Her yıl on binlerce kaçak göçmen ABD'ye ulaşabilme hayaliyle Meksika'ya akın ediyor. Bu tehlikeli yolculuğun bedeli ise çok ağır olabiliyor.
Yüzlerce göçmen, Orta Amerika'daki yoksul yaşamlarından ‘fırsatlar ülkesi' Amerika'ya ulaşabilme umuduyla yollara dökülüyor.
Meksika'dan geçen göçmenler için ‘Amerikan rüyası' hızla bir kabusa dönüşüyor.
Bazıları kaçırılıyor, bazıları tecavüze uğruyor, bazılarıysa canından oluyor.
Tijuana şehri Meksika'dan kuzeydeki zengin komşuya çalışmaya giden kaçak göçmenlerin en yoğun kullandığı geçiş noktalarından biri.
Ancak büyük umutlarla sınıra gelenler Meksika'da zorlu bir hayatın ortasında kalıyor.
Sınırı geçmeyi başaramayanlar geri de dönemeyince sefalet başlıyor.
Bu uzun yolculuk sırasında Meksika'dan geçerken, tek başına olan çocuklar dahil birçoğu soyulup, kötü muameleye maruz kalıyor.
Ve ÖLÜM TRENİ.... Amerikan rüyasını görmek hiç bu kadar zor olmamıştı.
Zira Amerikan rüyasını görmek isteyen yüzlerce Güney Amerikalı'nın Türkçe'de Hayvan anlamına gelen "Le Bestia" yük treniyle ABD-Meksika sınırına yolculuğu tüyler ürpertiyor.
Ekonomik darboğazın pençesindeki insanlar yeni bir hayat umuduyla ölüm treni yolculuğunu göze alıyor.
Yük treni olduğu için vagonlarda koltuklar bulunmuyor.
50 derece çöl sıcaklığı altında binlerce yolcu vagonların üstünde seyahat ediyor.
Trene en fazla yolcu Meksika'nın Chiapas eyaletinden biniyor.
Tren çetesi yolculardan kişi başına 100 dolar haraç kesiyor.
Her yolcunun hayatı risk altında. Adam kaçırma, tecavüz, gasp gibi her türlü bela ölüm trenin adeta rutini haline gelmiş.
Korkunç yolculuğu tamamlayanlar ABD-Meksika sınırına ulaşıyor. Her şeyde orada bitmiyor. Zira sınırı geçmek hiç de kolay değil.
Her yıl yüzlerce güney amerikalı ABD-Meksika sınırını geçerken hayatını kaybediyor.