Veda edecek fırsat dahi bulamadan sevdiğiniz birini kaybetmenin acısı tarif edilemez. Yakın zaman önce gördüğünüz birini aniden kaybetmek insanın içinde hiç dolmayacak büyük bir boşluk açar. Ona söyleme fırsatı bulamadığınız şeyler içinizde her geçen gün büyür büyür büyür. İşte Japonlar insanların içinde biriken veda ve özlem cümlelerini söylemeleri için onlara bir fırsat sunuyor. Beyaz bir telefon kulübesinin içinde duran siyah bir telefon, insanlara hattın öbür ucunda kaybettikleri sevdiklerinin olduğunu hissettiriyor.
İnsanın sevdiği birini aniden kaybetmesi, bu dünyadaki en trajik olaylardan biridir. İnsanların yaşadıkları bu üzücü olayla baş etme ve yas tutma şekilleri çok farklı olabilir. Kimi üzüntüsünü dışa vurarak, paylaşarak azaltmaya çalışırken, kimisi ise her şeyi içinde yaşamayı tercih eder.
İşte Japonların “Kaze no Denwa” adını verdikleri rüzgar telefonu fikri bu düşünceye dayanıyor. Son sözümüzü söyleyemediğimiz, veda edemediğimiz sevdiklerimizle son bir kez görüşme şansı veriyor bu telefon.
İçinde, Itaru Sasaki tarafından yerleştirilen siyah bir telefonun bulunduğu bu kulübe, Otsuchi şehrindeki küçük bir tepenin üzerinde bulunuyor. Kulübenin gözlerden bu kadar uzakta olmasının sebebi insanların acılarını yaşarken yalnız kalabilmeleri. Proje, 72 yaşındaki Itaru Sasaki’nin aklına 2010 yılında gelmiş ve 2011 yılında yaşanan deprem ve tsunaminin ardından tamamlanmış. Bu felakette bir kuzenini kaybeden Sasaki, “düşüncelerimin, içimde kalan cümlelerin normal telefon hatlarıyla iletilmesi imkansız, onların rüzgarla taşınmasını istedim.”
Projenin medyada yer almasının ardından, kaybettikleri sevdiklerine söyleyecek şeyleri olan binlerce insan bu telefon kulübesine akın etmiş. Üstelik sadece telefonlar konuşmamışlar, telefonun hemen yanında bulunan not defterine yazılı mesajlar da bırakmışlar. Yıllar içerisinde sadece felaketlerde değil, beklenmedik şekilde kaybettikleri tüm yakınlarıyla konuşmak isteyen on binler bu telefonun başına geçmiş.
Telefonu bu tepeye yerleştiren Sasaki, “Bu telefon hiçbir yere bağlı değil, ancak insanlar sanki karşılarında onları dinleyen biri varmış gibi konuşuyor. Bu sayede, sevdiklerine söylemek istedikleri her şeyi söyleyen insanlar hayatlarına daha kolay devam edebiliyor. İçimizde, söyleyemediğimiz şeylerin yüküyle yaşamak çok zor, bu hat onlara biraz hafifleme imkanı veriyor.”