Op. Dr. Dinler, Hamilelikte En Sık Yaşanan 10 Problemi Anlattı

Samsun Büyük Anadolu Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Halil İbrahim Dinler, hamilelikte bayanların sıkça yaşadığı 10 problem hakkında bilgi verdi.Karın ağrısı, kusma, baş ağrısı, halsizlik, sık idrara çıkma, hormonlar ve fizyolojik değişiklik nedeniyle hamilelik sürecinde en sık karşılaşılan şikayetler arasında yer alıyor. Bunların bir kısmı her insanda görülebilecek doğal belirtiler olabilirken; bazıları önemli sorunların habercisi olabiliyor.“KASIK AĞRILARI 4-5. HAFTALARDA GÖRÜLÜR”Samsun Büyük Anadolu Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Halil İbrahim Dinler, hamilelik sürecindeki şikayetler ve dikkat edilmesi gereken durumlar hakkında bilgi verdi.Kasık ağrıları hakkında bilgi veren Op. Dr. Halil İbrahim Dinler, embriyonun rahim iç duvarına yerleşmesi sırasında kasık ağrıları görülebildiğini belirterek "Genelde hamilelik sürecinin 4-5 haftası gibi başlayan kasık ağrıları başlar. Bu kasık ağrısı beraberinde vajinal kanama olmadığı sürece beklenen bir yakınmadır. Genelde şiddeti anne adayının yürümesine engel olacak ya da hayat kalitesini etkileyecek kadar yaşanmaz” dedi.“HER KANAMA NORMAL KABUL EDİLMEZ”Her kanamanın önemsiz olmadığını belirten Dinler, şunları söyledi: “Özellikle gebeliğin ilk 3 ayında çıkan bu yakınma, 5-6. haftalarda olası nedeni kesenin gömülme sürecinde rahim iç duvarından olan kanamalardır. 12. haftaya uyan dönemde fetal zarların birleşme sürecinde olabilecek kanamalardır. Ancak yine de bu şekilde bir kanama varsa “düşük tehdidi” olarak görülür. Bu kanamaların yüzde 90’ı dinlenmekle geçer; ancak yine de ilk yapılması gereken düşük tehdidi varlığı ya da kanama alanı varlığının dışlanmasıdır” diye konuştu.“HORMON DEĞİŞİKLİKLERİ GÖĞÜS AĞRILARINI TETİKLEYEBİLİR”Artan göğüs ağrılarının hormon değişikliği ile ilgili olduğunu belirten Op. Dr. Halil İbrahim Dinler, şunları söyledi: “Östrojen, prolaktin ve progesteron hormonlarının salgılanmasının artması anne adayının göğüslerindeki değişikliklerin temel nedenidir. Gebeliğin ilk birkaç haftasında göğüslerde hafif değişiklik hissedilebilir ve bunlar ağrılı olabilir. Göğüs ucunun fazla uyarılmasından kaçınmak ağrının artmasına engel olacaktır.”“SIK İDRARA ÇIKMAK DOĞAL YAKINMALARDAN”İdrar enfeksiyonları hakkında konuşan Op. Dr. Halil İbrahim Dinler, “İlk üç ayda rahmin büyüyen hacmi ile birlikte böbreklerin fonksiyonlarındaki değişimler bu yakınmanın temel sebebidir. İdrar şikayetleri 4. aydan sonra hafifler; ancak son aylarda bebeğin başının mesaneye basısı sonucu genellikle yeniden artabilir. Sık idrara çıkmaya idrar yaparken yanma şikayeti de eşlik ediyorsa idrar yolu enfeksiyonu varlığı sebebi ile araştırılması ve sonrasında tedavisi gerekmektedir” ifadelerini kullandı.“BULANTI VE KUSMALAR ŞİDDETLİYSE”Bulantı ve kusmaların çoğalması durumunda yapılacak uygulamalardan bahseden Op. Dr. Dinler, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gebeliğin erken dönemindeki bulantı ve kusmalarda; plasentadan salgılanan hormonlar, annenin psikolojik sıkıntıları, B6 vitamini eksikliği, gebeliğe bağlı mide-barsak sistemindeki değişiklik, tiroit bezinin normalden çok çalışması olası nedenlerdendir. Gebeliğin ilk haftalarda rutin istenen gebelik tahlillerinde anormallik yoksa gebelik hormonlarının olası etkisi ya da psikolojik etki olarak kabul edilebilir. Kusmaların şiddetli olması, kusmalar nedeniyle iyi beslenilmemesi ve sürekli kilo kaybı olması tedaviyi gerektirebilir.”“HALSİZLİK YORGUNLUK VE SÜREKLİ UYUMA İSTEĞİ OLABİLİR”Sürekli uyuma isteği konusunda açıklama yapan Op. Dr. Halil İbrahim Dinler, “Gebeliğin özellikle ilk 3 ayında olan bu değişiklik vücutta miktarı artan ’progesteron’ hormonuna bağlıdır ve bu hormon halsizlik, yorgunluk hissi ve sürekli uyuma ihtiyacına neden olabilir. 3. aydan sonra geçmesi beklenen bir yakınmadır” dedi.“SUSUZ KALMA BAŞ AĞRILARINA YOL AÇABİLİR”Baş ağrılarına neden olan konular hakkında konuşan Op. Dr. Halil İbrahim Dinler, “Özellikle ilk 3 ayda görülen baş ağrısının sebebi hissedilen bulantı ve kusmalardan dolayı uzun saatler boyunca aç kalınması ve su alımının oldukça azalmasıdır. Vücudun susuz kalması baş ağrısına yol açabilmektedir. Son aylarda görülen olan baş ağrıları, tansiyon yüksekliği ve preeklempsi sebebiyle de oluşabileceğinden araştırılması gerekir. Bu nedenle son aylarda görülen baş ağrıları için gecikmeden doktora başvurulması gerekir” diye konuştu.MİDE VE SİNDİRİM SİSTEMİ PROBLEMLERİHamilelikte mide ve sindirim sisteminin çok önemli olduğunu belirten Op. Dr. Halil İbrahim Dinler, sözlerine şöyle devam etti:“Gebelikte reflünün en önemli sebeplerinden biri büyüyen rahmin mideyi yukarıya itmesidir. Diğer bir neden yiyeceklerin progesteron hormonu etkisiyle yemek borusundan daha yavaş ilerlemesidir. Midenizin boşalması gecikmekte ve yiyecekler sindirim sisteminden daha yavaş boşalmaktadır. Bunun sonucunda hazımsızlık, şişkinlik ve bulantı hissi gibi şikayetler görülebilecektir. Şikayetin durumuna göre gerekli ilaç tedavisine başlamak bu şikayeti hafifletecektir.”“CİLT PROBLEMLERİ VE ÇATLAKLARA DİKKAT EDİN”Gebelikte en çok rastlanan sıkıntılar hakkında uyarılarda bulunan Op. Dr. Halil İbrahim Dinler, şunları söyledi: “Gebelik en sık karşılaşılan problemlerden biri de vücuttaki bazı bölgelerin kahverengileşerek kararmasıdır. Bu durum en sık olarak yüzde (kloasma, gebelik maskesi), göğüs uçları, karın, kasık ve göbek çevresi bölgelerinde ortaya çıkar. Ciltteki bu kararmaların gerçek sebebi tam olarak bilinmemekle birlikte, gebelikte salgısı artan estrojen hormonuna bağlı olduğu düşünülmektedir. Gebelik sırasındaki cilt kararmaları, güneş ışığı ve diğer ultraviyole ışıklara maruz kalmakla daha da artabilir.”“SİNDİRİM SİSTEMİ YAVAŞLADIĞINDAN KABIZLIK ARTAR”Hamileliğin belli dönemlerinde kabızlığın arttığını belirten Op. Dr. Halil İbrahim Dinler, sözlerini şöyle tamamladı:“Kabızlık, gebelikte sık görülen bir problem olup en sık nedeni sindirim sisteminin genel olarak yavaşlaması ve büyüyen rahmin bağırsakların son kısmına yaptığı baskıdır. Ayrıca kabızlık gebeliğin son dönemlerinde basur ve makatta çatlama oluşumunu artırır. En önemli tedavi ve kabızlıktan korunma yöntemi liften zengin beslenme ve bol sıvı tüketimidir. İyi yıkanan her türlü çiğ sebze ve meyve önerilir. Bu dönemde doktora danışmadan ilaç alınmamalıdır."