Kalabalık bir grup partili ile genel merkeze gelen Sav, Ankara birinci bölgeden önseçime girecek.
Başvurusunun ardından basına açıklamada bulunan Sav, Ankara birinci bölgeden adaylığını koymak üzere genel merkeze geldiğini ifade eden Sav, kendisine destek veren partilileri işaret ederek, "Sizlerin bu ilginizi, bu teveccühünüzü, bu güzelliğinizi seçimim sonucu ne olursa olsun ömrünce unutmayacağım. Ne ekersen onu biçersin derler, ben iyi şeyler ektiğimi görüyorum. İnşallah güzel şeyler de hep beraber biçeceğiz" dedi.
-"PARTİ MECLİSİ MERKEZ YOKLAMASI KARARI ALMIŞ OLSAYDI, ADAY OLMAZDIM"-
Parti Meclisi'nin Ankara'da aldığı ön seçim kararının ardından, pek çok dostunun kendisinin önseçimden aday olmasını istediğini belirten Sav, "Ben bu zamana kadar pek çok partilimizle, pek çok örgüt emekçisiyle, pek çok bu partiye hizmet etmiş arkadaşımızla görüşerek kararımı verdim. Aniden kararımı vermedim. Eğer Parti Meclisi'miz merkez yoklaması kararı almış olsaydı, ben aday olmazdım. Ama sınırlı olanaklı da olsa, 6 milletvekili olan bir yere 4 tane kontenjan konmasına rağmen, bu sınırlı olanaklara karşın önseçime girip örgütümüzün tercihini denemek, beklemek, sınamak istedim" diye konuştu.
-"BEN BİR ÖNSEÇİM SEVDALISIYIM"-
Kendisinin CHP'de her önseçim yapıldığında aday olduğunu vurgulayan Sav, şunları kaydetti:
"Ben bir önseçim sevdalısıyım. Kaderimi hiçbir zaman önseçim yapıldığında parti yetkililerine bırakmadım. Sadece bugüne mahsus değil. Rahmetli Bülent Ecevit döneminden bu yana benim hep önseçime girerek örgüt tercihlerine açık olduğumu herkes bilir. Şimdi de böyle bir tercih noktasındayım. Sakın ola ki bu binadaki yönetici arkadaşlarımı eleştiriyor değilim. Parti Meclisi'nin merkez yoklaması kararı benim içimi ısıtmazdı, o nedenle ön seçime girmeyi kararlaştırdım."
-"BİR TEK RİCAM VAR..."-
Türkiye'nin içinde bulunduğu ortam, iç ve dış sorunlar, ekonomik konular ve sosyal demokrasinin karşılaştığı güçlükler, benim gibi bu konuda hizmet etmiş, kendi birikimini partiye vermiş insanların bu dönemde taşın altına elin koyması gerektiğine inandığım için bugün adayım. Sizlerin çalışmalarıyla hep beraber bu ipi omuzlayacağımıza inanıyorum. Bir tek ricam var, her aday arkadaşım bizim için makbuldür. 29 Mart önseçimi Ankara'da, birlikteliği berberliği, dayanışmayı, bütünleşmeyi sağlamanın bir miladı olsun. Hiçbir adayımızı ötelemeden, her adayımızın kendi meziyetleri doğrultusunda takdirinizi yapacaksınız. Süreç içinde elbette görüşeceğiz. Başarının CHP'nin olacağına inanıyorum. Başarı hiçbir adayın başarısı olmaz."
-"BEN AYRILIKLARA ALIŞIK BİR SİYASETÇİYİM"-
Sav gazetecilerin, "Buradan ayrılırken biraz buruk bir veda olmuştu. Daha sonra da hiç genel merkeze gelmediniz, şimdi ilk kez geliyorsunuz, ne hissediyorsunuz?" soru üzerine "Buruk bir veda değildi. Ben siyasi yaşamımda bu tür uzaklaşmalara, ayrılıklara çok alışık bir siyasetçiyim" dedi.
Dönem dönem parti yönetimiyle sıkıntılarının olduğunu ifade eden Sav, şöyle devam etti:
"Ama hiçbir güç beni partimin ilkelerinden koparmamıştır. Atatürk'ün izinden saptırmamıştır. Cumhuriyetin kazanım ve birikimlerine sahip çıkmadan uzaklaştırmamıştır. 4 yılı aşkın süredir ben ne bir basın mensubuna, ne bir televizyon kamerasına partimle ilgili onu incitecek hiçbir şey söylemedim. Söylemeye de özen gösterdim. Söylenecek söyler olabilir ama bu benim üslubum."
Sav, ayrı kaldığı dönem içinde neler yaptığı ve partinin gidişatını dışardan nasıl gözlemlediğiyle ilgili de, "Gün be gün Türkiye'nin, partimizin sorunlarını izledim. Partimizin yürüttüğü çalışmaları önemseyerek seyrederek izledim. Kimi yerlerde acaba şöyle olsa mıydı, diye elbette hepimiz gibi ben de değerlendirmeler yaptım. Mütevazi bir avukatlık bürom var, avukatlık yapmıyorum ama dostlarla her gün siyaset soluyoruz, hep beraber partimizi soluyoruz" dedi.
-"NE GENEL BAŞKANLA NE DE BİR YÖNETİCİYLE ADAYLIĞIM KONUSUNDA GÖRÜŞME YAPMADIM"-
Sav, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile "nezaketen bir görüşmesinin" olup olmadığı konusunda, herhangi bir görüşmesinin olmadığını bunu da nezaketsizlik saymadığını ifade etti. Sav, "Ne Genel Başkanımız ne de bu binadaki hiçbir yöneticimizle adaylığım konusunda bir görüşme yapmadım. Çok yanlış anlaşılır diye düşündüm. Benim kendilerinden bir kontenjan ve ya merkez adaylığı beklemesi gibi düşüncem olduğu sanısı yaratır çevrede, o nedenle böyle sade bir şekilde gelip örgütümle beraber başvurmayı yeğledim" diye konuştu. (ANKA)