HABER

"Onurumuzu koruyacağız"

ANKARA (İHA) - AK Parti Grup toplantısında bir konuşma yapan Başbakan Abdullah Gül, son 4-5 yılda Türkiye'nin ekonomik açıdan hiç de iyi bir duruma getirilmediğini kaydetti.

Bu olumsuzlukların giderilmesi için gece gündüz çalıştıklarını kaydeden Gül, "Bizim hedefimiz açıkça şudur. Tek başına iktidar olmuş bir parti olarak cesur ve kararlıyız. Bunun için kısa vadeli başarılar değil uzun vadeli başarılar peşindeyiz. Bazı popülist davranışlarla uzun vadede halkımızın yüzünü karartmak istemiyoruz. İlk hedefimiz enflasyonu düşürmektir. Enflasyonu tek haneli rakama indirmektir. Kamu borcu yükünden Türkiye'yi kurtarmaktır. Bunları yaparken istikrarlı bir biçimde ekonomik büyümeyi temin etmektir. Bunlar denge ve kararlılık istemektedir. Bu denge ve kararlılık içinde yolumuza devam edeceğiz. Göreceksiniz kısa süre içinde iyileşmenin açık görüntüleri ortaya çıkacaktır" dedi.

"FAİZLER YÜZDE 50'LERDE" Hükümeti devraldıklarında faizlerin yüzde 70'ler civarında olduğunun altını çizen Gül, "Bugün faizler yüzde 50'nin altına düşmüştür. Bu hükümetimize duyulan güvendir ve hükümet programımıza duyulan güvenden olmaktadır. Önümüzdeki günlerde makro ekonomik göstergelerin daha iyi olacağını şimdiden size söylüyorum. Yapacağımız şeyler gayet açıktır" dedi.

"GEÇİCİ BÜTÇE İLE UĞRAŞIYORUZ" Karşılıksız harcama yapmayacaklarını ve harcama reformunu büyük bir kararlılık içinde gerçekleştireceklerini belirten Gül, bu çerçevede tasarrufa da önem verdiklerini ve buna önce kendilerinden başladıklarını ifade etti. Gül, tasarrufun herkes tarafından eşit olarak paylaşılması gerekliliğini altını çizerek, "Şu anda geçici bütçe ile uğraşıyoruz. Arkadaşlarımız 3 aylık geçici bütçe yapmak için çalışıyorlar. Önce dargelirlileri rahatlatmak istiyoruz. Önce asgari ücretin altında geçinenleri, önce açlık sınırının altında olanlara dikkat etmek istiyoruz. Bununla ilgili tedbirler bununla ilgili kararların önümüzdeki günlerde açıklandığını hep birlikte göreceğiz. Ama bir defa daha söylüyorum fedakarlık yapılacaksa bunda ayrıcalık yapılmayacaktır. Böyle olursa fedakarlık kabul edilebilir. Eğer ayrıcalıklar kabul edilirse o zaman hiç kimse fedakarlığa razı olmaz. Hükümetimiz gerek geçici bütçeyi gerek 1 yıllık bütçeyi yapacaktır" ifadelerini kullandı.

"SORUMLULUK BUNDAN SONRA AB'DE" Türkiye'nin içini de ilgilendiren önemli dış politika meseleler olduğunu kaydeden Gül, bunun en önemlisinin ise AB olduğunu vurguladı. Gül, konuşmasında AB'yi uyararak, şöyle dedi: "Birkaç gün sonra AB ile ilgili tarihi kararlar alınacaktır. AB'nin sınırları yeniden tayin edilecektir. 15 üye ülkesine ilave yeni ülkeler kabul edilecektir. Türkiye'de bu gelişme sürecinin içinde haklı olduğu yeri almak istemektedir. AB Türkiye'nin 40 yıllık projesidir".
58. Hükümet'in bugün geçmiş hükümetlere göre farklı bir AB politikası izlediğini, bunun da işi zorlaştırmak yerine kolaylaştırdığını, bu politikanın da girilecek kulübün kurallarına uymak çerçevesinde kaldığını ifade eden Gül, bunun için de gerekli bütün şartların yerine getirilmesi için seçimlerden sonra hemen ilk demokratikleşme paketinin gönderildiğini, ardından ikinci paketin hazırlanarak yine Meclise gönderildiğini ve üçüncü paketin de yolda olduğunu ifade etti. Gül, "Hükümet olur olmaz önce Türkiye olarak üstümüze düşenleri yapalım, ev ödevlerimizi yapalım, Türkiye girmek istediği kulübün şartlarını yerine getirsin, ondan sonra AB'nin kapısını çalsın dedik. Onun için ilk paketi hemen sevkettik. Arkasından ikinci paketi sevkettik. TBMM iktidar, muhalefet olarak bu anlayış içindedir. Mutabakat ortaya çıktı. TBMM Bayram öncesi olağanüstü toplandı. Şimdi de olağanüstü çalışıyor. Sizleri ve milletimizi temin ederim ki bütün bu değişiklikler, düzenlemeler kendi halkımız ve milletimiz hak ettiği içindir" dedi.

"TÜRKİYE ONURUNU MUHAFAZA EDECEKTİR" Gül sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz Kopenhag siyasi kriterlerinin gereklerini yerine getirmiş vaziyetteyiz. Diğer aday ülkelerle Türkiye'yi mukayese etitğimizde Türkiye'nin birçok ülkeden çok daha iyi olduğunu göreceksiniz. İşte bu şartlar içinde eğer Kopenhang'da Türkiye'ye karşı bir haksızlık yapılırsa bu AB liderlerinin bir siyasi tercihi olacaktır. Türkiye'de yeni bir liderlik vardır. Türkiye'deki yeni liderlik anlayışı, açık, dürüst, cesur ve karalılık ortaya koymaktadır. Ama bizim bu açık, dürüst, kararlı ve cesur davcranışımıza karşı eğer çeşitli kurnazlıklar ve çeşitli bahaneler ileri sürülürse o da kendilerinin bileceği iştir. Trükiye onurunu her zaman muhafaza edecektir".
Gül, Türkiye'nin AB üyeliğinden sadece Türkiye'nin değil AB'nin de kazançlı çıkacağını belirterek, dünya olaylarında daha önemli roller oynayacağını da kaydetti. Gül, "AB'ye hep bir çağrıda bulunduk, gelin dünya barışına hizmet edin, gelin medeniyetler arasındaki diyaloga hizmet edin, gelin hep beraber yeniden hep beraber yeni bir dünyanın inşasında önemli roller alalım. Ama biz üstümüze düşenleri yaptıktan sonra, AB'nin alacağı siyasi karar bizi her türlü sorumluluktan uzak tutacaktır. Hiç kimse bize karşı şunu da yapmanız gerekirdi bunu eksik bıraktınız hakkına sahip olamayacaktır".

"KIBRIS MASADA KAYBEDİLMEYECEK"
Kopenhan'da bu gelişmeler yaşanırken, Kıbrıs'ta da önemli gelişmeler yaşandığını ifade eden Gül, çözümsüzlüğü hiçbir zaman çözüm olarak görmediklerini belirtti. Bu fikirlerini açıkça dünya kamuoyuna ilan ettikleri kaydeden Gül, şöyle konuştu: "Çözümsüzlük hiçbir zaman çözüm değildir. Ama Kıbrıs'ta bir çözüm derken Kıbrıs'ın masa başında kaybedilmesi de kesinlikle kabul edilebilecek bir husus değildir. Bu açıdan AB ile Kıbrıs arasında bir bağlantı vardır. Kopenhag'da Türkiye'ye karşı alınacak bir tavır Kıbrıs'a karşı alınacak tavırla ilişkilidir. Eğer AB'yi bir ev olarak kabul edersek bu evin içinde hep beraber girdiğimizde sorunlar kendiliğinden çözülecektir. Ama Kıbrıs'ta Güney Kıbrıs Rum kesimini Kıbrıs'ı temsil eder bir ülke muamelesi yapılırsa bu da Türkiye tarafından kesinlikle kabul edileblecek bir olay değildir".

IRAK'TA ENDİŞELER Gül, açıklamalarında bölgede bir savaş istemediklerini belirtti ve Irak'taki muhtemel gelişmelere dikkat çekti. Bu konunun Türkiye'yi yakından ilgilendirdiğini belirten Gtül, kaygılandığını ifade ederek, bu bölgede savuş çıkmaması için ne gerekiyorsa yapılması gerekliliğini altını çizdi ve dünyanın neresinde olursa olun savaşın tercih edilebilecek bir yol olmadığına işaret etti. Gül, Irak'taki kimsayal silah varlığının kendilerini de endişelendirdiğini ancak yapılan araştırlmaların olumlu oludğunu ifade ederek, "Bütün arzumuz bu denetimlerin en sağlıklı bir şekilde tamamlanmasını ve ortada bir savaş nedeninin kalmamasıdır. Bize yapılan ziyaretlerde bunları açık açık konuştuk" ifadelerini kullandı.

En Çok Aranan Haberler