktorlara ve bilim adamlarına satıyorlardı. Günümüzde ise sistem şu şekilde işliyor: Üniversiteliler tarafından yürütülen bağış programları ile arştırmacılar ihtiyaçları olan vücutları bulabiliyor.

Ama gerçek şu ki, hiçbir zaman talebi karşılayacak yeterli bağışlanmış vücut olmuyor. Ayrıca, ölüler üzerinden iyi paralar elde edilmesi, suistimali artıyor. 2004’te UCLA program direktörü, vücut parçaları satarken yakalandıktan sonra, California Devleti suistimali önlemek için vücutlara dövmelerle işaret koyulmasını önerdi.


Rus devrimci Vladimir Lenin ölünce yakılmak istedi. Ancak, 1924’te Lenin ölünce, Joseph Stalin naaşını Kızıl Meydan’da halka açık sergide sergilemek için ısrar etti ve böylece laik ve komünist bir eser yaratmış oldu.

Biyolojik Yapıları Araştırma Enstitüsü, en sonunda Lenin’in vücudunu çürümeden tutmayı başardı. Bununla beraber, birçok zeki Rus bilim adamı, vücudu korumanın mükemmel yolunu bulmak için 25 yıl çalıştılar. Ne yazık ki, Lenin’in anıt mezarı popüleritesini yitirmeye başladı ve yetkililer şimdi Lenin’e her zaman istediği cenaze törenini şeklini vermeyi düşünüyor.


1931 yılında Florida’da Elena Hoyos adlı çok güzel bir kadın tüberkülozdan öldü. Kadının güzelliğine aşık olan Count Carl von Cosel adlı X-Ray ışını teknisyeni, Elena’nın mumyalanması için gerekli tüm masrafları karşıladı. Sonra 1933 yılında, Count, Elana’nın vücudunu çaldı ve evinde saklamaya başladı. Sonraki yedi yıl boyunca ise, Elena’nın vücudunu çürümekten korumakla uğraştı.

Hatta, ailesi keşfedinceye kadar onun yanında yattı. Elena’nın ailesi ise, Count’dan korumak için Elena’yı işaretlenmemiş bir meraza defnetti. Bununla beraber, Count 1952 yılındaki ölümüne kadar, dergilere Elena hakkında yazılar yazdı ve ona olan ilgisini gösteren kartlar sattı.


Tsunami, kasırga gibi doğal afetlerden sonra, kurbanların vücutlarının mümkün olan en kısa süre içinde toplu olarak defnedilmesi ya da yakılması yaygın olan bir şeydir. Bu hastalıkların yayılmasını önler.

Ancak, Dünya Sağlık Örgütü, kurbanların bu şekilde yakılmasını onlara yapılan kötü bir ceza olarak görüyor. Hastalığa neden olan mikroplar, ölülerde uzun süre yaşamını sürdürebiliyor. Hastalığa neden olan mikroplar, ölülerde uzun süre yaşamını sürdürebiliyor.


Altıncı Papa Stephen, bir önceki Papa Formosus’u yalan yere yemin etmek ve kilise kanunlarını çiğnemekle suçlamış. Ancak Papa Formosus’un dokuz ay önce ölmüş olması problem oluşturuyordu. Papa Stephen ise, Papa Formosus’u mezardan çıkarıp, gösterişli kıyafetler giydirerek mahkemeye çıkarttı. Kendisi de, baş savcı oldu. Nitekim, bazı insanlar Papa Stephen’ın deli olduğuna inanmaya başladı ve başarılı bir suikast düzenlediler. Bir sonraki Papa ise, Papa Formosus’un mahkumiyetini iptal etti ve tekrar defnetti.


Tedavisi mümkün olmayan bir hastalığa yakalanan insanın gelecekte tedavi olmak için vücudunu dondurma (cryonics) olanakları dünyada yaygın ancak ölüler artık dondurulmuyor. Çünkü dondurulma dokulara zarar veriyor. Sadece dondurulmanın en iyi çözüm olmadığını fark eden günümüz bilim adamları, bu alanda ilerlemeler kaydettiler.

Camlaştırma adlı bir işlem kullanarak, vücuttaki suyu, donma önleyici bir etken ile değiştirdiler. Sonrasında vücut, soğuk ısıda tutuluyor, ama vücudun donmasını sağlayacak ısıda değil. Her ne kadar 2005 yılında araştırmacılar, tavşan üzerinde bu işlemi deneyip başarılı olmuşlarsa da bilim şimdiye kadar, tüm insan vücudunu yeniden yaşama döndürebiCamlaştırma adlı bir işlem kullanarak, vücuttaki suyu, donma önleyici bir etken ile değiştirdiler. Sonrasında vücut, soğuk ısıda tutuluyor, ama vücudun donmasını sağlayacak ısıda değil. Her ne kadar 2005 yılında araştırmacılar, tavşan üzerinde bu işlemi deneyip başarılı olmuşlarsa da bilim şimdiye kadar, tüm insan vücudunu yeniden yaşama döndürebilir

En Çok Aranan Haberler