HABER

Önce çocuklar projesi

Önce çocuklar projesi

ANKARA (İHA) - Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, dünyanın birçok yerinde milyonlarca çocuğun, çocukluk kıyısında; ama yoksulluğun, istismarın, savaşların ve şiddetin tam ortasında yaşadığını belirterek, "Şurası bir gerçek ki, umut, barış, sevgi, gelecek gibi güzel anlamlar yüklediğimiz çocuklarımızı, bu anlamlara ve umutlara taşıyacak yolları yeterince oluşturamadık" dedi.

Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu, İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, AB, UNICEF, sivil toplum örgütlerinin desteğiyle hazırlanan Türkiye'de Çocuklar İçin İyi Yönetişim, Koruma ve Adalete Doğru Projesi'nin açılışı Hilton Otel'de gerçekleşti. Toplantıya Devlet Bakanı Nimet Çubukçu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun yanı sıra UNICEF Ankara Temsilcisi Edmond McLoughney, Avrupa Komisyonu Türkiye Temsilcisi Hans-Jörg Kretschmer, Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Genel Müdürü Prof. Dr. Servet Özdemir, Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdür Yardımcısı Hakim Ekrem Bakır ve ünlü sanatçı Doğuş da katıldı.
Toplantıda bir konuşma yapan İçişleri Bakanı Aksu, geleceğin teminatı olan çocukların yalnız ailelerin değil, aynı zamanda devletin de koruması altında olduğunu belirterek, Türkiye Cumhuriyeti'nin sosyal devlet olma gereğince gençlerin korunmasıyla eğitim ve sağlık haklarının sağlanmasının anayasal bir zorunluluk olduğunu kaydetti. Ayrıca, çocukların korunması ve nitelikli bireyler olarak yetiştirilmesi, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyelik sürecini de yakından ilgilendirdiğini belirten Aksu, "Eğitimli, donanımlı, sağlıklı genç nüfus, ülkemizin geleceği olduğu gibi, üyesi olma yolunda kararlı adımlarla ilerlediğimiz Avrupa Birliği için de bir zenginliktir" dedi.
Bu anlamda bugün başlatılan projenin de önem taşıdığını belirten Aksu, projede yer alan ve kendi çalışma alanlarıyla ilgili roller üstlenen bakanlıklar, kamu kurum ve kuruluşlarıyla meslek örgütleri de (sosyal hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü'nden Sorumlu Devlet Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü, Milli Eğitim Bakanlığı, Türkiye Barolar Birliği, sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra Sağlık Bakanlığı, Türkiye İstatistik Kurumu ve Avrupa Birliği Genel Sekreterliği de) kurumsal katkılarıyla projenin bu aşamaya gelmesinde önemli rol oynadıklarını ifade etti. Aksu konuşmasına şöyle devam etti:
"İçişleri Bakanlığı ve güvenlik güçlerimizin projedeki varlığı, ülkenin emniyet ve asayişinin sağlanmasıyla çocukların korunması arasındaki doğrudan ilginin bir sonucudur. Projenin başarıya ulaşması için İçişleri Bakanlığı olarak gerekli her türlü destek sağlanacaktır. Çocuk sorunlarının çözümü ve çocukların suça karşı korunması, her türlü zararlı alışkanlık ve ortamdan uzak tutulması, çok özel çalışma yapılması gereken bir konudur."

"MİLYONLARCA ÇOCUK, ÇOCUKLUĞUNUN KIYISINDA, SAVAŞ VE ŞİDDETİN ORTASINDA YAŞIYOR" Devlet Bakanı Çubukçu ise, her gün binlerce çocuğun önlenebilir hastalıklardan dolayı yaşamını yitirdiğini, milyonlarca çocuğun yeterli ve sağlıklı beslenemediği bir dünyada yaşandığımızı belirterek, "Şurası bir gerçek ki, umut, barış, sevgi, gelecek gibi güzel anlamlar yüklediğimiz çocuklarımızı, bu anlamlara ve umutlara taşıyacak yolları yeterince oluşturamadık. Bu yüzden dünyanın birçok yerinde milyonlarca çocuk, çocukluğun kıyısında; ama yoksulluğun, istismarın, savaşların ve şiddetin tam ortasında yaşıyor" diye konuştu.

Çubukçu, 2002 yılında BM tarafından gerçekleştirilen Çocuklar İçin Evet Deyin Kampanyası'na Türkiye'de 16 milyon kişinin 'evet' diyerek çocuklar konusundaki duyarlılığını gösterdiğini dile getirerek, bu kampanyadaki vaatlerin yerine getirilmesi için elverişli zeminin ise ancak siyasi ve ekonomik istikrarla sağlanabildiğini söyledi. Çubukçu, bir ülkede çocukların yaşamı, gelişimi ve korunması her şeyden önce o ülkenin ekonomik ve toplumsal yapısıyla yakından ilişkili olduğuna dikkat çekerek şöyle konuştu:
"Toplumun refahı veya yoksulluğun herkes gibi çocuklarca da paylaşılmaktadır. Üstelik toplumların olumsuz koşullarından öncelikle çocuklar etkilenmektedir. Bu nedenle, çocukların, sosyal, ekonomik ve politik anlamda yetişkinler dünyasına özgü bütün yanlışlıkla ve yoksulluklardan mümkün olduğu ölçüde korunması gerekmektedir. Ekonomik kalkınma ve refahın olduğu kadar, hak ve özgürlüklerin de temel öncülü olan siyasi ve ekonomik istikrar konusunda gösterdiğimiz hassasiyet ve kararlılık bugün meyvelerini vermeye başladı. AB'ye giriş sürecinde gerçekleştirilen pek çok yasal düzenleme de, çocuklarımıza yönelik koruyucu ortamı büyük oranda güçlendirmiştir."

Toplantıya katılan Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdür Yardımcısı Hakim Ekrem Bakır, Türkiye'de şu anda bin 478 tutuklu çocuk olduğunu ve bunların birçoğunun parçalanmış ailelerden eğitimsiz ve ekonomik olarak alt sınıflardan geldiğini söyledi. Bakır, çocukların tahliye sonrası tekrar suç işlememeleri için hazırlık yapılmasına dikkat çekti.

Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Genel Müdürü Özdemir ise, 'okullarda şiddete şiddetle karşı olduklarını' belirterek, yaşanan münferit olayları engellemeye çalıştıklarını söyledi. Bfcrlüğü, Milli Eğitim Bakanlığı, Türkiye Barolar BirÖzdemir, 8 yıllık zorunlu eğitim uygulamasının başlamasının ardından 7-15 yaş arası çocukların aynı okulda, bahçede olmasının büyük sorun oluşturduğunu, bu soruna çözüm bulunmasının önemine değindi.

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler