Yeni çıkaracağı kitabından Zeki Müren’in ölümü ile ilgili bölümü paylaşan ses sanatçısı Onur Akay, “Yirmi dört yıl oldu, gönül hicranla doldu. Kendisini saygı ve özlemle anıyorum. Kitapta ayrıca Zeki Müren’le ilgili yanlış bilinen ve bilinmeyen çok önemli konular var. Çok özel isimlerle yaptığım ve hiçbir yerde yayımlanmayan röportajlarımla ortaya çıkanlar, Müren hayranlarını çok şaşırtacak.” ifadelerini kullandı.
“Sanat Güneşi 24 Eylül, 1996 yılında TRT’nin İzmir’de kendisi için düzenlediği ödül töreni sırasında, geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetmişti. Yıllarca hem TRT, hem de TRT’de Zeki Müren Belgeseli’ni çeken yapımcı Kürşat Özkök, her gün içtiği otuz altı tane ilacı olan Zeki Müren’i, ödül alması için İzmir’e götürdüğü için suçlanmıştı. Oysa işin aslı öyle değildi. TRT’nin ve Kürşat Bey’in bir suçu yoktu.
1996 yılında bende ilk albümümün çalışması içindeydim ve albüm kapağındaki kostümlerimi Zeki Müren’in son nefesinde de yanında olan, efsane modacı Muzaffer Çaha hazırlıyordu. Plakçım Kamil Çetin’le, kostümlerim için Muzaffer Çaha’nın yanına gitmiştik. Zeki Müren’in ölümünde yanında olan Muzaffer Çaha, o gün bize olayı bir saat boyunca anlatmıştı. Zeki Müren'in vefat ettiği gün üzerinde yine Çaha'nın diktiği kostüm vardı. Müren, her kostümüne isim de verirdi. Çaha, son giydiği kostüme kendisinin isim vermediğini ama daha sonra o kostüme “Son Gece” adının verildiğini söylemişti. Aslında ödül töreni için bir kostüm daha diktiğini söyleyen Çaha, Metalik gri renkte ve son derece ışıltılı bu kostüme ise Zeki Müren tarafından “Milenyum” isminin verildiğini söyledi. Ama ne kendisi Milenyum'u görebildi ne de bu kostümü giyebildi.
Zeki Müren’de gut, şeker, damar sertliği ve koroner gibi hastalıkların olduğunu söyleyen Çaha, Ayrıca Müren’in “O gün ilaçlarımı almayacağım, çok terliyorum.” dediğini ve makyaj odasında nefes almakta zorlandığını söylemişti. Daha sonra Zeki Müren’e çok yakın kişilerden edindiğim bilgiler ise gerçekten şaşırtıcı…
Aslında Zeki Müren’i İzmir’e TRT götürmemiş. Müren, belgeselin son bölümündeki benimde uzaktan izlediğim röportajı kabul edince, belgeselin yapımcısı Kürşat Özkök, Sanat Güneşi’ne TRT’de şarkı söylediği ilk mikrofonu, röportajı yaptıkları Müren’in Bodrum’daki evinde vermek istemiş. Ancak Zeki Müren ödülünü evde almayı kabul etmemiş ve ödül töreninin önce Bodrum’da bir otelde yapılmasını arzu etmiş ve otelle görüşmeler bile yapılmış. Daha sonra ise Müren fikrini değiştirmiş ve törenin İzmir’de stüdyoda yapılmasını istemiş. Yani İzmir’e ısrarla gitmek isteyen Zeki Müren olmuş ve özel olarak isteklerini de el yazısı ile iletmiş. TRT helikopter ayarlamak istemiş, yine Zeki Müren kabul etmemiş. Ayrıca Müren, ilaçların kendisini terlettiğini söyleyerek ve “Çekim sırasında çok terlersem halka karşı saygısızlık olur.” diyerek, her gün içtiği otuz altı tane ilacının hiçbirini o gün içmeden yola çıkmış.
O röportajda yayınlanmayan bir bölümde Zeki Müren şöyle söylemiş:
Sunucu: “Tiyatro sanatçısı olsaydınız hangi rolü oynamak isterdiniz?”
Zeki Müren: Henüz alkışlar devam ederken inzivaya çekilmiş bir bestecinin hayatını oynamak isterdim. Geçmiş yıllarda yaşanmış bir aşkın sonucu inzivaya çekilmiş bir besteciyi oynamak isterdim. Bu aşkın sonucunda intihar etmiş bir besteci olmak isterdim.
Ayrıca Hulki Cevizoğlu, Zeki Müren’i vefat ettiği 1996 yılında televizyon programına davet etmek için telefonla aramış. Cevizoğlu ve Müren yaklaşık bir buçuk saat telefonda konuşmuş ve o konuşmada Sanat Güneşi, “Çok acı çekiyorum, ilaçlar fayda etmiyor. Her yerim delik deşik oldu. İntihar etmeyi düşünüyorum!” demiş ve yaptığı intihar planını da anlatmış.
Zeki Müren’e çok yakın kaynaklardan bana anlatılan da bir intihar planı vardı ancak sahnede ölmek için her zaman dua eden Müren, TRT’de şarkı söylediği ilk mikrofonun kendisine ödül olarak verileceğini duyunca, o planından vazgeçmiş, intihar planını ilaçlarını almayarak sahnede uygulamayı düşünmüş ve yakınlarından iki kişiye söylemiş. Bunları, isminin verilmesini istemeyen o iki kişiden biri bana anlattı. Zeki Müren ilaçlarını almazsa kalbinin dayanamayacağını biliyormuş. TRT’de doğan Sanat Güneşi, TRT’de ölmek istemiş. Ayrıca kendisine ödül olarak verilen mikrofonun o gün karmaşada çalındığı da söylendi. Ancak ben o mikrofonun çalınmadığını ve hâlâ TRT müzesinde durduğunu da öğrendim. Aslında o mikrofonu Kürşat Özkök’ün TRT Müzesi’nden alıp, Bodrum’da Zeki Müren’in yaşadığı ve şimdi müze olan evine yani Zeki Müren Müzesi’ne götürmesi gerekiyor.”